Bittim. İzin günümü size feda ettim ve upuzun bir bölüm yazdım. 😂 Daha erken atacaktım fakat evde işler bitmiyor 🙈 Yine de dakikalar kala yetiştirdim. Keyifli okumalar diliyorum. 🌼❤️
***
Sakin olacaktı, sinirlenmeyecekti ve bu barbar adamın gözlerini oymayı düşünmeyecekti. İlk ikisini yapabilirdi ama son dediğini yapmak kesinlikle çok zordu. Bu adam kendini ne sanıyordu? En azından nezaketen ona nerede kalmak istediğini sorabilirdi. Her şeyi geçti, niye bu adama bu kadar yakın bir odada kalıyordu? Daha akşamı edemeden krizlere gireceği belli olmuştu.
''Bana fikrimi sorduğunu hatırlamıyorum.'' Ahon, alayla karşısında yine minik yumruklarını sıkmış kadına baktı. Bu kadın onu gerçekten eğlendiriyordu.
''Doğru, çünkü sana fikrini sormadım.'' Şifa öfkeyle Ahon'a bir adım attı.
''İşte benden bundan bahsediyorum. Sorman gerekirdi?''
''Öyle mi? Artık çok geç odanı hazırlattım bile.'' Ahon yüzünde ki sinir bozucu gülümsemeyi hiç azaltmadan kadına bakmaya devam etti.
Şifa öfkeden yerinde tepinmemek için kendini zor tutuyordu. Ayrıca bu adama da bu kadar yakın olmak istemiyordu. Çünkü onun kafasını karıştırmasından korkuyordu. İlk başlarda yansıttığı o öfkesi geçince arkasında kalan gerçek kişiliğini yavaş yavaş fark ediyordu. Genelde dik kafalı, alaylı konuşmaları ve sürekli kendisi ile inatlaşması dışında, şefkatini de hissetmişti. Mühürlenme aşamasında, ateş onları sarmaya başladığında korkmuştu ve kaçmaya çalışmıştı. Tam o anda onu nasıl rahatlattığını ve ellerini nasıl tuttuğunu hatırlıyordu. Şifa o anda babasından göremediği şefkate ve annesinden uzun zamandır hissedemediği sevgiye ne kadar aç olduğunu anlamıştı. Eksik olduğu bu hisler uğruna adama kapılmak istemiyordu ve itiraf edemese de kokuyordu. Kendisini düşünmeli ve dikkatli adımlar atmalıydı.
''Neden sana bu kadar yakın bir odada kalmak zorundayım? Devasa olan bu kulede başka oda mı yok?''
''Yok." Ahon'un tek kelimelik tok sesiyle Şifa oflayarak nefesini verdi. Ne demek başka oda yoktu?
Ahon, kadının bu haline içten içten sırıtırken kadının ona bakmadığı bir anda Liya' ya kaşlarıyla işaret verdi. Liya gelen işareti anlayarak sıkıntıyla Şifa'ya döndü. Liderleri kesinlikle kendisi gibi davranmıyordu.
"Şifa, biz de kule de kalıyoruz. Hem senin odan benim odamın hemen üstünde, istediğin zaman yanıma gelebilirsin.'' Liderleri, Şifa'nın o odada kalacağını söylediğinde şok geçirmişti. Orası Lider'in annesinin odasıydı ve oraya şu ana kadar kimse girmemişti. Şimdi ise o odayı Şifa'ya tahsis ediyordu. Anlaşılan Lider düşündüklerinden daha fazla bir şekilde Şifa'ya değer veriyordu. Fakat o zaman neden bu kadar katı davranıyordu? Liya, bakışlarını dikkatle Şifa'ya çevirmiş Ahon'a baktı. Gözlerinde karmaşık ve derin bir ifadeyle bakıyordu. Belki de Ahon nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu.
''Buna da tamam.'' Şifa öfkeyle soludu. Nerede kalacağı sorun değildi, sorun emir verilir gibi yapılmasıydı. Artık esir değildi ve bu adamın hala onu üzerinde hak sahibiymiş gibi konuşmasına katlanamıyordu. Yine de nankörlük yapmayacaktı. En azından kalacak bir yeri vardı. Üstelik Liya'nın dediği gibi onlar da kule de kalıyorsa kendisine özel bir durum da söz konusu değildi. Belki de gerçekten tek boş oda o odaydı. En azından buna inanmak istiyordu. Diğer ihtimal sadece hislerini karmakarışık hale getirirdi.
''Bir daha ki sefere benimle ilgili karar alırken bana sorma nezaketini gösterirsen çok memnun olurum.'' Şifa'nın sözleri her ne kadar nazik olsa da sesi öfkesini hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDERHA ATEŞİ
FantasySimsiyah dağılmış saçları, vahşi duran yüzü ve Onikse benzeyen gözleriyle Şifa'ya bakıyordu. Sanki onun insana dönüşmüş haliydi. Şifa'yı inceleyen gözleri yavaş yavaş öfkeyle dolmaya başladı. ''Sen onu benden çaldın. Şimdi bedelini ödeyeceksin.'' Şi...