Rus Ruleti

3.3K 177 505
                                    



.........

"Neye gülüyorsun?" diye sordum. Gülmesine devam ederek konuştu;

"Arkanda eli silahlı iki adam var. Ya da dört mü demeliyim? Ben galiba saymayı da unuttum..." dediğinde ciddileşmiştim ama Beyza gülmeye devam ediyordu. Şaka mıydı bu? Ama değildi çünkü o an omzumda bir sertlik hissetmiştim. Etraf bulanıklaşmaya başlamıştı. Yere dizlerimin üstüne çökmüştüm. Sağlam kalmam gerekiyordu ama galiba kalamamıştım ve yere düştüm. Adamın biri Beyza'yı kucaklarken bir diğeri de bana doğru geliyordu. Daha fazla dayanamadım ve kapanan gözlerime yenik düşmüştüm.

☆☆☆☆☆☆☆☆

Sevdiğiniz insanlara sevdiğinizi gösterin, defalarca söyleyin... Konuşamamak var, görememek var, sarılamamak var, doyamamak var... Ve en önemlisi de ölüm var.

☆☆☆☆☆☆☆☆

3 SAAT SONRA:

Biri bana sesleniyordu. Tanıdık bir ses. Gözlerimi hafif araladım ama tekrar istemsiz bir şekilde kapanmıştı. Acıyla yüzümü buruşturmuştum. Ne olmuştu en son? Neredeydim ben? Doğru ya... Biri beni bayıltmıştı. Gözlerimi tekrar aralarken Beyza'nın sesini duydum;

"Rüzgar? Hadi ama uyan artık!" demişti. Sesin geldiği yöne doğru çevirdim kafamı. Sol tarafımda sandalyeye bağlı bir şekilde duruyordu. Etrafıma bakındım, her yer karanlıktı. Dikkatli baktığımda buranın bir depo olduğunu anlamam pek de geç olmamıştı.

"Neredeyiz?" diye sordum güçlükle. Beyza rahat bir nefes vererek konuştu;

"Sonunda uyandın, bir ara öldüğünü felan düşünmeye başlamıştım." dediğinde ona baktım. Her yerinden su damlıyordu. Sanki biri hortumla baştan aşağıya yıkamış gibiydi. Üstelik titriyordu da.

"Sana ne oldu?"

"Ayılttılar." dediğinde omzumdaki acı bir anda şiddetlenince istemsiz bir şekilde yüzümü tekrar buruşturmuştum. "Sen iyi misin?" diye sordu tedirgin ses tonuyla.

"İyiyim." dediğimde kapının açılma sesini duymuştum. Dikkatimizi kapıdan gelecek kişilere vermiştik. Birkaç ayak sesleri bize doğru yaklaşırken depodaki ışıklar da bir bir yanmaya başlamıştı. Biri gelip tam önümde durduğunda kim olduğunu öğrenmek için kafamı yukarı kaldırdım. O an damarlarımın her bir santiminden kan yerine öfke aktığını hissetmiştim. Soluk alış verişlerimi kontrol altında tutamıyordum. Annemi öldüren kişi tam karşımda duruyordu. Ben ise ellerim ve ayaklarım bağlı bir şekilde karşısında oturuyordum.

☆☆☆☆☆☆☆

Sana mutluluk veren şeyleri kaybetmişken bile gülebiliyorsan güçlüsündür... Ya da deli. Ben deli olduğuma inanıyorum, siz ise güçlü olduğunuza inanın...

☆☆☆☆☆☆☆

Kayra'nın anlatımıyla;

Miraç'ın evinden tam çıkıyordum ki aklıma bir şey gelmişti. Beyza Rüzgar'ın yanındaydı ve onu alacaktım. Ama Rüzgar nerede? O heyecanın içinde nerede olduğunu soramamıştım ki...

Geri dönüp koridorda ilerledim. Miraç ellerini yıkamakla meşguldü. Korumaları beni görünce yanımdan bir bir geçip evden çıkarken Miraç konuştu;

"Bir şey mi unuttunuz?" Bu adamın beni kokumdan tanıması artık sıktı. En iyisi duş jelimi felan değiştirmek olacak galiba. Gerçi hoş, onda bu burun varken, bu biraz zor olacak gibi.

"Aslında Rüzgar'ın nerede olduğunu öğrenebilir misiniz diye soracaktım." dediğimde ellerini sol tarafında bulunan peçeteyle sildi. Telefonunu çıkarıp tuş kilidini girip telefonunu bana uzatmıştı. Şaşkın gözlerle ona bakıyordum. Elinden almadığımı farkettiğinde bana doğru birkaç adım atıp tekrar telefonunu uzatmıştı.

YAŞAM MELEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin