25.BÖLÜM: "GERÇEK MUCİZE"

520 19 69
                                    

"Mucizeler, tüm dünyada bazılarımızın göremediği kadar büyük harflerle yazılmış aynı hikayenin küçük harflerle yeniden anlatılmasıdır."

—C. S. Lewis

"Doruk Özütürk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Doruk Özütürk. 27 yaşında, erkek. Bir kırık yok ama taşikardik! Tansiyon 150'ye 100."

Acil nöbetinin ortasındaki Önder, duyduğu isimle elindeki telefonu bırakıp hızlıca sedyeye koştu. "6 numaraya!"

Açelya ve Demir hemen sedyenin yanlarında belirmişti. Önder gözleri açık halde ağrıyla titreyen Doruk'a baktı. Boynunda boyunluk, tişörtünde kan lekeleri vardı. "Tamam, tamam sakin ol. Geçecek."

Göz bebeği reflekslerine baktıktan sonra başını salladı. "Çok şükür. Ne olmuş?"

"Hocam motor kazası dediler..." Açelya ağlamaklı bir sesle konuştuğunda Demir ATT'lerle konuşup yanlarına döndü. Yüzünde şoka benzer bir ifadesi vardı. "Yüzeysel bir yaralanması yokmuş ama çok acı çekiyormuş. Morfin vermişler, işlememiş. Hocam, nasıl böyle bir şey olabilir?"

Önder Açelya'dan iki miligram daha morfin istedikten sonra kaşlarını çatarak baktı. "Anlayacağız."

O sırada Tanju ve Adil koşarak acile girmişlerdi. Tanju Önder'i kenara çekerek elleriyle Doruk'un titreyen bedenine dokundu. "Ağrı şokuna giriyor, kalbi duracak." Başını hızla sola çevirdi. "Önder. Komaya sokacağız. Narkotik ağrı kesici, çabuk!"

Önder başını sallayıp Açelya'ya baktığında vazgeçti ve ağrı kesiciyi almak için kendi koştu. Doruk'un etrafında bir bir toplanan arkadaşlarının hiçbiri kendinde değildi.

Tanju ağrı kesiciyi enjekte eder etmez Doruk'un kapanmakta olan gözlerine baktı. "Sakin ol oğlum, sakin ol. Bitmek üzere, sakin ol. Biraz daha dayan."

"Hocam stabil," dedi Açelya sümüklerini çekerken. "Normale dönüyor."

Tanju derin bir soluk alıp nefes nefese kalmış sesiyle başını salladı. "Güzel... Güzel."

"Tanju bu da neydi şimdi?"

Tanju başını ağır ağır Önder'e, ardından Adil'e çevirdi. "Kurşun yer değiştirmiş olmalı. Bu kötü oldu. Çok kötü oldu."

Adil dışında kimse söylediklerine bir anlam verememişti. Topuklu ayakkabılara rağmen koşarak acile giren Beliz, Doruk'u ve başında toplanmış diğerlerini gördüğünde hafifçe yutkundu. Gözleri kırmızıya boyanmıştı bile.

"Ne kurşunu?"

Tanju etrafındakilere teker teker bakıp başını Doruk'a çevirdi. "Doruk..."

Gözlerini kapatıp açtıktan sonra yatağın kenarlarına tutunarak ayakta kalmaya çabaladı. "Doruk'un beyninde..."

Önder hafifçe koluma dokundu. Ağzından çıkacak cümleyi merak ediyordu ama onu bu kadar etkileyen körü haberi tahmin edemiyordu.

"Doruk kafasında bir kurşunla yaşıyormuş. Belli ki uzun zamandır..."

FİYAKALI RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin