29.BÖLÜM: "İZ DÜŞÜMÜ" (FİNAL)

298 19 35
                                    

"Kim demiş en hüzünlü hikayelerin mutlu bir sonu olamaz diye?"

"Kim demiş en hüzünlü hikayelerin mutlu bir sonu olamaz diye?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sabahın erken saatlerinde olduğundandı belki de. Mezarlıkta bekçi dışında kimse yoktu. Doruk ve Korhan annelerini birlikte ziyaret etmişlerdi. Uzaktan toprağın başında oturan iki uzun boylu adam gibi görünseler de aslında yüreklerindeki derin özlemle baş etmeye çalışan iki küçük çocuk vardı mezarlıkta.

Doruk aldığı çiçekleri annesinin başucuna bıraktı. Korhan ise topraktaki bazı otları temizliyordu.

"Doruk sigaraya başlamış anne. Sana şikayet etmeye geldim."

Korhan'ın söyledikleriyle yüzünde ağır ağır bir tebessüm belirdi. "Abim de sağlıksız besleniyor. Bana kötü örnek oluyor."

Annelerine söyleyecekleri bittiğinde vedalaşmaya hazır halde ayaklandılar. Korhan başını çevirip mezar taşındaki ismi izleyen kardeşine baktı.

"Teşekkür ederim kardeşim, yeniden abin olmama izin verdiğin için."

Doruk abisine doğru bir iki adım atıp gülümsedi. "İyi ki yanımdasın abi."

Korhan kolunu Doruk'un boynuna atıp kendine çekti. Anneleriyle vedalaştıktan sonra elleri birbirlerinin üzerlerinden hiç çekmeden çıkışa doğru yürümeye başladılar.

"Hemen mi gidiyorsun?"

"İki hafta kalmam bile mucize. Toparlamam gerekenler işler var orada. Kesin dönüş yapmak kolay değil ki."

"Peki," dedi Doruk omuzlarını silkerek. "Bu akşam mı uçağın?"

Korhan onayladığında başını salladı.

"Neden İstanbul?" diye sordu Doruk bu kez de.

İkisi de başlarını geriye çevirip arabaya binmeden önce son kez mezarlığa baktılar.

"Uzun zaman Ankara'da yaşadıktan sonra annem İstanbul'a taşınmak istediğinden bahsetmiş babama. Sebebini sorduğunda sadece çok sevdiğini, ömrünün sonuna kadar orada yaşamak istediğini ve hatta ölünce bile mezarının orada olmasını istediğini söylemiş."

"Kendimi bu şehre bu kadar ait hissetmem genetik bir şey demek ki..."

Gülüştüklerinde ikisinin de aklına yanı şey gelmişti. Doruk önce davrandı. "Yıldız da o yüzden..."

Korhan başını salladı. "Muhtemelen."

Arabaya bindiklerinde Doruk bir şey söylemeden sürmeye başlamıştı.

"Nereye gidiyoruz?"

"Nereye olacak? Yıldız'a. Seni şikayet edeceğim ikinci kişi de o."

Korhan gülerek kemerini bağladı. "Ne şikayeti?"

Doruk ana yola bağlanırken kendinden emin sesiyle cevapladı. "Hiç ziyaretine gelmeyen bir abisi olduğunu söyleyeceğim."

"Yalnız ben Yıldız'a senden çok gitmişimdir."

FİYAKALI RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin