"Gerçek kâbus hangisi, uykunda gördüğün korkunç rüya mı yoksa uyandığında seni bekleyen tatminsiz gerçek mi?"
- Justin AlcalaYattığı yatakta sancıyla kıvranarak sola döndü. Sırtı hâlâ üzerine yatamayacağı kadar çok ağrıyordu. Gözlerini kapatıp uykuya dalmaktan başka bir seçeneği yoktu. Fakat hava daha tam kararmadığı için odaya fazla ışık girmesi işini zorlaştırıyordu. Kapalı gözlerini bile açmaya üşenip pencereye kadar nasıl yürüyeceğini ve perdeleri kapatacağını düşünürken odasının kapısı açılmıştı.
"Alya tam zamanında geldin," dedi uykulu bir sesle. Gözlerini açmadan konuşmaya devam etti. "Şu perdeleri çeker misin çok ışık var, bir de Ateş Hoca'ya belli etmeden bir uyku ilacı getirsene bana."
Odanın kapasını kapatıp sakin adımlarla pencereye yürüdü ve perdeleri kapattı.
"Tamam ya kabul etmeyeceğini biliyordum," dedi aynı pozisyonda. "Öyle şansımı deneyim dedim. Sağ ol perdeler için."
"Rica ederim."
Duyduğu kalın ve tok ses kesinlikle Alya'ya ait değildi. Gözlerini aralayıp ellerini yatağa bastırdı ve oturur pozisyona geçti. Korhan ifadesiz bir yüzle karşısında duruyordu. Kaşları çatarak inanmıyormuş gibi güldü.
"Doruk, ben..."
"Dur sen hiç zahmet etme," dedi Doruk gülümsemeye devam ederken. Yastığını iyice dikleştirip arkasına koyarak yaslandı. Kollarını birbirine bağlayarak ayakta öylece dikilen adama baktı. "Ben tahmin edeyim, çok önemli bir cenaze var ve mutlaka katılmam gerekiyor?"
Korhan yutkunarak bakışlarını yere çevirdi.
"Bilemedim mi? Dur dur tekrar deneyeceğim."
İki elinin parmaklarını aynı anda şıklatarak güldü. "Tabi ya, buldum! Düğünümüz var. Kim evleniyor, kuzenlerden biri mi?"
Korhan yatağın yanındaki koltuğa oturup sıkıntıyla ofladı. "Doruk..."
"Yine mi bilemedim ya," dedi sahte bir üzgünlükle. "Tamam tamam," dedi ellerini iki yana açarak. "Bu sefer kesin bulacağım. Son bir tahmin hakkım var değil mi? Hmm, ne olabilir..."
"Seni merak ettim. Yaralandığını duydum. İyi misin?"
Doruk "Ahh," dedi bıkkın bir tavırla. "Buraları geçelim, kibarlık yapmana gerek yok sadede gel."
"Seni merak ettim."
Doruk inanmamış gibi baktı. "Beni merak ettin? Yaralandığımı duydun? Ondan önce ölüm haberimi duymuş olman gerekmiyor muydu?"
Korhan artık onu dinlemiyor, başına ve sırtına bakıyor, yaralarını kontrol ediyordu.
"Başından mı vuruldun? Nasıl oldu?"
Doruk gözlerini büyüterek alayla güldü. "Sen ciddi misin ya şu an?"
"Nasıl kurtuldun, ameliyat nasıl geçti?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİYAKALI RUHLAR
General Fiction❗️UYARI: Hikaye yer yer şiddet ve olumsuz örnek oluşturabilecek anlatılar içermektedir. Özellikle psikolojik olarak aşırı hassas kişilerin dikkatli okuması/ belirli bölümleri okumaması tavsiye edilir. Bu hikâye Mucize Doktor dizisindeki Doruk Özütür...