Kayra arabayı Ilgın'ın bulunduğu çiftlik evine sürmüştü. Evin önüne gelip arabayı park etmişti. Arabadan indiğinde benim inmediğimi farkedince hafif eğilerek camdan bana baktı ve camı tıklatarak;
"Gelmiyor musun?"
"Hayır, ben burada bekliyorum seni." dediğimde eve yöneldi. El frenin yanında bulunan Kayra'nın telefonunu elime alarak şifresini açmaya çalışmıştım. Ama telefonunun şifresini hiç dikkat etmediğim için muhtemelen bu şifresini de giremezdim. Telefonu yerine geri koyup kendi telefonumdan Doğan'ı aradım. İlk çalışta açmıştı;
"Yoldayız Miraç Bey, bekliyoruz." dediği anda Kayra'nın telefonu da çalmıştı. Arayanın Beyza olduğunu görür görmez telefonumu Doğan'ın suratına kapatarak Kayra'nın telefonunu açmıştım.
"Beyza, yardımına ihtiyacım var. Ben de seni arayacaktım. İsabet oldu." demiştim ama Beyza beni dinlemiyor gibiydi.
"Arkadaşım nerde ve onun telefonu neden sizde?" diye sorduğunda sinirle gözlerimi devirmiştim. Sakin kalmaya çalışarak sorusunu cevapladım.
"Beş dakikaya gelecek. Bana yardım etmen lazım!" demiştim.
"İşinizi yaptıracak bir sürü adamın var. Neden yardımımı isteyesiniz ki?"
"Konu Kayra. Onun mutlu olması için bir şeyler yapmak istiyorum." dediğimde Beyza'nın yanında bulunan kişi konuşmuştu;
"Her şeye okeyiz." Galiba bu Alp'in sesiydi.
"Ben tereddütlüyüm." dedi Beyza da.
"Bakın... Kayra'nın birkaç hayalini gerçekleştirmek istiyorum ve biraz sonra eve geçecek. Sizden ricam ise her neredeyseniz bir an önce Kayra'nın evine gitmelisiniz ve ona uyku hapı vermenizi istiyorum."
"Uyku hapı mı? Dalga geçiyor olmalısınız!" demişti Beyza sertçe .
"Kulağa çılgınca geldiğinin farkındayım. Ve sizin---" diyemeden Alp konuyu dahil olmuştu;
"Miraç Bey, o iş bende. Kayra Hanım'ın mutlu olması için elimden geleni yaparım." diyip telefonu suratıma kapanmıştı. Kayra'nın ne kadar da değişik arkadaşları vardı böyle...
Kayra'nın geldiğini farketmemle birlikte telefonunu hızlıca geri koymuştum. Kayra arabaya binip arabayı çalıştırmıştı.
"Ilgın nasıl?" diye sorduğumda yola çıkmıştık.
"Ölmediği için çok mutlu." demişti. Ana caddede ilerlemiştik. Kayra'nın evine doğru gidiyorduk. Doğan ile Oğuz Kayra'nın evine geleceklerdi. Tabi Beyza ve Alp de...
Yaklaşık on beş dakikalık sessiz bir yolculuğun ardından Kayra'nın bulunduğu sokağa giriş yapmıştık. Herkes bizden önce orada olmuş gibi duruyordu. Oğuz ve Doğan arabaya yaslanmış bizi beklerken Beyza ve Alp de arabalarını bizim çocukların arkasına park ederek arabadan iniyorlardı. Kayra da Beyza'nın arabasının arkasına park ederken;
"Bir tek kırmızı halı eksik. Niye herkes burada?"
"Herkes dediğin senin arkadaşları." diyip sırıtarak arabadan inmiştim. Dediğimin sonradan farkına varmıştım. Az önce ben gördüğümü resmen belirtmiş miydim yani? İçimden anlamaması için defalarca dua ederken Kayra da arabadan inip;
"Bu ne değişik bir sürpriz böyle?" demişti Beyza'ya. "Şu an spor salonuma kim bakıyor?" dedi Alp'e dönerek.
"Yarım saatliğine Erdem bakıyor." diye cevapladı Alp. Beyza tedirgin bir şekilde önce bana bakıp ardından Kayra'ya doğru yürüyerek;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞAM MELEĞİ
Teen FictionYağmurdan kaçarken doluya tutulmak misaliydi O'nunki... Kayra'nın tek istediği sahil kenarında biraz hava almaktı. Öylece yürüyordu taa ki karşısından gelen eli silahlı adamları görene kadar... Kayra karşısındakilerin ona doğru koştuğunu fatketmesiy...