Merhabaaa, özlediniz mi?
Ya ben bu hikayeyi yazmayı çok özlemişim. Büyük ihtimalle bu son özel bölümdü. Kendinize iyi bakın.
Diğer hikayemde görüşmek üzere, hepinizi öpüyorummmm 😍🥰❤️
***
Sevdiği kadının çığlıkları ve ağlayışları kulaklarına dolarken kendisini zor tutuyordu. Çenesi kitlenmiş, bedeni taş gibi kaskatı kesilmiş, gözlerin de ateş birikmişti.
Kendisini tıpkı o gün ki gibi çaresiz ve korkmuş hissediyordu. Tüm kanı çekilmiş gibiydi. Teni buz gibiydi ama onu bile hissedemiyordu. Büyük bir heyecanla beklediği yavrusu ya da yavruları artık gözüne o kadar da güzel bir şeymiş gibi gelmiyordu.
Yeni bir can doğurmak bu kadar zor muydu? O an kadınlara ne kadar az değer verdiklerini fark etti. Onları değerli bir mücevher gibi korumalı ve saklamalıydılar. İnci Klanı liderine kesinlikle hak veriyordu.
Bu kadar acı çekerek bir mucize gerçekleştirmeleri, kadınların ne kadar da olağanüstü olduklarını haykırıyordu.
Ahon içeriden kesilen seslerle gerildi. Bir süre içeriden ses gelmeyince hızla kapıya doğru ilerledi.
"Sakin olun! İkiniz de!" Umur bedenini, iki çift endişeli gri göz ile kapı arasına sıkıştırdı. Ellerini havaya kaldırarak içeri girmeye çalışan bedenleri engellemeye çalıştı.
"Çekil önümden içeri gireceğim." Oniks de Ahon'u onaylayarak Umur'u kapıdan çekmeye çalıştılar.
"Umur haklı. Sakin olun biraz. Eğer bir sorun olsaydı çoktan haber verirlerdi." Khan da ikiliyi uzaklaştırmaya çalıştığında sözleri az da olsa rahatlatmıştı.
"Neden hiç ses çıkmıyor? Kimse neden bir şey söylemiyor?" Ahon hem endişeli hem de öfkeliydi. Beyaz parlak taşlarla süslenmiş koridorda ileri geri gidiyordu. Onunla beraber Oniks de hareket ediyordu. Ahon ile ters yönlerde ilerliyordu.
"Birazdan haber verirler." Sahn'ın sesinin hemen ardından duyulan ince sesler ile herkes yerinde dikildi. Oniks ve Ahon aynı anda kapıya ulaştıklarında bu sefer iki deliyi tutamadılar.
Hiçbir ayrıntıya dikkat etmeyen gözleri direkt, terli, yorgun ve oldukça kötü görünen yatakta uzanmış kadına dikildi. Onların girmesi ile son anda ince bir örtü Şifa'nın üstüne atılmıştı. Böylece kanlı ve çıplak bedeni gizlendi. Fakat Ahon'un gözlerinden kaçmamıştı. Sadece o da değil, odanın belirli kısmında kanlı bezler vardı ve yatağın beyaz çarşafı kanla kaplanmıştı.
Bu oldukça normal bir durumdu. En azından doğum yapan bir kadın için. Fakat iki beden de kapının dibinde put gibi kalmıştı, gördükleri görüntü karşısında.
Şifa onlara yorgun bir tebessüm gönderirken onları kendilerine getiren etrafa yayılan ince sesler oldu.
Biri Liya'nın biri de Dora'nın kucağında olan ufak bedenler, o kadar küçüklerdi ki Ahon bir süre bu güçlü tiz sesin bu minik bedenlerden geldiğine inanamadı. İlk harekete geçen Oniks oldu bebeklere kısaca bakıp hızla annesinin yanına yere kıvrıldı. Başını Şifa'nın başına yasladı. Sıcak ve endişeli solukları kadının saç diplerini havalandırıyordu.
"Oğlum." Yeni anne duygusallığın vermiş olduğu an ile ıslak gözlerle güçsüzce mırıldandı. Zar zor elini Oniks'in çenesinin altına getirerek okşadı.
Oniks'in mırıltıları hala ara ara ağlayan küçük bedenlerin sesine karıştı.
Oniks parlak gözlerini Şifa'nın gözlerine dikerek burnu ile yüzünü okşadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDERHA ATEŞİ
FantasySimsiyah dağılmış saçları, vahşi duran yüzü ve Onikse benzeyen gözleriyle Şifa'ya bakıyordu. Sanki onun insana dönüşmüş haliydi. Şifa'yı inceleyen gözleri yavaş yavaş öfkeyle dolmaya başladı. ''Sen onu benden çaldın. Şimdi bedelini ödeyeceksin.'' Şi...