Ben geldimmmm!! 🥰😍
Nasıl özlemişim yaa, o kadar zaman oldu ki neredeyse paslanmışım dedim.
Sizi öpüyorum ve keyifli okumalar diliyorum. ❤️
***
Sessiz adımlarla kale duvarlarının arkasından ormana doğru ilerlemeye başladı. Uzaklaştığından emin olduktan sonra da derin bir nefes alarak gülümsedi.
''Sonun da huzur bulabileceğim'' Yakın zamanda keşfettiği büyük ağca doğru ilerlemeye başladı. Nehrin hemen yanında olan ağacın etrafı, yeşilliklerle ve etrafta uçuşan kelebeklerle tam anlamıyla cennetti.
Durmadan başında konuşan Ahon'dan, birbirini ilk gün ki gibi yiyen Oniks ve Akik'den, her daim peşinde olan askerler, Liya ve Dora'dan bezmişti. İstediği tek şey birazcık huzurdu ve bu huzuru uyumadığı zamanlarda istiyordu.
Güneş tam tepedeyken, etraf sıcacık ve yaşam enerjisi ile doluyken istiyordu. Ezberlediği yere doğru ilerlerken gördükleri ile kendini bir ağacın arkasına attı.
''Yok artık!'' Dikkatli bakışları çiftin öpüşmesi ile başka yere kaydı.
''Sahn ve Fejin mi?'' Kıkırdayarak tekrar ikiliye baktı. Planı sekteye uğramış olabilirdi ama bu durum daha eğlenceliydi. Sahn'ı yakalamıştı!
Savaştan önce İnci Kadınlarının topraklarından çıkması yasaktı. Ama savaşı kazandıktan ve huzur ortamı tamamen oluştuğundan dolayı artık İnci Kadınları özgür sayılırdı. Tabi yine şartlar vardı. Merjen'i ikna etmek zor olmuştu.
Onları rahatsız etmeden sessizce uzaklaşacaktı ki, arkasından fısıldayan kadın ile çığlığını zar zor bastırdı.
''Fejin ve Sahn, şaşırmadım desem yalan olurdu.''
''Liya! Ödümü kopardın!'' Şifa derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştı.
''Ben mi yaptım? Lider bana seni sorduğunda bende tıpkı böyle oldum.'' Liya'nın sesi sert olmasına rağmen hala fısıldıyordu.
''Ahon fark etti mi?'' Liya gözlerini devirerek kollarını birbirine bağladı ve 'sence' dercesine kaşlarını kaldırdı.
''Off! Şimdi iki saat onu çekeceğim.'' Şifa, Ahon'un söylenmelerini şimdiden duyabiliyordu. Fakat düşüncelerinin hemen olacağını tahmin edemedi.
''İyi, en azından bunun farkındasın!'' Şifa hızla arkasına döndü ve Ahon'un çatılmış kaşlarına baktı.
''Ama-''
''İki canlısın, bebeğimizi taşıyorsun, üstelik iki gün önceye kadar sancıların vardı. Ama sen buna rağmen kendini riske atarak etrafta geziyorsun. Hem de kimseye haber vermeden!'' Ahon'un yüksek sesi Sahn ve Fejin'e ulaşırken, ikili de en az Şifa kadar şaşkındı.
Şifa, Ahon'un sinirlenmekten çok endişelendiğini anladığında suçlulukla elini şişkin karnına götürdü.
Henüz altı aylık olsa da bebekleri onu zorluyordu. Bebek değil taş taşıyordu sanki!
Şimdiden Ahon'a benzeyeceği belliydi. Şifacı Ak, bebeğin duruşu ve hissettiklerine göre erkek olacağını söylemişti. Tabi doğmadan ne olacağını bilemiyordu.
Şifa tam kendini savunmak için dudaklarını aralamıştı ki, heyecanlı kanatların sesi ve rüzgarıyla Oniks'e baktı.
Oniks büyük bir heyecanla önce Şifa'yı kanatları arasına aldı. Daha sonra da burnunu şişkin göbeğe yaslayarak derin nefesler aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDERHA ATEŞİ
FantasySimsiyah dağılmış saçları, vahşi duran yüzü ve Onikse benzeyen gözleriyle Şifa'ya bakıyordu. Sanki onun insana dönüşmüş haliydi. Şifa'yı inceleyen gözleri yavaş yavaş öfkeyle dolmaya başladı. ''Sen onu benden çaldın. Şimdi bedelini ödeyeceksin.'' Şi...