V - VI - VII - VIII

23 1 0
                                    



Ulusların hayatı birkaç kişinin hayatına karışmaz; zira bu birkaç kişiyle uluslar arasındaki bağ bulunmuş değildir. Bu bağın, kamuoyunun tarihsel kişiliklere devredilmesine dayandığı tezi tarihsel deneyimle doğrulanmamıştır.

Halkın iradesinin tarihsel kişilere devredilmesi tezi hukuk alanında belki çok şey ifade eder ve kendi amaçları için belki de zorunludur; fakat devrimler, işgaller, iç savaşlar ortaya çıkınca, tarih başlayınca bu tez artık bir şey ifade etmez.

Bu tez, özellikle halkın iradesinin devri kontrol edilemeyeceği için yalanlanmaz gibi görünür.

Nasıl bir olay olursa olsun, olaydan kim sorumlu olursa olsun tez her zaman falan kişinin onun başında bulunduğunu, çünkü halkın iradesinin onun elinde olduğunu söyleyebilir.

Bu tarihsel meselelere verdiği yanıtlar, ilerlemekte olan bir sürüye bakıp otlağın çeşitli iyi yanlarına da, çobanın sürmesine de aldırış etmeksizin, sürünün bu veya şu tarafa yönelmesinin nedenleri hakkında önde yürüyen hayvana bakarak yargıya varan bir adamın yanıtlarına benzer.

"Sürü bu yönde gitmektedir, çünkü önde giden hayvan onu sürüklüyor; geri kalan diğer bütün hayvanların iradesi bu sürü yöneticisinin elindedir." İktidarın şartsız geçişini kabul eden ilk kategorideki tarihçiler böyle yanıt veriyorlar.

"Sürünün başında giden hayvanlar değişiyorsa bu, hayvanların iradesinin (baştakinin onları bütün sürünün seçtiği yöne götürüp götürmediğine göre) bir yöneticiden öbürüne geçmesinden ileri geliyor." Halkın iradesinin, bilinen şartlar altında yöneticilere verildiğini kabul eden tarihçiler böyle yanıt veriyorlar. (Böyle bakınca çoğu zaman öyle olur ki gözlemci, seçtiği yönü düşünerek, kitlelerin tutmuş oldukları istikametin değişmesiyle artık önde değil, yanda bulunanları, bazen da arkada kalanları önder sayar.)

"Baştaki hayvanlar ve tüm sürünün yönü durmadan değişirse bu, bizce bilinen istikameti elde etmek için hayvanların, iradelerini en çok göze çarpan hayvanlara devretmelerinden ileri gelir; bundan ötürü sürünün hareketini incelemek için her yönden giden en çok göze çarpan hayvanları görmek gerekir." Hükümdarından gazetecisine kadar bütün tarihsel kişilikleri yaşadıkları dönemlerin ifadesi kabul eden üçüncü kategorideki tarihçiler böyle diyorlar.

Halk iradesinin tarihsel kişiliklere devredilmesi tezi sadece başka bir deyim, meselenin başka terimlerle ifadesidir.

Tarihî olayların sebebi nedir? İktidar. İktidar nedir? İktidar bir kişiye devredilmiş iradedir. Kitlelerin iradeleri bir kişiye hangi şartlarla geçer? Bütün insanların iradelerinin bu kişi tarafından ifade edilmesi şartıyla. Yani iktidar, iktidardır. Yani iktidar, bizce anlaşılmamış bir kelimedir.

İnsanoğlunun bilgi alanı yalnız soyut düşünce ile sınırlı kalsaydı insanlık "bilimin" yaptığı açıklamayı eleştiriye tabi tutarak iktidarın yalnızca bir laf olduğu, gerçekte bulunmadığı sonucuna varırdı. Fakat olayları kavramak için insanda, soyut düşünüşten başka bu düşünmenin sonuçlarını üzerinde kontrol ettiği bir deneyim silahı da vardır. Ve deneyim, iktidarın bir laftan ibaret olmadığını, gerçekten mevcut bir şey olduğunu söylüyor.

İktidar kavramı olmadan insanların ortak eylemi hakkında hiçbir açıklamanın yapılamayacağını bir yana bırakalım, tarih ve onun kadar bugünkü olayların gözlenmesi de iktidarın varlığını kanıtlamaktadır.

Ne zaman bir olay gerçekleşse, birtakım insanlar ortaya çıkar ve bu olayı iradeleriyle meydana çıkarmış görünürler. III. Napoléon emrediyor, Fransızlar Meksika'ya gidiyorlar. Prusya kralı ve Bismarck emrediyor, ordu Bohemya'ya giriyor. I. Napoléon emir veriyor, ordu Rusya'ya yürüyor. I. Aleksandr emir veriyor, Fransızlar Bourbonlara boyun eğiyorlar. Deneyim bize gösteriyor ki, nasıl bir olay gerçekleşirse gerçekleşsin bu olay hep onu emreden bir ya da birkaç kişinin iradesiyle ilgilidir.

Savaş ve BarışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin