Pekala, yine geç geldi. Ama uzun geldi. :))
Keyifli okumalar, hepinizi öpüyorum.
***
Öfkeliydi, hem de çok. Kırgındı, ruhunda derin bir yerler sürekli sızlıyor ve kanıyordu. Ama acısını belli etmemeli güçlü durmalıydı. Çünkü Dora böyle bir kadındı. Tüm acıyı içine gömer dışarıya düz bir duvar gibi dururdu. Herkes onun soğuk bir kadın olduğunu söylerdi. Erkekler ona genelde diğer kadınlara yaklaştığı gibi yaklaşmazdı. Zaten Dora'da hiçbir erkekten böyle bir yakınlık beklemiyordu. Onun beklediği tek bir adam vardı. Ördüğü sağlam ve kalın duvarları çatlatan tek kişi Khan'dı. O gece kendisini Khan'a açtığında onun da kendisine aynı hisler beslediğine inanmıştı. Fakat yanılmıştı. Hem yanılmıştı hem de çok büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı. Khan'ı seviyordu ve tüm cesaretiyle söylediği duygulara aynı karşılığı alamamış olmak hüznün yanında öfkeyi de getiriyordu. Dora reddedildiği için ağlayıp yas tutacak biri değildi. Elbette üzülmüştü, ağlamıştı fakat bu aynı şekilde devam edeceği anlamına gelmiyordu. O gece o odadan çıktığında her göz damlası için yemin etmişti. Hesabını soracaktı. Ne kadar seviyorsa sevsin Khan'a bunun bedelini ödetecekti. Aynı şekilde canını yakmadan, kendi hissettiği aciz hisleri yaşatmadan soğumayacaktı. İşte Dora böyle bir kadındı. Aşkıyla savaşacak ve kazanmak için her şeyi yapacak bir kadındı. O gece odadan başı eğik nasıl çıktıysa Khan da aynı şekilde dizleri üzerinde çökerek ona gelecekti. Khan'ın neden böyle davrandığının zerre önemi yoktu. Dora sadece sonuçlara bakardı ve bu hikayenin sonunda Dora asla kaybetmeyecekti.
Yaptığı tüm plan tıkırında işlerken, onun lehine gelişen olaylar da buna tuz biber oluyordu. Aptal değildi. Khan'ın neden bu şekilde davrandığını anlıyordu. Fakat anlamadığı tek bir şey vardı. Ona karşı bir şeyler hissediyorsa neden kendisini reddetmişti. Yoksa bu davranışları sadece beraber büyüdükleri için miydi? Eğer öyleyse bile, davranışları biraz fazla değil miydi? İşte Dora bunu anlamıyordu. Dora, Khan'ı anlamıyordu. Özellikle Hans geldikten sonra çok değişmişti. Davranışlarını bir mantığa oturtturamıyordu. İlk başlarda Khan'ın tepkileri içten içe onu eğlendirirken son zamanlarda artık sinirlerini bozuyordu. Bencil bok çuvalı gibi davranıyordu. Lider'in ona verdiği görevde de araya girmesi ve kendi hakkında karar vermesi bardağını taşıran son damlaydı. Onu kıskanıyor muydu? Şüphesiz davranışları bu yöndeydi. Yine de aptal adam hala ona tek kelime etmemişti. İşte bu Dora'ya dokunuyordu ve gittikçe Khan'ı süründürme düşüncesi ona daha fazla keyif veriyordu. Ama bir yandan da kalbinde oluşan kıpırtılara engel olamıyor bu yüzden Khan'la aynı ortamlarda olmaktan kaçınıyordu. Duygularına kapılıp mantığı ile hareket edememekten korkuyordu. Bu hataya düşmemeliydi. Yemin etmişti ve sonuna kadar gidecekti. Tabi sinirden aklını kaçırmazsa.
Bu sabah Khan, yine sinirlerini bozmuş ona haddinden fazla yaklaşmıştı. Sabah olanlar aklına tekrar geldiğinde çoktan ejderhasının yanına gelmişti.
''Lex, Khan'ı kül edemez misin?'' Ejderhası Lex, yeşil gözlerini ona dikmiş ve olumsuzca başını sallamıştı. Dora ofladığında, Lex başını Dora'nın başına yasladı. Hüznüne ortak olmak istercesine. Sabah yaşadığı olay tekrar aklına geldiğinde Dora gözlerini sıkıca kapatarak dengesini bozan duygulardan arınmaya çalıştı.
***
Tüm gece düşünceler içinde savrulup durmuş ve güneş ufuktan görünene kadar uyuyamamıştı. Erkenden yola çıkacağı içinde daha fazla yatakta kalmamış, yemeğe kadar olan zamanda hazırlıklarını yapmıştı. Üstüne deri ve kadife kumaşlardan oluşan kahverengi kıyafetini giymiş. Kılıcını ve bıçaklarını kuşanmıştı. En sonunda hazır olduğuna emin olduktan sonra yemek salonuna doğru yola çıkmıştı. Kötü başlayan gün güzel devam eder miydi? Asla. Koridorda Khan ile karşılaşmıştı. Dora, Khan'ın yüzüne hiç bakmadan geçecekken adam onu kolundan tutmuş ve burnun dibine kadar girmişti. Öyle ki burunları birbirine değiyordu. Dudakları arasında santimler kalmış, Khan'ın öfkeli ve sıcak nefesi arsızca ciğerlerine sızıyordu. Yeşil gözleri kanlanmış, göz bebekleri küçülmüştü. Gözleri resmen ateş saçıyordu. Dora, Khan'a bakarken adamın sol kaşında ki ize baktı. Hemen arkasından kaşlarını çatarken çenesinde ki yavaşça oluşmaya başlayan morluk da dikkatini çekti. Kavga mı etmişti? Lanet olsun! Nedenini de soramazdı. Ama kesinlikle Liya ya da Şifa'dan öğrenecekti. Dora kendi içinde tahminlerde bulunurken Khan'ın onu sarsmasıyla kendine geldi. Bulunduğu pozisyona kalbi tepki vermeye başlarken Dora hırsla kolunu çekmeye çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDERHA ATEŞİ
FantasySimsiyah dağılmış saçları, vahşi duran yüzü ve Onikse benzeyen gözleriyle Şifa'ya bakıyordu. Sanki onun insana dönüşmüş haliydi. Şifa'yı inceleyen gözleri yavaş yavaş öfkeyle dolmaya başladı. ''Sen onu benden çaldın. Şimdi bedelini ödeyeceksin.'' Şi...