secrets

16.8K 821 1K
                                    

Hyunjin, aynadaki yansımasını izlerken bir karar almıştı. Ve o kararın, hayatlarını ne denli değiştirebileceğinden henüz hiç haberi yoktu.

~

Rahatlatıcı bir duşun ardından bornozunu giyip aynanın karşısına geçti, Hyunjin. Vücudundaki morlukları kapatmaya çalışırken kapıyı çalmadan içeri yakın koruması girdi: Seo Changbin.

"Kapıyı çalmayı ne zaman akıl edeceksin?" Hyunjin, göz ucuyla Changbin'e baktı. Yine siyah takım elbisesini, siyah gömlek ve siyah kravatla tamamlamıştı.

"Senden en az yarım saat haber almazsam ve bu konuda Minho'yu bilgilendirmezsem kovulurum." Changbin, Hyunjin giyinme odasına giderken açıklama yaptı. Onun özel alanını bu kadar ihlal etmeyi kendisi de hiç sevmiyordu ama işsiz kalırsa iyice imkansıza binecek gizli bir ilişkisi vardı.

"Minho, onun hakkında böyle gayriresmi konuştuğunu duyarsa da seni kovar. Haberin olsun."

Hyunjin, yüzü olduğu ünlü spor markasından gri bir eşofman altı giyerken üstüne de beyaz geniş bir tişört geçirdi. Duştan dolayı hafif ıslak olan sarı uzun saçını toplamayıp siyah balıkçı şapkasını taktı.

"Berbat gözüküyorsun. Bugün çekimin yok muydu?"

Hyunjin, yakın korumasının ne kadar patavatsızca konuştuğunu unutmuş şekilde ona baktı. Nedense hayatındaki herkes; makyajlı yüzü, pahalı kombinleri ve lüks takıları olmayınca Hyunjin'e berbat gözüktüğünü söylerdi. Omuz silkip yaşadığı rezidans dairenin kapısına yöneldi. Başkalarının dediklerine takılarak yirmi dört yıl geçirmişti. Daha fazlasına niyeti yoktu.

"Bu halin ne?"

Hyunjin, yurt dışıyla da bağlantısı olan ünlü bir ajansın mankeniydi. Ve ajansın en gözde mankeni olduğu için kaç katlı ajansın bir katı tamamen kendisine ayrılmıştı. Makyaj odasına ilerlerken yanına gelen Jisung'a baktı. Günaydın demek yerine o da koruması gibi halini beğenmediğini dile getirmişti. Daha sonrasında ise dediğinin hiç farkında değilmişçesine kahvesinden büyük bir yudum alıp kendisini odadaki rahat koltuklardan birine bırakmıştı.

"Patronun çok sinirliydi. Resmen gözleriyle bile ateş saçıyordu. Umarım çekimin sorunsuz geçer de bir de sen azar yemezsin."

Jisung, sırf Hyunjin ile yakın olduğu için mezuniyetinin hemen ardından bu ajansta iş bulduğu için şanslıydı. İşini pek umursayan bir çalışan olduğu söylenemezdi. Daha çok dedikoduları takip etmeyi ve Hyunjin'in peşinde dolaşmayı severdi.

"Her zamanki halidir. Senin işin yok mu?

Hyunjin, makyajı yapılırken aynadan Jisung'a baktı. Bazen ona "beni biraz yalnız bırak" demek istiyordu ama nedense bunu yapacak gücü bir türlü kendinde bulamıyordu.

"Çok popüler bir dergi için çekimin varken seni yalnız bırakır mıyım?"

Hyunjin, bakışları kesişen arkadaşının sahte gülümsemesine karşılık verdi. Jisung, böyle biriydi işte. Popüler şeyleri severdi. Eh, bu Hyunjin'i de neden sevdiğinin en büyük açıklamasıydı zaten.

"İnanamıyorum. Çok iyi gözüküyorsun."

Hyunjin, makyajının ardından giymesi gereken kombinlerden ilkini sanki kendisi için dikilmiş gibi üstünde taşırken; odaya giren Felix'in beğeni dolu sesi duyuldu. Felix, Hyunjin'in yakın olduğu bir diğer arkadaşıydı. O da Jisung gibi ülkenin en popüler mankeniyle arkadaş olmayı severdi. Ajansa yakın bir şirkette çalışıyordu. Konumu pek yüksek sayılmasa da idare ederdi. En azından kafasına esince şirketten çıkıp ajansa gelebiliyordu.

