Altıncı Bölüm I - II - III - IV - V - VI

22 0 0
                                    


ALTINCI BÖLÜM

I

Borodino Savaşı, ardından Moskova'nın işgali ve Fransızların yeni savaşlar vermeksizin kaçışı, tarihin en ibret verici olaylarından biridir.

Tarihçiler şuna inanır: Devletlerin ve milletlerin dış eylemleri, aralarındaki anlaşmazlıklarda savaş şeklinde gösterir kendini; büyük veya küçük askerî başarılar sonucu olarak devletlerin ve milletlerin siyasî gücü doğrudan doğruya çoğalır veya azalır.

Başka bir imparator veya kralla bozuşan herhangi bir kral veya imparatorun asker toplayıp düşman ordusuyla savaşması, zafer kazanması, iki bin, üç bin, on bin kişi öldürmesi, sonuçta bir devlete ya da birkaç milyonluk bir millete boyun eğdirmesi üzerine yapılan tarihî açıklamalar, ne kadar garip görünürse görünsün; bir ordunun, milletin bütün güçlerinin yüzde birinin bu milleti neden boyun eğmeye zorladığı ne kadar anlaşılmaz bir şey olursa olsun; tarihin bütün olayları (bildiğimiz kadarıyla) şu gerçeği ortaya koyar: Bir milletin ordusunun, başka bir milletin ordusuna karşı elde ettiği büyük ya da küçük başarılar, milletlerin güçlenmesi ya da zayıflamasının nedenleri ya da hiç değilse önemli belirtileridir. Ordu zafer kazanır, yenen milletin hakları yenilen milletin zararına olarak çoğalır hemen. Ordu hezimete uğrar, hezimetin derecesine göre, millet haklarından mahrum edilir, ordusunun uğradığı hezimet tam bir hezimet ise, bütünüyle boyun eğer.

Eski zamanlardan (tarihçilere göre) bugüne kadar böyle olmuştur. Napoléon'un tüm savaşları bu kuralı doğruluyor. Avusturya, ordularının hezimeti oranında haklarından mahrum ediliyor, Fransa'nın hakları ve gücü artıyor. Fransızların Jena ve Auerstaedt zaferleri Prusya'nın bağımsız varlığını yok ediyor.

Ama 1812 yılında Fransızlar ansızın Moskova önlerinde zafer kazanıyorlar, Moskova zapt ediliyor; sonuçta yeni çarpışmalar olmadan, Rusya'nın değil, altı yüz bin kişilik bir ordunun, sonra da Napoléon Fransa'sının varlığı sona eriyor. Olayları tarihin kanunlarına uydurarak, Borodino' da savaş alanının Rusların arkasında kaldığını, Moskova'dan sonra Napoléon ordusunu yok eden çarpışmaların yaşandığını söylemek imkânsız bir şeydir.

Fransızların Borodino zaferinden sora bir meydan savaşı şöyle dursun, önemli bir çarpışma bile gerçekleşmedi ama Fransız Ordusu yok oldu. Bu ne demektir? Eğer bu, Çin tarihinden bir örnek olsaydı, tarihî bir olay olmadığını (işlerine gelmeyince tarihçilerin söylediği gibi) söyleyebilirdik; eğer mesele az sayıda askerin katıldığı süreksiz bir çarpışmadan ibaret olsaydı bu olayı bir istisna kabul edebilirdik ama bu olay, vatanlarının ölüm dirim meselesi söz konusu olan babalarımızın gözleri önünde geçti; bu savaş da bilinen bütün savaşların en büyüğüydü.

1812 yılı seferinin, Borodino Savaşı'ndan Fransızların kovulmasına kadar olan dönemi şunu gösteriyor: Kazanılan bir savaş, bir memleketin ele geçirilmesinin nedeni olmak şöyle dursun, böyle bir ele geçirmenin en küçük bir işareti bile değildir; milletlerin kaderini çizen güç, komutanlarda, hatta ordularda ve savaşlarda değil, başka bir şeydedir.

Fransız tarihçileri Fransız Ordusu'nun Moskova'dan çıkmadan önceki durumunu anlatırlarken orduda süvariden, topçudan ve ağırlık kollarından başka her şeyin düzeninde olduğunu ama atlar ve büyükbaş hayvanlar için de yem bulunmadığını söylüyorlar. Bu afete çare yoktu, çünkü civardaki köylüler otlarını yakmış, Fransızlara vermemişlerdi.

Kazanılan savaş her zamanki sonuçları vermedi, çünkü Fransızlar çıktıktan sonra şehri yağma etmek için arabalarla Moskova'ya gelen ve genellikle kahramanlık duyguları taşımayan Karp ve Vlas gibi mujikler ve bütün diğer köylüler, teklif edilen bol para karşılığında Moskova'ya ot getirmemiş, otları yakmışlardı.

Savaş ve BarışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin