26.BÖLÜM: "YENİ YIL DİLEĞİ"

202 19 17
                                    

"Koşacaktı. Koşuyordu. Koşmak kurtuluş değildi belki, ama bir ümitti. Koşmalıydı."

—Aşka Dair Nesirler, Ümit Yaşar Oğuzcan

Tavanla bakışmaktan sıkılmış halde ofladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tavanla bakışmaktan sıkılmış halde ofladı. Her zamanki gibi mutfaktan sesler geliyordu. Yattığı koltuktan temkinli bir halde doğrulup başını salonun köşesindeki mutfağa uzattı. Kendi mutfağında başkasını görmek bazen garip oluyordu. Gerçi bir hafta olmuştu, yavaş yavaş alışmaya başlıyordu.

"Ne yapıyorsun sen?"

Alya önce gözlerini devirdi, ardından ocaktaki tencerenin altını kısıp Doruk'a döndü.

"Senin bir fırının olmadığı için işkence çekmekle meşgulüm. Sen ne yapıyorsun?"

Doruk kaşlarını kaldırarak gülümsedi. "Sıkılıyorum. Ayrıca benim neden bir fırınım olması gerekiyor?"

"Neden olmaması gerekiyor?"

"Kullanmayacağım şeye neden para vereyim?"

Alya iç çekerek salona ilerleyip yanındaki tekli koltuğa oturdu. "Hadi fırını anladım. Peki bu salon neden bu kadar boş? Hayır bu koltuğu bile zorla sürükledim içerdeki odalardan birinden. Ve hâlâ etrafta koliler var, taşınalı aylar olmuş olmasına rağmen..."

Doruk omuzlarını silkti. "Pek misafirim gelmediği için ihtiyaç duymadım."

Alya gözlerini kısarak salona baktı. "Bu akşam epey misafirin geleceğine göre buraları hazırlamak lazım."

"Misafir?"

"Bu gece yılbaşını kutlayacaktık ya hastanedekilerle birlikte, unuttun mu?"

Doruk hafif bir şaşkınlık belirtisinden sonra başını salladı. "O bugün müydü ya?"

"Bugün 31 Aralık olduğuna göre doğal olarak..."

Başını pencereye çevirdi. "Bir ay oldu demek Anıl'ı görmeyeli. Ameliyatına da az kaldı..."

Alya Doruk'un yanına yürüyüp güzel gülümsemesini yüzüne yerleştirdi. "Bir sonraki yıldan itibaren yeni yıla beraber girmeye devam edeceğinize eminim. Sen tamamen iyileş önce, onu görmeye de gidersin."

Doruk kendisini teselli etmek için elinden geleni yapan Alya'nın ellerini tutarak gözlerinde tatlı bir tebessüm bıraktı. "Teşekkür ederim."

Alya sadece gülümserken bir haftadır aklında olan soruyu nihayet sordu. "O gün... Ameliyattan sonra gözlerini açtığın akşam. Babanın orada olup olmadığını sormuştun. Hatırlıyor musun?"

Doruk kaşlarını hafifçe çattıktan sonra başını salladı. "Sanki kapıda onu görmüştüm. Yanlış gördüm herhalde, benzettim ya da. Ben de bilmiyorum neden sorduğumu."

"Ateş Hoca gerçekten orada olduğunu ve onunla konuştuğunu söyledi."

Tepkisini ölçmek ister gibi bakmıştı. Başını umursamazca salladı. "Her zamanki gibi uzaktan halletmiştir ne işi varsa artık."

FİYAKALI RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin