0.4

1.8K 188 152
                                    

"Belki de bu akan gözyaşlarım  kara kalbimdeki pembe gül parçalarıydı,,

"Belki de bu akan gözyaşlarım  kara kalbimdeki pembe gül parçalarıydı,,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~Jae Hwa'nın ağzından~

Önümdeki yemekle bakışmam hız geçmeden sürüyordu. Bir saat belki de daha fazladır sadece bakıyordum yemeğe.

Yalnızdım.

Koskoca Saray'da bir başınaydım. Babam yoktu, annem, Baek Ah, Tae ...

Yemeği önümden ittim ve ayağa kalktım. Başım dönünce ellerimi masaya sardım. Bayan Jung hemen koşmuş ve ellerini bana sarmıştı.

"Aman Tanrım iyi misiniz kraliçem?"

Ona kafamı salladım ve dengemi sağladığımı umut ederek yürümeye başladım.

Ama Ne yazık ki dengemi sağlayamamış dahası bedenim yerle buluşurken gözümü dahi açamamıştım.

~Tae'nin ağzından~

Annem koluma hafifçe vururken ona gülümsedim.

"Ah! Kocaman Kral oldun hala ağzını şapırdatarak yemek yiyorsun"

Anneme daha çok gülümsedim ve omuzlarımı silktim. Kapı açıldı ve içeri Jungkook girdi. Dünkü kavgamızdan sonra bir daha konuşmamıştık. Annemin önünde referans yaptı.

"Üzgünüm kraliçem. Halletmem gereken önemli işlerim vardı."

Annem yüzüne ciddi ifadesini takındı. Yalnızca kafasını salladı Jungkook'a.

Derin bir nefes aldım. Annemin Jungkook'a böyle olmasını istemiyordum. Onu da anlayabiliyordum. Babam onu aldatmış ve başka birinden çocuk getirmişti karşısına. Buna alışması iş değildi. Ama Jungkook'un suçu değildi ki bu. Onun annesi ve babamın suçuydu.

Önümdeki yosun çorbasından bir kaşık daha aldım.

Jungkook yüzündeki buruk ifadeyle yerini aldı. Yemeğinden henüz yemişti ki kapı aniden açıldı.

Elçi o kadar hızlı girdi ki içeri ben bile ürkmüştüm istemsizce.

"Kralım!"

Anında ayağa kalktım. Kalbim sızlamıştı. Yoksa Jae ye mi bir şey oldu?

"Ne oldu?"

𝙶ü𝚕 𝚅𝚎  𝙿𝚛𝚎𝚗𝚜  *𝐤𝐢𝐦 𝐭𝐚𝐞𝐡𝐲𝐮𝐧𝐠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin