Arkadaşlar hepinize merhaba...❤❤❤Çok çok uzun bir aranın ardından bölüm telafileri için uzun bir bölümle karşınıza gelmiş bulunmaktayım. Umarım beğenirsiniz.
Yorumları ve voteleri görelim bakalım...😊❤
......
"Seni uyarmıştım!" demişti Miraç. Az önce olanlar da neyin nesiydi öyle? Koltuğa oturup öylece kalakalmıştım. Miraç da karşıma oturunca;
"Şimdi ne yapacağız?"
"Ortalığı sen karıştırdın, sen düzelteceksin!" dediğinde sinirle derin bir nefes alıp sakin kalmaya çalışarak;
"Nasıl?" diye sordum. Yüz hatlarına bakılırsa muhtemelen bir şeyler düşünüyordu. Gerçekten de Miraç'ın tam da dediği gibi farkında olmadan ortalığı karıştırmıştım. Uzun bir sessizliğin ardından Miraç konuştu;
"Babam otoriter bir yapıya sahiptir. Yarın diyorsa yarın görüşme olmak zorundadır. Yarınki görüşmeyi bir şekilde atlatıp ertesi gün de isteme işi olmadan ayrıldığımızı---" diyemeden sözünü kesmiştim.
"Bir dakika. Bir sorunumuz var. Ben anneme her şeyi anlatmıştım."
"Her şeyi derken?" diye sordu. Tabiki de her şeyi anlatmıştım. O öyle dememiş miydi?
"Baştan itibaren her şeyi işte. Nasıl tanıştığımızı, Emir Alaca, keskin nişancı, nişan davetiyesi."
"Yani her şeyi arkadaşlık düzeyinde biliyor öyle mi?"
"Bilmesi gereken de o değil mi zaten?" demiştim sorusuna soruyla karşılık verirken.
"Farkında mısın bilmiyorum ama az önce babam az kalsın nikah memuru çağırıyordu?" demişti sinirli bir şekilde sorarcasına.
"Yani farkındayım. Biliyorum benim hatam seni dinlemeliydim."
"Pekala şimdi beni dinliyorsun! Annene bana karşı birşeyler hissettiğinden vesaire onlardan bahset. Tanışma faslı babamın istediği gibi gitsin. İsteme kısmını da tanışma faslını hallettikten sonra düşünürüz."
"Tamam o zaman." diyip ayağa kalktığımda çantamın içinde olan telefonunu çıkararak Miraç'ın sol kolunu tutup eline telefonunu vermiştim. "Çantamda unutmuşsun."
"Unutmadım, bilerek koydum." dediğinde şaşkınlıkla elimi geri çektim. Telefonunu cebine koyarken öylece onu izliyordum. Bilerek mi koydum demişti? Açık sözlülüğün de bu kadarı...
"Akif aradı, Emir Alaca'nın adamlarından birini yakaladığını söyledi." dediğimde sinir olmuş bir şekilde nefes alıp verdi ve;
"Bunları sana mı anlattı?"
"Aslında beni sen sanarak anlattı."
"Aferin ona!" dediğinde O'nu bekliyordum. Telefonunu cebinden çıkarıp Akif'i araması için... Ama Miraç da bir şeyi bekliyor gibiydi. En son sabırsızca konuştu; "Söyleyecek bir şeyin mi var?"
"Akif'i ararsın diye düşünüyordum?"
"Evet, arayacağım. İzin verirsen!" demişti. İzin verirsen mi? Ne yani... Sen git mi dedi bana? Kibarca evinden mi kovuyor?
"Pekala, o zaman ben en iyisi gideyim."
"Çok mantıklı bir karar." demişti. Miraç da sinirlenince hiç iyi olmuyormuş, bunu da öğrenmiş olduk. Sıkıntıyla nefesimi verip salondan çıktım ve koridorda yürümeye başladım. Sonra adım atışımı biraz daha yavaşlattım ve çıktığımı düşünmesi için bekledim. Uzun bir sessizliğin ardından Miraç salondan seslenmişti; "Kayra, hâlâ orada olduğunu biliyorum!" demişti. Hadi ama. Şaka mı bu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞAM MELEĞİ
Novela JuvenilYağmurdan kaçarken doluya tutulmak misaliydi O'nunki... Kayra'nın tek istediği sahil kenarında biraz hava almaktı. Öylece yürüyordu taa ki karşısından gelen eli silahlı adamları görene kadar... Kayra karşısındakilerin ona doğru koştuğunu fatketmesiy...