love me harder

5.4K 613 794
                                    

Jisung, taksiden inip Felix'in oturduğu siteye girdi. Doğum günü partisinin ilk davetiyesini, en yakın arkadaşına vermeye gelmişti. Evin önüne gelince, gördüğü kişiye inanamadı. Bu şerefsiz neden Felix'in evinden çıkıyordu? Ağacın arkasına geçip Chan'ın arabasının çıkmasını bekledi. Onun ardından hızlıca eve yöneldi.

"Chan?" Felix, sevgilisinin bir şey unuttuğunu düşünerek kapıyı açtığında; Jisung'u görmeyi hiç beklemiyordu.

"Aynen, Chan. Ne oluyor Felix? O şerefsiz, neden buradaydı?" Jisung, sinirle içeri girip ellerini beline koydu. Chan'a olan nefreti hiç azalmamıştı. Felix, artık Jisung'a anlatması gerektiğine karar verdi. "Biz sevgiliyiz. Gece burada kaldı."

Jisung, duyduğuna inanmayarak; bunun bir kabus olduğunu düşündü. Kolunu çimdiklediğinde canı acıyınca, gerçekler yüzüne çarptı. "Lisedeki Chan ile sevgilisiniz. Seni sürekli kullanan Chan ile. Gözünün önünde Hyunjin ile öpüşen Chan ile."

Felix, Jisung'un bunları hatırlatacağını bildiği için en yakın arkadaşından ilişkisini saklamıştı. "Minho da oradaydı. Üstelik Minho ve Hyunjin sevgiliydi. Ama bak yine de Minho, onu affetti. Biz Chan ile hiçbir şey değildik."

"Minho, Hyunjin'e orospu muamelesi yaparak intikam alıyor. Bunu, bana sen anlattın hatta. Peki, sen ne yapıyorsun? Sen de mi intikam alıyorsun?"

"İntikam alıyorum ama asıl suçlu olandan. Chan'ın bir suçu yokmuş." Felix, o gün nasıl üzüldüğünü hatırladı. Chan, son zamanlarda kendisine hiç olmadığı kadar yakın davranırken; onun, Hyunjin ile öpüştüğünü görmüştü.

Jisung, Felix'in açıklamasıyla iyice sinirlendi. Chan, Felix'i manipüle etmekte cidden başarılıydı. "Evet, sürekli umutlandırıp kullandığım Felix'in yakın arkadaşı ve kendi yakın arkadaşım Minho'nun da sevgilisi Hyunjin ile öpüşen bendim. Aaa hiç suçu yokmuş, cidden."

"Chan sarhoşmuş, Hyunjin öpmüş." Felix, kısık sesle mırıldandı. O gün, orada olmasa belki buna inanırdı ama Chan'ın sarhoş olmadığını biliyordu. Chan'ın, en yakın arkadaşını bile Hyunjin için karşısına aldığını da biliyordu. Sadece, bu yalana inanmak istiyordu.

"Hyunjin gittikten sonra Minho'nun, Chan'a yumruk attığını ve onun da karşılık verdiğini anlatmıştın. Hatta sen ayırmaya çalışmışsın. Sarhoşsa nasıl kavga etti? Gerçekten enayisin." Jisung, saç diplerini çekiştirmekten başının ağrıdığını hissetti. Cidden, Felix'e inanamıyordu. Günlerce ağlamasına sebep olan kişiyi, nasıl affedebilmişti?

"Hyunjin, senin ona aşık olduğunu bile bile bunu yaptı diye intikam alacağımıza söz verdik. Nefret etmemize rağmen yüzüne bakmaya devam ettik ama eğer çifte standart varsa, ben yokum." Jisung, kapıya doğru yönelirken devam etti. "Çünkü benim gözümde ikisi de aynı bokun başka rengi. Birini psikolojik olarak çökertmek için her şeyi yaparken, diğerinin el üstünde tutulmasına göz yumamam."

Felix, Jisung'un gözündeki hayal kırıklığını görünce; kardeşi gibi gördüğü yakın arkadaşının gitmesini engellemek için kolunu tuttu. Jisung'u kaybetmesi, ailesini kaybetmesi demekti. "Hyunjin, sana da kötülük yaptı. Senin elinden en büyük hayalini aldı. Senin istemediğin böyle bir hayatı yaşamana sebep oldu. Ondan nefret ediyorum çünkü hem kardeşimi üzdü hem de bana ihanet etti."

Jisung, Felix'in hatırlatmasıyla geçmişi düşündü. Hyunjin, cidden bile bile ikisinin de hayatına sıçmıştı. Felix' sarılıp onun saçını okşadı. "Chan'ı hiç sevmiyorum ve yine üzülmenden korkuyorum."

"İnan bana, o değişti. Hyunjin ve Minho yüzünden babasıyla çok sorun yaşadı. Onlardan intikam almak istiyor. Biz de Hyunjin'den intikam almak istiyoruz. Neden aynı saftayken, düşman olalım?"

lostmyhead // hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin