Bar Kavgası

4.3K 204 692
                                    



.........

"Keskin nişancı!" diyip hızla ayağa kalktım ve Miraç'ın kolundan tutup yere atmıştım kendimizi. Masanın üstündeki bardak bir anda kırılmıştı. "Susturucu takmış." dedim ve Miraç'ın kolundan tutarak tezgahın arkasına doğru sürünmüştük ve sırtımızı tezgaha dayadığımızda;

"Nasıl anladınız keskin nişancı olduğunu?"

"Zor olmadı."

"Hayatımı kurtardınız."

"Daha değil."

"Ayağınız uğurluymuş!" dediği anda sırtımızı dayadığımız tezgahın üstündeki bir bardak daha kırılmıştı ve cam kırıkları önümüze düşmüştü.

"Dalga geçmenizin sırası mı?" diye sorduğumda Miraç'ın telefonu çalmıştı. Telefonunu cebinden çıkardığında kimin aradığına gözüm takılmıştı. "Arayan Rüzgar." demiştim.

"Efendim Rüzgar?"

"...."

"Beyza mı?"

"Ne olmuş Beyza'ya?" diye sordum. Eliyle işaret parmağını gösterip;

"Bir dakika." dediğinde sinirlenmiştim ve hızla telefonu elinden alıp;

"Rüzgar neler oluyor?"

"Kayra?"

"Evet Rüzgar. Benim! Sadede gel!"

"Beyza'yı barda kavga ederken buldum. Evinin adresini söylemesini istedim ama çok fazla alkol almış, söylemiyor. Abimden de Beyza'nın adresini bulmasını isteyecektim."

"O şimdi o halde eve gitmemeli. Onu ayıltmanın bir yolunu bul. Buradan çıktığımda almaya geleceğim." diyip telefonu kapattım ve telefonunu geri verdim. Miraç bir anda bağırmıştı;

"Akif! Doğan!"

"Ne yapıyorsunuz?"

"Dışarıdakileri çağırıyorum."

"Onları tehlikeye atmadan buradan kurtulmalıyız."

"Onları beni korusunlar diye tuttum!" demişti. Tamam haklıydı ama her neyse. Gözlerimi devirip tam konuşacağım esnada Miraç kıpırdanmıştı ve belindeki silahı eline almıştı. Yemin ederim kelle koltukta dolaşıyorum şu an.

"Şimdi ne yapıyorsunuz?" diye sordum merakla.

"Vuracağım tabiki de. O bizi vurmadan önce."

"Bakın Miraç Bey cidden alınmanızı istemem ama gözünüzün önünü göremiyorsunuz ve karşıdaki evin çatısında bulunan nişancıyı mı vuracaksınız?" diye sormuştum. Bu söylediğime kırılabilirdi ama şu an ben haklıydım. Silahı bana uzattı ve sağ bileğimden tutup silahı almamı sağladı. Şaşkınlıkla bir silaha bir de Miraç'a bakıyordum. Ne yapmaya çalışıyordu bu?

"O zaman adamı siz vuracaksınız Kayra Hanım!" dediğinde tezgahtaki bir tabak daha kırılınca sıçramıştım. Kendime gelmeye çalışarak;

"Be-ben silah kullanmasını bilmiyorum."

"Ama beni yere sermesini biliyorsunuz!"

"Hani düşman değildik?" diye sorduğumda elimdeki silahını geri aldı ve;

"Adam tam olarak nerede?" diye sorduğu anda nişancı bir el daha ateş etmişti ve tahta parçaları önümüze kadar gelmişti. Muhtemelen sandalyeyi hedef almıştı. Koridorun kapısı açıldığı anda bağırdım;

"Gelmeyin! Keskin nişancı var!" demiştim ve Miraç devam etmişti;

"Biriniz gidip şu adamı indirsin!" dediğinde adamlar gitmişti. Ben de etrafa bakınırken yerdeki çantamı görmüştüm. İçinde küçük bir aynam vardı belki de nerede olduğunu tam olarak görebilirdim. Elimi tezgahın üstüne doğru götürüp elime geçen ilk porselen tabağı aldım ve Miraç'ın eline tutuşturdum.

YAŞAM MELEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin