|7|

2.3K 127 15
                                    

HATIRLATMA...

Annem bana sarilırken ben sadece bekledim. Evet geri çekilmesini bekledim. Aptalca gurur yapmaya gerek yoktu. Bu aile beni kabullenememişti. İstenmediğim yerde durmak istemem ben. Bu aptakca bir gurur değil! Benim karakterimden kaynaklanan bir durum.

Ben: bakın, ben evime giderim. Zaten bir tek Sinem kalıyor orada. O da annesi ve babası trafik kazasında öldü diye yani. Ben de onunla yaşarım. Zaten 18'e girmeme bir kaç ay kaldı. Gerçek ailem ortaya çıkmasaydı da ben o eve yerleşecektim.

Babam: kızım sen ne diyosun.? Çıkar aklından o fikri. Burası sizinde eviniz. Kimse kimseyi kovamaz. Eğer kalmak istemeyen varsa gidebilir.

Annem: gitme kızım bize bir şans daha ver.

Ben: (.........)

*₺*¥*₺*¥*₺*¥*₺*¥*₺*¥*₺*¥*₺*¥*₺*¥*₺*

Ben: peki , bu seferlik böyle olsun.

Annem sevinçle boynuma sarılırken babam
konuşmaya başladı.

Babam: teşekkür ederiz kızım.

Ömer de bana hızla sarıldı. Sonra da bana bir hatırlatma yaptı.

Ömer: ikiz, hani biz abimin yanına gidecektik yaa?

Caner: tamam Ömer gidersiniz ama biz bir konuşalım isterseniz ha?

Semih ve Ertuğrul ve Caner ayağa kalkınca ben de tamam dedim. Beraber qrabaya binip bir cafeye geldik.

Garsondan ben tiramisu, Ömer ve Caner çikolatalı yaş pasta aldı. Semih ise daha yeni kahvaltıdan kalktık ben sadece çay alayım dedi.

Caner: bak güzelim. İlk başta sana mesafeli davrandık çünkü karakterini öğrenmek istedik. Sonra senin o kıza benzemediğini fark ettik. Biz seninle abi - kardeş olmak istiyoruz. Sen en önce Ömer ile kaynaştın. Elimizde olmadan kıskanıyoruz. Mesela dün ben seninle uyumak için odana geldiğimde Ömere sarılarak uyuduğunu gördüm. Ben benimle de aynı şekilde ve samimiyette konuşmanı, sarılmanı istiyorum. Aynı şekilde Semih ve Ertuğrul da öyle istiyor.

Semih: ıhım ıhım... bak güzel kardeşim. Ben seninle daha fazla vakit geçirmek istiyorum.
Kaynaşmak istiyorum. Mesela alerjinin olduğu bir şey var mı, sevdiğin şeyler ne, korktuğun şeyler ne bunları bilmek istiyorum.

Ertuğrul: aynı şekilde bende öyle abicim. Ben pek fazla sevgimi belli edemem  ama seni inan ki çok seviyorum.

Ömer: madem çok seviyodunuz neden Alparslan malına karşı gelip konuşmadınız?

Ertuğrul: lan sen sanki babamın huyunu bilmiyorsun. Ben birinizle konuştuğumda ne olursa olsun sizi ilgilendirmez karışmayacaksınız demiyor mu?

Semih: ama haklı lan karışabilirdik.

Caner: susun lan. Ben kardeşimle barışmak istiyorum. Sizin yüzünüzden barısamicaz.

Ben: önemli değil o mesele. Ben bile az konuştum. Alparslana konuşmaya değmez.
Odunluğu bırakıp kalaslık yapacak değil sonuçta.

Semih: eee bizi affettin mi?

Ben onlara bir şey demeden ayağa kalktım. Onlarda çatık kaşları ile ayağa kalktıktan sonra hızla onlara sarıldım.

Caner: i..ina..inanmıyorum . KIZ KARDEŞİM VAR LAN!

cafedeki insanlar bize tuhaf tuhaf bakarken Semih ve Ertuğrul abim de mutluluklarını dile getiriyordu.

Ömer: ikiz. Hadi ziyaretçi saati geldi.

Ertuğrul: kıskanıyorsun deme? O yüzden hemen lafa giriyorsun.

Ömer: offf ne alaka abi yaa?

Ben: tamam o zaman. Ömer haklı abilerim. Siz bizi hastaneye bırakın.

Caner: bizde gelelim güzelim..

Ben: hayır gerek yok. Biz Ömer ile gideriz.

Semih: peki o halde. Ömer kardeşimize dikkat et abicim.

Ömer :tamam abi.

Beraber cafeden çıkıp arabaya bindik. Yarım saatin sonunda hastaneye geldik. Ömer Ali Asaf abimin doktorunu bulup izin aldı. Beraber girdik odasına. Önce o konuştu sonra beni yalnız bıraktı.

Kumral saçları vardı. İri ve uzun boyluydu.

Yatağın yanındaki sandalyeye oturdum önce . Sonra elini tutup konuşmaya başladım. O şu an da bana cevap veremese de hissedebiliyormuş.

Ben: a..abi... ben sizin gerçek kardeşinizmişim.  Benim üvey annem Sema kocasını aldatmış. Onun çocuğu da Sezenmiş bu arada. Sonra çocuktan kurtulmak istemiş ve bizi değiştirmiş...

Ve ona yaşadığım şeyleri anlattım biraz fıskiyeleri de açarak. Sonra sandalyeden kalkıp onun yanına uzandım. Önce onun yanaklarını, alnını öptüm. Sonra sıkıca sarıldım. Birden belime dolanan güçlü kollarla çığlık attım.

Çığlığımı duyup da yanıma gelen Ömer abisine ve bana şaşkınca bakıyordu.

Ben: A..Ali Asaf abi sen neden ağlıyorsun?

Abim yüzündeki yaşları skldikten sonra konuştu.

Abim: duydum güzelim. Sen konuşurken bilincim açıktı. Bu kadar acı yaşadığın için ve seni koruyamadığım için özür dilerim bir tanem. O kızın bize neden böyle davrandığını hiç çözememiştim. Annesine çekmiş hinliği.

Odaya giren doktorla konuşmamız kesildi. Bizi dışarı çıkartıp onun kontrollerini yaptılar. Daha sonra aklıma annemler geldi. Annemi hemen aradım.

Annem: kızım?

Ben: anne! Hemen hastaneye gelin abim uyandı.

Annem: a..anne mi? ...... NE ALİ ASAF UYANDI MI? KEMAAL ALİM UYANMIŞ.
Tamam kızim biz hemen geliyoruz. KEMAL BANA ANNE DEDİ KIZIM.

galiba telefonu kapatmayı unutmuştu. Onun bu haline gülüp telefonu kapattım. Ömer bana merakla bakarken

Ben: annemlere de haber verdim.

Ömer: annemlere?

Ben: evet? Annemlere.

Ömer: iyiymiş.

Odadan çıkan doktorun yanına gittik.

Dr: hastanın durumu cok iyi. Kendisi şimdiden taburcu olmak istiyor. Bizde durumu iyi olduğu için izin verdik.

Ömer: ikiz ben annemleri arayıp gelmeyin diyim o zaman?

Annem: geldikk bileee...

Bir günde kaç bölüm attım size bee...

Keyifli okumalar. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.


ELİMİ TUTAN HAYALLER ~ GERÇEK AİLEM ~    TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin