Merhabaaa, uzun bir bölüm yazmaya çalışmaktan ziyade, olayları biraz daha hızlandırmak için yazdım. Fakat yine de uzun oldu :))) Asıl konu ise artık tamamen doğaçlama yazıyor olmam :))) Elbette içime sinmeyeni yazmıyorum. Yine de aklınıza takılan mantık hataları ya da anlayamadığınız bir şey olursa yazın. Çünkü bende arada yazdıklarım kafamdan uçuyor :))
Bu arada bazen her yoruma dönüş yapamıyorum bu yüzden kusura bakmayın lütfen.
O zaman hepinizi öpüyorum ve sizi bölümle baş başa bırakıyorummm.
***
Kuira Toprakları (Kurt Klanlığı)
Güneş, dağların arkasına çekilmiş yerini karanlığın sessizliğine bırakmıştı. Yaprak dahi kıpırdamayan ormanda, ayı ışığı yüksek ağaçların izin verdiği kadar belli belirsiz yeryüzüne değiyordu. Normal bir insanın bir adım ötesini görmeye izin vermeyen karanlık, iri bedenlerini kayaların ve çalılıkların arkasına saklayanlar için önemsizdi. Onlar keskin gözleri, üst seviye koku alma ve nefes kesici avlanma yetenekleri ile karanlığın sahipleriydi. Kuira Klanlığı, kurtlarla birleşmiş ve tüm özelliklerini bu yönde geliştirmiş avcı ve savaşçı bir klanlıktı. Şu anda ise en büyük avlarını yakalamak üzereydiler.
''Daha ne kadar bekleyeceğiz? Sabırsızlanıyorum.'' Saçlarını iki yanından kazıtmış, yüzünde yamuk bir gülüş olan adam, yeşil gözlerini delici bir bakışla hemen iki adım uzağında olan Lider'ine çevirdi. Yeşil gözlü adamın sözlerini, hemen arkasında avlanma pozisyonuna geçmiş boz renkli, yaklaşık bir insan boyutunda olan kurt desteklercesine hırladı.
''Sivri, sakinleş ve kurduna da sahip çık. Emir vermeden kimse harekete geçmeyecek.'' Lider, kısa bir an yeşil gözlü adama bakıp tekrar, sanki ormanın diğer ucunu görüyormuş gibi dikkatle bakmaya devam etti. Sivri diye seslendiği adam homurdanarak, kurdun başını okşadı.
''Merak etme oğlum bu av senin olacak.'' Adamın sözleri ile Lider hızla tekrar ona döndü.
''O adam sağ kalacak. Kendisine başka av bulsun.'' Sivri, başını eğip ona yaklaşan kurda baktı ve tekrar Lider'e döndü.
''Peki işimiz bittikten sonra avlayabilir mi?'' Lider başını iki yana sallayarak ofladı.
''Kes artık Sivri, o kurdu nasıl eğitiyorsun?'' çalıların arkasından ona söylenen adamla arkasına dönecekken, diğer taraftan söylenen bir diğer kişiyle bu sefer sol tarafına baktı.
''Ona avlanmayı öğreteceksin, canavar olmayı değil.'' Sivri, gözlerini kısarak yüzünü örtmüş adama bakmaya başlayınca, kurt da adama hırlamaya başladı. Yüzünü kapamış adam kaşlarını çatarak ona dik dik bakan ikiliye bakarak gözlerini devirdi. Sivri sırıtarak,
''Affan, gördün mü? O en iyisi olacak. Sadık ve avcı. Mühürlenmeye gerek bile yok.'' dedi.
''Kesin gevezeliği. Zamanı geldi.'' Lider'in kısık ama vurgulu sesiyle herkes tekrar ciddiyete büründü.
Seslere hassaslaşmış kulakları, yaklaşan birinin adım seslerini duymaya başlamışlardı. Lider gözlerini kısarak her şeyden habersiz pençelerinin arasına gelen avı izlemeye devam etti. İyice yaklaştığına emin olduğunda işaret verecekken birden durdu. Bedeni gerilirken fısıldadı.
''Bir kişi daha var.''
''Plan aynı mı?'' Affan, yüzündeki kumaşı düzelterek belinden hançerini çıkardı ve hazır olduğunu gösterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDERHA ATEŞİ
FantasiaSimsiyah dağılmış saçları, vahşi duran yüzü ve Onikse benzeyen gözleriyle Şifa'ya bakıyordu. Sanki onun insana dönüşmüş haliydi. Şifa'yı inceleyen gözleri yavaş yavaş öfkeyle dolmaya başladı. ''Sen onu benden çaldın. Şimdi bedelini ödeyeceksin.'' Şi...