𝙶ü𝚕 𝚅𝚎 𝙿𝚛𝚎𝚗𝚜 *𝐤𝐢𝐦 𝐭𝐚𝐞𝐡𝐲𝐮𝐧𝐠

4.0

kemerlerinizi sıkıca bağladığınızdan emin olun meleklerim, bu bölüm öğreneceğiniz gerçeklerin şokunu atlatmak için lütfen sakince okuyun 😌

bölümün sonunda yorum yaparsanız beni çok ama  çok mutlu edersiniz

beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın

sizi çok seviyorum

İYİ OKUMALAR MELEĞİM 🍒

Düğünün üzerinden bir aya yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen hala Kraliçe Gwang'ın sözleri beynimde dolanıp duruyordu. Gerçekten Rowoon'u ellerinde tutuyor olabilirler  miydi?

Derin bir nefes verdim ve önümdeki kağıda döndüm. Tae Wein krallığıyla anlaşma yapmak için Güney'e gitti. Prensesler evlilik hediyesi olarak sıcak topraklara balayına gönderildiler. Krallığımdaki  diğer prens ve prenseslereyse kısa süreli bir tatil ayarladım. Hepsinin gezip kafa dağıtmaya ihtiyaçları vardı.

"Kraliçem"

Başımı önümdeki notlardan kaldırdım ve kapıda duran Saray Hanımı Oh'a baktım. Benim önümde hızla eğildi ve içeri girdi. Elindeki kağıtları bana uzatırken ona gülümsedim.

"Bütün prens ve prenseslerin notlarını inceledim Kraliçem. Hiçbiriyle ilgili sorun yok. Hepsi elinden geleni yapıyorlar"

Memnuniyetle kafamı  salladım.

"Eğitim ahlakın için teşekkür ederim Oh."

Önümde eğildi.

"Bu kadar ilgili bir kraliçe olduğunuz için ben teşekkür ederim efendim"

Gülümsedim yeniden. Önümdeki kağıtta yazılı olan isimlere baktım. Sayfayı geçmek üzereyken kaşlarım bir isimle çatıldı.

"Prens Hoseok"

Başımı kaldırdım ve Oh'a baktım. Oh elleriyle gergince oynadı.

"Ne  zamandır böyle bir prensim var?"

Sesimdeki sert ton üzerine yere kapaklandı. Önümde uzandı.

"Kraliçem bu Kraliçe Gwang'ın emri. Kral Taehyung onu da listeye eklememi istedi"

Tae'nin böyle bir şey yapmayacağını biliyordum. Daha dün gitmeden önce anlaşmayı bana iki kere okumuştu. Bu tarz konularda bana gösterdiği saygıdan haberdardım.

"Bak Saray Hanımı Oh. Siz işinizde iyi, güzel ve sevecen bir kadınsınız."

Oh gülümsedi ve önümde eğildi yeniden. Bende önümdeki kağıda bir şeyler karaladım ve devam ettim.

"Ama sizden çok var. Size ihtiyacım yok. Beni de eğitmiş olduğunuz için size karşı içimde çok büyük saygıya sahibim ama bulunmaz hint  kumaşı değilsiniz."

Oh ağlayarak yeniden önümde eğildi.

"Kraliçe istedi Kraliçem. Beni tehdit etti. Eğer onu da eğitime almazsam beni öldürmekle tehdit etti."

Alttan bir gülümseme verdim ona. Bakışlarım önümdeki kağıtlardan ona döndü.

"Keşke o zaman ölmeyi kabul etseydiniz. Çünkü şu an benim kalbimde öldünüz."

Saray Hanımı Oh ileri atıldı ve elime yapıştı. Kapıdaki asker benden önce davranmış ve onu yakalayıp çekmişti.

"Yapmayın. Yalvarırım yapmayın Kraliçem. Beni affedin. Bir daha yapmam. Bir daha hata yapmam"

O odadan çıkarken kendi kendime söylendim.

"Bir daha yapamayacaksın zaten. Şimdi git sahibine buradaki şeyleri öt"