Merhaba fsdşfkslş. Ben geldim fsdjkfsd. Bu arada daha şimdiden 16.5K okuyucuya ulaşmışız olum siz adamın dibisiniz aq. Bu bölüm sıkıcı kabul ediyom ama sonra ki bölümle bunu telafi etcem fdsklşfs. Ayrıca hikayemizin baş kekosu Zayn'in dün doğum günüydü doğum günü kutlu olsun ayol. Neyse boynum ağrıyo ben gidim artık. Bitti. Profilimde ki Harry kurgum olan Skin'i okursanız sevinirim. Bana ulaşmak için instagram hesabı'mı takip edebilirsiniz [@rihfectt].
Dinleyin : Beyoncé - Irreplaceable
****
Lucy yerinde kıpırdanıp bir şeyler mırıldandığı sırada hızla etrafa baktım. Banyo olduğunu düşündüğüm yerin kapısı açıktı ve hızla oraya girdim. Doğru tahmin etmiştim banyoydu. Klasik beyazdan başka renk kullanılmamış bir banyoydu. Ne iğrenç ama. Kapının aralığından içeri bakarken Lucy dik bir konuma geldi. Elini tuttuğu sünepe de uyandığı sırada dikkatle onları dinlemeye başladım. Sanırım Daniel uyanmasın diye kısık sesle konuşuyorlardı.
''Lavaboya gitmeliyim Harry. ''
''Tamam güzelim. ''
Daniel derin bir nefes alıp Harry denilen sümsüğe iyice sarıldığında Lucy bu hallerine tebessüm etti. Onları tanımayan birisi bu hallerini görse oldukça sevgi dolu örnek bir aile olduklarını söylerdi. Herife bak lan! Benim oğluma sarılıyor, Oğlumun annesine sarılıyor. Sikerim bunu!
Sinirle yumruğumu sıktığım sırada ışığın yanmasıyla kaskatı kesildim.
Siktir Lucy lavaboya gitmeliyim derken neden burayı seçmişti?
Ya siktir be kapana kısıldım resmen.
Hızla etrafa baktım ve saklanacak bir yer aradım. Duşa kabinin kapısını kim camdan yaptırır ki? Kapıyı zaten kapatacak görünürüm. E dolaplara sığamam kıç kadar. Çok güzel kaldım böyle.
Kapı tamamen açıldığında hızla o tarafa baktım.
Yapacak bir şey yoktu ya onun ağzını kapatıp susturacaktım ya da bir şekilde buradan tüyecektim. Ve ben tüm ihtimalleri göze alarak o klozete ilerlerken aralık kalan kapıyı yavaşça açtım ve parmak ucunda yürüyerek banyodan çıktım. Derin bir nefes verip odanın açık kapısına hızla ilerlemeye başladım. Odadan çıktığımda kapıyı hafifçe çektim ve kapının aralığından içeriyi izlemeye başladım. Çok geçmeden Lucy lavabodan çıkıp geldiğinde elini üzerine sürdü ve yatağa oturdu. Harry denen herifin karnında ki elini kaldırdı ve başını göğsüne yaslayıp üzerine yorganı çekti. O it herifte elini onun omzuna sardı ve başına birkaç tane öpücük bıraktı. Bu manzara sayesinde yutkundum ve yenilmişçesine omuzlarımı düşürdüm. Geri-geri adımlar atıp tamamen arkamı döndüm ve hızla bu evi terk etmek üzere geldiğim gibi gitmeye başladım. Sadece eve gidip Daisy'i kollarım arasına almak ve dünyanın en huzurlu insanı olarak hissetmek istiyordum. Onu özlemiştim ve ona ihtiyacım vardı. Az önce gördüklerimi unutmaya çalışarak ilerlerken iç sesim gerçekleri yüzüme en sert şekilde vurdu.
Kabul et Zayn.
Sen kaybettin.
-Lucy'nin Bakış Açısı-
''Günaydın Lucy!''
