Merhabaa sevgili okurlarım. Çok bir şey söylemeyeceğim sadece bölüm sonu açıklamasına bakın mutlaka demek istiyorum. 🤗🤭
Keyifli okumalar.😍❤️
***
Gelişen beklenmedik olayla sessizleşen ve gerilen ortamı Luna'nın sesi böldü.
''Ablacığım bu ne sürpriz!'' dedi abartılı bir heyecanla. Affan'ın arkasından gülümseyerek çıktı. Gülen dudaklarının çizgisinde tedirginlik vardı. Yine de hiç bozuntuya vermedi. Diğerlerinin bakışlarına aldırmadan ablasına yılışıkça sarıldı.
Asi Lider'i öfkeden kasılan yüzü ile Luna'ya baktı. Ona sarılmadı ama itmedi de. Kimse tek kelime demezken Luna tekrar konuştu.
''İşte benim ablam, İrithel. Ama sanırım siz onu tanıyorsunuz. Kendisi Asi Kabilesi Lider'i.''
''Evet, oldukça değişmiş.'' Şifacı Ak öne çıkarak İrithel'e baktı. Kadının yüzü Şifacı Ak'a dönerken hafifçe selam verdi.
''Sende yaşlanmışsın.'' Şifacı Ak uzun sakallarına dokunurken hafifçe güldü.
''Kimse olduğu yerde kalmaz.'' İrithel başını salladı.
''Doğru, kalmaz.'' Şifacı Ak ve İrithel'in sözleri ikisinin de geçmişte bir mazileri olduğunu gözler önüne seriyordu.
''Yardım ettiğin kız Asi Lider'i miydi?'' Sahn kaşlarını hayretle kaldırmış Şifacı Ak'a bakıyordu.
''O zamanlar lider değildim.'' Sahn, İrithel'e dönerek,
''Bu hiçbir şeyi değiştirmez.'' dedi.
''Hayır, çok şey değiştirir.'' İrithel direkt Sahn'ın gözlerine baktı. Sonra da Ahon'a döndü.
''Kardeşimin burada ne işi var?'' diye direkt sordu. Sıkılı dişleri kendini zor tuttuğunu gösteriyordu.
''Ben anlatabilirim.'' Luna ablasının kolunu tuttuğunda, İrithel ona hiç bakmadı.
''Sana daha sonra soracağım.'' Luna dudaklarını birbirine bastırırken geri çekildi. Kesinlikle bitmişti.
''Neden bunu yemek yerken konuşmuyoruz? Ayakta kaldık.'' Ahon her ne kadar bozulan planları için sinirlense de mantıklı hareket etmeliydi. Luna'nın abla diye bahsettiği kişinin Asi Lider'i olması onları büyük bir çıkmaza sokacaktı. Dakikalar önce yaptığı plan tersine dönmüştü.
Ahon, Şifa'nın belini tutarak önden ilerlerken diğerleri de onları takip etti. Herkes tek tek masada yerini alırken,
''Sen cadısın!'' diye hayretle konuştu, Max.
''İsmim Mel ve evet cadıyım.'' Cadı mor ve siyah irislerini Max'e dikerek güldü. Solgun ince dudaklarında asılı kalan gülümseme Max'i ürpertti. Göz çukurlarında ki damarlar siyah ince iplikler gibiydi. Yüzü ise bembeyazdı. Burnundan kulağına kadar kırmızı taşlarla süslenmiş bir takı vardı. Yüzüne renk veren sadece oydu.
''Bir cadıyı izinsiz bu topraklara getiriyorsun. Umuyoruz ki iyi bir sebebi vardır.'' Alhva çatılı kaşlarının altından doğruca İrithel'e baktı.
''Siz liderle görüşmeyeli uzun zaman oldu. Fakat yayılan, özellikle kötü haberleri duymak için sizinle görüşmeye ihtiyacım yok.'' Alhva'nın kaşları daha fazla çatılırken,
''Ne demek istiyorsun?'' diye sordu.
''Cadılarla başınızın dertte olduğunu duyduk ve Mel karanlık topraklara girebilen nadir cadılardandır. Buraya keyif için geldiğimi düşünmediniz herhalde?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDERHA ATEŞİ
FantasySimsiyah dağılmış saçları, vahşi duran yüzü ve Onikse benzeyen gözleriyle Şifa'ya bakıyordu. Sanki onun insana dönüşmüş haliydi. Şifa'yı inceleyen gözleri yavaş yavaş öfkeyle dolmaya başladı. ''Sen onu benden çaldın. Şimdi bedelini ödeyeceksin.'' Şi...