"Bu kremalı kahveler, çok yağlı oluyor. Pahalı cilt bakımımız boşa gitsin istemiyorsan bırakman lazım."

Felix, Jisung'un elindeki soğuk kahveye iğreti bir ifadeyle bakarken; Jisung, umursamayıp pipetiyle kahvesini karıştırdı. Zaten rutin olan cilt bakımlarının parası, Hyunjin'in cebinden çıkıyordu.

"Hazırsanız çekimlere başlayabiliriz."

Hyunjin, yanına gelen çalışanı başıyla onayladı. Bunun son çekimi olduğunu bilmeden, güçlü adımlarla çekim alanına doğru yürüdü. Hemen yanında koruması, arkasında da arkadaşları ona eşlik ediyordu. Çekimini yapacak yönetmen ve dergi editörüyle sohbet ederken, son hazırlıkların tamamlanmasını bekledi. Sonunda sahne sadece kendisine ait olduğunda hazırlanan platforma çıkıp poz vermeye başladı. Rol kesmek, Hyunjin için basit bir eylemdi. Zaten günlük hayatta da sürekli rol yapmıyor muydu?

İkinci kombinine geçmek için kostüm odasına geri döndü, Hyunjin. Felix ve Jisung'a dergi editörüyle konuşmak daha cazip gelmişti. Koruması da kapı önünde bekliyordu. Odadaki yalnızlığın tadını çıkararak geniş kabine girdi. Birilerinin giyinmesine yardımcı olmasını sevmezdi. Bunun için genelde bu kabinde yalnız olurdu. Üstündeki kırmızı saten gömleğin düğmelerini çözüp omuzlarından sarkıtırken, boynunda tüy kadar hafif bir öpücük hissetti. İşte bazen Hyunjin'in bu kabindeki yalnızlığına eşlik eden biri olurdu: Lee Minho.

Pahalı olduğu kumaşının her bir milimetresinden belli olan gömlek, Hyunjin'in vücudundan kayıp yere düşerken; Minho, Hyunjin'i kendisine çevirip dudaklarını birleştirdi. Dudakları sanki günlerdir birleşmemiş gibi özlemle kavuşurken; Hyunjin, kollarını Minho'nun boynuna sardı. Minho, Hyunjin'in sırtını duvara yaslarken; Hyunjin de aralarındaki olmayan mesafeyi iyice kapatmak için onu kravatından tutup kendine çekti. Minho'nun parmakları, Hyunjin'in çıplak üst vücudunu okşarken; yavaş başlayan öpücükleri gittikçe alevlenmişti. Changbin'in beş dakika sonra kapıyı tıklatmasıyla zorla birbirlerinden ayrıldılar. Minho, kravatını tekrar sıkılaştırıp baş parmağıyla dudağına yayılan şeffaf parlatıcıyı sildi.

Hyunjin'in parlatıcısını.

Minho, tıpkı geldiği gibi sessizce giderken; Hyunjin, dağılan görüntüsüne baktı. Her zaman olduğu gibi Lee Minho tarafından dağıtılmış ve bırakılmıştı.

Hyunjin, bu duruma beraber geçirdikleri her gecenin ardından sabahları yalnız uyandığı için çoktan alışmıştı.






Eveet bu benim yazdığım ilk fic. Ana fikir olarak eminim ki benzerlerini okumuş ya da izlemişsindir ama kurgu ilerledikçe farklılığı göreceksiniz. Ayrıca Hyunjin, iki rolde olacağı için ana ship Hyunho olsa da içinde Hyunjin'in olduğu bir ship daha olacak.

Ve son olarak rahatsız edecek yakınlaşma sahneleri ve psikolojik sorunların bahsi olabilir. Etkilenebilecekler için şimdiden uyarımı yapmış olayım.

İyi okumalar. Umarım zevk alarak okursunuz. 🤍🤍🤍

Başlangıç: 19 Temmuz 2021

lostmyhead // hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin