22-Klanlar-1

9.9K 702 46
                                    

Merhabaaa, geç kaldım yine. 🙈 Ama size bol Ahon ve Şifa'lı bölüm bırakıyorum.

* * *

Ruhuna dolanan çiçek kokusuyla, kolları arsında ki kadını kendine daha çok çekti. Başını kadının saçlarına gömüp derin derin nefesler aldı. Daha önce hiç böyle duygular yaşadığını hatırlamıyordu. Hiçbir kadından bu kadar etkilenmemiş, kalbinin kapılarını açık bir şekilde bırakmamıştı. Etrafından kendisine eş seçip evlenmesi ile ilgili söylentiler gelmesine rağmen bu konuda hiç adım atmamıştı. Asla birini seveceğini düşünmüyor ve sevmediği biri ile de hayatını paylaşmayı uygun bulmuyordu. Bu yüzden yalnızdı. Fakat şimdi kolları arasında ki kadına sahip olduğu her şeyi vermek istiyor. Onu, klanlığının kraliçesi yapmak istiyordu. Şifa'yı gördüğü ilk anda öfkeden gözü dönmüştü. Aylarca aradığı ejderhanın çalınmasına, itibarının sarsılmasına, neredeyse güçlerinin yok olmasına sebep olan kişinin savunmasız bir kadın olması onu çileden çıkarmıştı. İçinde beslediği öfkesini ve nefretini bu kadına mı kusacaktı? Üstelik yara bere içindeydi. Ahon o zamanlar öfkesi ile hareket etmiş daha sonra dostlarının düşünceleri ile mantığını devreye sokmuştu. Çok geç olmadan Şifa'ya haksızlık yaptığını fark etmişti fakat kadının dik başlılığı onun geri adım atmamasına sebep olmuştu.  Daha sonra ise kabul etmek istemese de Şifa'nın o halleri yavaşça kendine çekmişti. İnatlaşırken havaya diktiği minik burnu, öfkeyle çakmak çakmak olan renk değiştiren gözleri, kızaran yanakları, yumruk olan elleri, her şeyi ama her şeyi onu kendine çekmişti. Uzun geceler kaçmaya çalışmış ve en sonunda pes ederek yakalanmıştı. 

Ona mühürlenmeyi teklif ettiğinde, daha doğrusu zorladığında ne olacağını çok iyi biliyordu. Mührün sebebini kadının kaçmaması için olduğunu söylese de derinlerine gömdüğü gerçek daha farklıydı. Babası, annesini öyle çok seviyordu ki. Annesi amansız bir hastalıktan öldüğünde babası bu acıya dayanamamış ve o da annesi ile birlikte göklere yükselmişti. Aralarında olan mührün annesinin ölmesi ile kırılmasını babasının ruhu kaldıramamıştı. İşte Ahon, babası gibi ömrünü adayacak bir kadın beklemişti ve o kadın ona kaderin bir oyunuyla gelmişti. Ahon, ilk defa bir kadına karşı hissettiği bu yoğun duyguları kaybetmek istememişti. Bencilce hareket etmiş ve kadını tamamen kendine hapsetmişti. Sonunda ise bu durumdaydılar ve Ahon tek bir an bile pişman olmayacaktı. Sıkıca sarmaladığı sıcak bedeni kaybetmek istemiyordu. Şifa, tıpkı adı gibi onun yalnızlığına şifa olacaktı ve Ahon'da ömrünü kadının önüne serecekti.

Kolları arasında, sırtı ona dönük olarak yatan kadın hafifçe kıpırdanarak ona yaslandı. Ahon kapattığı gözlerini araladı. Şifa'nın ona tamamen yaslanması ile kadının tüm vücut hatlarını kendi bedeninde hissediyordu. Ahon henüz böyle bir işkenceye hazır değildi. Lanet olsun ki kadını hem ruhuyla hem de bedeniyle istiyordu. Ama her şey gibi bununda hızlı olmasını istemiyordu. O an ikisi içinde özel olmalıydı. Fakat ilk önce evliliklerini herkese duyurmalıydı. Ejderha Lider'ine ve onun eşinde yakışır bir düğün olmalıydı. Başlarında ki belayı def ettiklerinde bu düğünü yapacaktı. Ahon o an Set ve yılanlara tekrar lanet etti. Hayatının kadınını bulmuştu ama huzur bulamamıştı. Düşünceleri Şifa'nın mırıldanarak ona dönmesiyle dağıldı.

Ahon gözlerindeki parıltı ve istekle Şifa'ya baktı. Kahverengi kıvrımlı kısa kirpikleri güzel gözlerini örtmüş, yumuşak yüz hatları uykunun verdiği rehavetle gevşemişti. Tatlı bir pembelikle renklenmiş dudakları hafifçe aralanmıştı. Ahon kendine hakim olamadan baş parmağı ile kadının dudaklarını okşadı. Ahon'un gözleri her geçen saniye koyulaşırken Şifa'nın ıslak dili dudaklarını yalamak için ininden çıktığında, Ahon'un baş parmağını silip geçti. Ahon kaskatı kalırken, kalbi tekleyerek hızlandı. Gri gözleri, siyah bulutları toplarken Şifa'nın kırpıştırarak araladığı kısık yeşil gözlere takıldı. 

EJDERHA ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin