Bir , iki, üç
Gülümseyin Kralım
Artık mutlu sona yakınızUzun ve yorucu zamanlar geçirdim. Kimsesiz kaldım, acı çektim, yakınlarım tarafından terkedildim. Yıldızlara her baktığımda ağlıyor, yanımda hissettiğim soğuklukla bedenim acı içinde kalıyordu. Gitmek istiyordum ama gidebilecek bir yerim yoktu. Sığınacağım bir babam, gece yatmadan önce göreceğim bir annem, nişanlım gibi görünse de en yakın arkadaşım, her gece düşlediğim sevdiğim adam yoktu.
Bu kadar yokluğun arasında bir şeyim vardı. Gücüm...
İçimde saklı olan ama benim bilmediğim, belki de çoğu kişinin hayatı boyunca kullanması gerekmediği güç ... Her düştüğümde beni kaldıracak biri aramadım çünkü ben vardım. İçimdeki güç o kadar fazlaydı ki.
"Asla kendinizi küçük görmeyin. İçinizdeki gücün farkında bile değilsiniz. Siz benim, Kraliçe Jae Hwa'nın prens ve prenseslerisiniz. Düşeceksiniz. Benim gibi tek başınıza bırakılacaksınız. Terkedileceksiz. Yüzümdeki yaraya bakmaktan korkmayın. Çünkü bu yara benim gücümün bir dışa vurumu. Düşmekten ve dizlerinizin kanamasından korkmayın. Ne kadar düşerseniz o kadar yükselirsiniz"
Bana bakan prens ve prenseslere çevirdim bakışlarımı. Hepsinin yüzüne tek tek baktım. Hepsi benim için o kadar değerliydi ki. Biri diğerinden üstün değildi. Hepsinin kendine özel yetenekleri vardı. Hepsi birer sanat eseriydi. Biriciklerdi.
"Sakın kardeşinizle, abilerinizle ya da ablalarınızla kendinizi kıyaslamayın. Kai abiniz gibi dövüş sanatlarında iyi olmayabilirsiniz. Belki Eun ablanız kadar güzel olmayacaksınız. Ama sizi diğerlerinden ayıran bir özelliğiniz var."
Jung elini kaldırdı ve ayağa kalkıp önünü ilikledi.
"Kraliçem, ben abiyim. Bu yeteneğimle gurur duyuyorum. Bütün kardeşlerim için en iyisi olacağım."
Ona gülümsedim ve kafamı salladım.
"Bu dünyadaki en değerli mesleklerden biri bu prens Jung."
Hepsi olmak istedikleri şeyleri sıralarken gülerek onlara baktım. Hepsi sevinçle bir şeyler mırıldanıyordu. Kang yerinden kalktı ve önümde durdu. Ellerini bana doğru uzattı. Onu kucağıma aldım.
"Peki sen ne olacaksın bebeğim?"
Kıkırdadı ve küçük kollarını boynuma sardı. Başını da göğsüme koymuştu.
"Ben kalbinde kalmak için uğraşacağım anne. Her zaman seninle olacağım"
Ona gülümsedim. Kollarım onu sardı ve ayağa kalktım. Pencereye doğru ilerledim. Elimle batan güneşi gösterdim.
"Bu güneş orada olduğu sürece hep seninle olacağım prens kang. Senin olduğun her yerde her an seninleyim"
Uzandı ve yanağımı öptü. Bende aşağıda babasıyla konuşan Tae'ye baktım. Kang'ı kucağımdan indirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙶ü𝚕 𝚅𝚎 𝙿𝚛𝚎𝚗𝚜 *𝐤𝐢𝐦 𝐭𝐚𝐞𝐡𝐲𝐮𝐧𝐠
Fanfiction•yetişkin içerik bulunur[ şiddet ve korku öğeleri] • Elleri kanla kaplı adamın aşkı ne kadar güvenilirdi pembe gülün yanında? ~Zalim kral ve Pembe gülün hikayesi Başlangıç tarihi: 07/04/20 *kitap kapağı için @seffafgolge'ye çok teşekkür ederim ...