13-Mühür

11.3K 980 192
                                    

İşteee yeni bölüm. Bu sefer gece yarısına kalmadım 😂.

***

Sevgi nasıl bir şeydi? Sadece insan olan bir varlık mı sevilirdi? Taşı, toprağı, çiçeği, böceği, kediyi, köpeği, ya da sadece bir kumaş parçasını sevemez miydi insan? Bir sevgilinin aşığını sevdiği gibi, bir annenin evladını sevdiği gibi sevemez miydi? Sevilirdi elbette! İşte Şifa da böyle sevmişti. Bir anne evladını nasıl severse, öyle sevmişti Oniks'i. Hiçbir zaman ona bir ejderha gibi davranmamış ve onu bunun için kullanmamıştı. Tüm yaşamını ona göre ayarlamış ve adamıştı. Yaptığı tüm fedakârlıklar onun içindi ve  Oniks de bunun farkındaydı. Bu yüzden o da tüm sevgisini ve bağlılığını Şifa'ya vermişti. Onu sahibi olarak değil, annesi gibi görmüştü. 

Şimdi ağzında kalın gövdeli, üstü çiçek dolu bir ağaçla Şifa'nın karşısındaydı. Sırf yaptığı hatayı telafi etmek ve annesinin gönlü olması için en iyisini getirmeye çalışmıştı. Gözleri direkt annesini buldu, o da diğerleri gibi gülüyordu. Oniks heyecanla kuyruğunu sallayarak Şifa'ya doğru ilerlemeye başladı. Annesinin çiçeklere sevineceğini biliyordu. Annesinin gülen gözlerine baktı ve hemen ardından gri, keskin gözleri Ahon'a kaydı. Daha doğrusu annesinin ellerini sıkıca tutan Ahon'un ellerine baktı. Gözleri yavaşça sivrileşmeye başlarken hızla annesinin yanına gelip kuyruğunu Şifa'nın beline sardığı gibi onu Ahon'un tutuşundan kurtardı. Ahon, Şifa'nın ellerini sıkıca tuttuğundan öne doğru gitsede kendini toparlayarak ayağa kalktı. Artık iki öfkeli ve tehditkar gri gözler birbirine bakıyordu.

Ahon, Şifa'nın gülüşüne öyle kapılmıştı ki yanlarına kadar gelen Oniks'i son anda fark etmişti ve daha tepki veremeden ejderha, kadını kendinden uzaklaştırmıştı. Ahon kaşlarını çatarak ejderhaya baktı. Bu ejderhayı kanı ile mühürlerken bir hata mı yapmıştı? Başka türlü, ona düşmanmış gibi bakmasının açıklaması olamazdı. Ayrıca kadını da sürekli koruyor ve kıskanıyordu. Bu ejderha aradaki mührü hissetmesine rağmen daha kendine bir kere bile bağlılık göstermemişti. Ahon bu işi bir an önce çözmek istiyordu. Çünkü yavaş yavaş savaşın yaklaştığının farkındaydı, bunu hissediyordu. Zamanında 'Kara Ejderha'yı' kaçırmaya çalışarak onu güçsüzleştirmeyi hedefleyenler hala yakalanmamıştı. Ahon, bu işin arkasından kim veya kimler varsa  tekrar harekete geçebileceklerinden şüpheleniyordu. Bu yüzden en kısa zamanda ejderhayı yanına çekerek onu eğitmeliydi. Fakat bu ejderha hala ona tek bir adım bile atmamıştı. Yine de, en azından şimdilik kadın ve ejderhanın gitmesini engellemiş olsa da hala bir sorun vardı. Bu ejderha kadına yaklaşmasına izin vermiyordu. Bu tam bir saçmalıktı ve Ahon bu saçmalığa daha fazla dayanamayacaktı.

''Bu duruma alışsan iyi edersin. Artık ne annen benden ayrılabilir, ne de ben annenden.'' Ahon alayla 'anne' kelimesini iğneleyerek konuşmuştu ve Oniks'in öfkesini daha fazla üzerine çekmişti.

Şifa şaşkınlıkla bir Ahon'a bir Oniks'e baktı. Ahon gülerken Oniks put gibi kalmıştı. Şifa tam o anda olaya müdahale etmesi gerektiğini anladı. Çünkü Oniks her an adamı parçalamak için atılabilirdi. Şifa Oniks'e doğru bir adım atacakken tam da tahmin ettiği şey oldu. 

Oniks ağzındaki çiçeği(!) Şifa'nın ayaklarının dibine bıraktı ve Ahon'a doğru atıldı. Bunların hepsini o kadar kısa sürede yapmıştı ki kimse ne olduğunu anlayamamıştı. Son anda Şifa yanından geçen dikenli, uzun kuyruğu tuttuğu gibi,

''Oniks, dur!'' diye bağırdı. Oniks derin hırıltılı nefeslerinin arasında bu emre uysa da, ağzından Ahon'a doğru ateş topu fırlatmasına kimse mani olamadı. 

Şifa parıldayan ateş topunun hedefini gördüğünde büyük bir çığlık attı ve hızla ellerini gözlerine kapattı. Oniks ne yapmıştı? Bu ejderhanın gerçekten öfke problemi vardı ve Şifa bunu yeni fark ediyordu. Kısa bir süre elleri gözlerinde kaldıktan sonra saçlarının arasında ve ellerinin üstüne hissettiği sıcak nefes ile ellerini gözlerinden yavaşça çekti. Şifa, hemen yüzünün önünde duran iri, gri gözlere baktı. Oniks burnunun dibine kadar girmiş dikkatle ona bakıyordu. Büyük ihtimalle neden çığlık attığını anlamaya çalışıyordu. Şifa hızla Oniks'in arkasında duran adama baktı. Sapasağlam duruyordu. Ama ateş topunun ona çarptığından emindi. Onun normal olmadığını biliyordu, yani en azından ateşten etkilenmediğini ama bu kadar da olmazdı. Bir çizik bile yoktu. 

EJDERHA ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin