Piyer, kalabalığın arasından güçlükle etrafına bakındı.
Bir ses, "Kont, Piyer Kiriliç! Burada ne arıyorsunuz?" diye sordu.
Piyer dönüp kalktı.
Boris Drubetskoy kutsal resme secde ederek kirlettiği dizlerini eliyle silip gülümseyerek Piyer'e yaklaştı. Boris, seferî askerliğin özelliklerini taşıyan bir zarafetle giyinmişti. Sırtında Kutuzov'da olduğu gibi uzun bir redingot, omzunda kamçı vardı.
Bu sırada Kutuzov köye yaklaşmıştı, en yakın evin gölgeliğinde bir Kazak'ın koşarak getirdiği, başka bir Kazak'ın da hemen üstüne bir örtü serdiği sıraya oturdu, düzgün, parlak bir maiyet alayı başkomutanın çevresini sardı.
Kutsal resim kalabalıkla birlikte yoluna devam etti. Piyer, Kutuzov'dan otuz adım kadar uzakta durmuş Boris'le konuşuyordu.
Piyer, savaşa katılma ve mevzii görme niyetini anlatıyordu.
"Bakın, nasıl yapın," dedi Boris, " Size karargâhı gezdireceğim. Her şeyi en iyi göreceğiniz yer Kont Bennigsen'in yeridir. Ben onun yanındayım. Mevzii dolaşmak isterseniz bizimle gelin, şimdi biz sol kanada gidiyoruz. Sonra döneceğiz, buyurun geceyi bizde geçirelim; bir parti çeviririz. Dimitri Sergeyiç'le tanışırsınız değil mi? İşte şurada kalır." Gorki'deki üçüncü evi gösterdi.
Piyer, "Ama ben sağ kanadı görmek isterdim; çok sağlam olduğunu söylüyorlar," dedi. "Moskova Nehri'nden başlayarak bütün mevzii gezmek isterdim."
"Eh, bunu sonra gezip görebilirsiniz, asıl mesele sol kanada..."
Piyer, "Evet, evet. Ya Prens Bolkonski'nin alayı nerede, bana gösteremez misiniz?" diye sordu.
"Andrey Nikolayeviç'in mi? Yanından geçeceğiz, sizi ona götürürüm."
Piyer sordu:
"Sol kanat nasıl?"
"Doğrusunu söylemek gerekirse aramızda sol yanımızın durumu acıklı," dedi, "Kont Bennigsen'in düşüncesi hiç de böyle değildi. İşte şu tepenin tahkimini o hiç de böyle düşünmemişti... Ama. (Boris omuzlarını silkti) Serenisim istemedi ya da onu kandırdılar, bilirsiniz ki..."
Boris sözünü bitiremedi, çünkü bu sırada Kutuzov'un yaveri Kaysarov Piyer'e yaklaştı, Boris rahat bir gülümsemeyle, "Paisiy Sergeyiç," diye Kaysarov'a döndü, "ben de Kont'a mevzii anlatmaya çalışıyorum. Fransızların niyetlerini, Serenisim'in bu kadar doğru bir şekilde kestirebilmesi şaşırtıcı."
Kaysarov, "Sol yandan mı söz ediyorsunuz?" dedi.
"Evet, evet tamam. Sol yanımız şimdi çok sağlam, çok."
Kutuzov, bütün gereksiz unsurları kurmaydan çıkardığı halde yapılan değişiklikten sonra Boris genel karargâhta tutunmanın yolunu bulmuştu. Kont Bennigsen'in yanına yerleşmişti. Genç Prens Drubetskoy'u, maiyetinde bulunduğu herkes gibi Bennigsen de çok değerli bir adam sayardı.
Ordu yüksek komutanlığında öne çıkmış iki kanat vardı: Kutuzov'un kanadıyla kurmay başkanı Bennigsen'in kanadı. Boris bu sonuncu kanattaydı. Kutuzov'a kölece bir saygı gösterip de bu ihtiyarın iktidarsız olduğunu, her şeyi Bennigsen'in yaptığını anlatmayı kimse onun kadar beceremezdi. Şimdi savaşın öyle kesin bir anı gelmişti ki, bunun ya Kutuzov'u ortadan kaldırması, iktidarı Bennigsen'e vermesi veya Kutuzov savaşı kazansa bile her şeyi Bennigsen'in yaptığı hissini uyandırması gerekti. Herhalde yarın büyük ödüller dağıtılacak, yeni bazı adamlar sivrilecekti. Bundan dolayı Boris o gün büyük bir heyecan içindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savaş ve Barış
General FictionI. Cilt Savaş ve Barış, "klasik" dendiğinde akla gelen ilk kitaplardan. Napoléon'un Rusya'yı işgalini anlatan dev bir savaş romanı, aynı zamanda bir Rusya panoraması. 1800'lerin ortalarında Rusya'nın içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşullar, ke...