Arkamdan gelen sesle yerimde durdum ve omzumun üstünden arkama baktım. Sekreterim Edeline bana doğru gelirken kocaman sırıtıyordu. Ona döndüm ve sırıtışına karşılık verdim. Yanıma geldiğinde kollarımı etrafına sardım ve oda bana karşılık verdi.
''N'aber bebeğim. ''
Gülümsedim.
''İyiyim güzellik, Sen?''
Heyecanla bir nefes aldı ve bana bakıp konuşmaya başladı.
''Çok iyiyim. ''
Tek kaşımı kaldırdım. Onu tanıdığım zamandan beri ilk defa böyle görmüştüm.
''Hey bekle ne bu heyecan?''
Tuhafça güldüğümde yerinde durdu ve ellerini ağzına getirip ağzını kapadı. Sessiz bir çığlık atıp bana döndü ve yerinde duramayacak bir şekilde konuştu.
''Sanırım Finn'e âşık oldum. ''
Ona anlamsızca baktım ve gülerek sordum.
''Finn? Hangi Finn? ''
''Ya işte senin arkadaşın vardı ya gelen. Finn Mirallegro! ''
Yüzümde ki sırıtış git-gide kaybolurken yutkundum. Lilly kesinlikle bu durumdan hoşlanmayacaktı.
''Peki, benim gitmem gerek Edeline hoşça kal. ''
Hızlı adımlarla onun yanından ayrılırken stresle bir nefes aldım.
Tanrı aşkına her şey geldiğinde üst-üste geliyordu ve ben gerçekten dayanamıyordum. Artık hayatımda bir şeylerin yolunda gittiğini görmek istiyordum. Sadece her normal insan gibi bende normal bir hayat sürdürmek gerekirse her gün aynı monoton şeyleri yapıp mutlu olmak istiyordum. Artık gerçekten bu yaşantıdan sıkılmıştım.
Geçmişe dair bütün anılarım, tanıdık kişiler hiç olmadık zamanda giriyordu tekrar hayatıma. Oysa ben onları silmiş ve hayatıma devam etmeye çalışıyordum. Zayn demek bela demekti. O ve onun yanında ki belalar değil 2 yıl 22 yıl geçse onun aptal arkadaşları ve aptal düşmanları bir yerden fırlayacaktı. Ben artık bunları düşünmek istemiyordum. Harry ile mutlu bir hayat sürmek istiyordum. Daniel çoktan Harry'i kabullenmişti. Hatta ona durumumuzu açıkladığımızda mutluluktan saçma hareketlerle dans etmiş ve hemen Harry'e baba demeye başlamıştı. Buda yetmez gibi bize bu sabah, ona ne zaman kardeş yapacağımızı sormuştu. 'Elinizi çabuk tutun ve bana kardeş yapın!' Diye bizi azarlamıştı.
Harry normal biriydi. Sadece rakip şirketleri ona düşmandı o kadar. Onlarda ellerinde silah sizi gebertene kadar peşinizde koşmuyordu. Ben artık her şeyden kurtulmak istiyordum. Bir an önce Harry ile evlenmek ve gerekirse İngiltere'yi terk etmek istiyordum. Bu şehrin kasvetli havası ve belalı insanlarından, hatalarla dolu geçmişimden arınmak istiyordum. Ben her şeyi silip tamamen yepyeni bir sayfa açmak istiyordum aslında.
Bazen her şey o kadar sıkıcı geliyor ki Daniel olmasa belki de çoktan yaşamımı sonlandırırdım. Ama yapamazdım.
Bir oğlum vardı ve ben babası gibi onu bırakamazdım.
Ama bunların intikamını en acı şekilde alacağım.
Tanrı şahidim olsun ki artık acı çeken ben değil Zayn olacak.
Bana ve oğluma yaşattıklarının iki katını fazlasıyla ona yaşatacaktım.
Roller değişti, Artık acı çeken Zayn olacaktı.
Ben değil.