Yeni bölümmm. Erken atıyorum çünkü bir daha atmak için zamanım olmayabilir. 😍
Keyifli okumalar.❤️🥰
***
Şifa yüzünde büyük bir gülümseme ile Oniks'e bakarken, göğsü gururla kabarmıştı. Oniks'in bu olgunluğuna oldukça sevinmişti. Küçük bebeği her geçen gün büyüyordu.
Ahon kaşlarını havaya kaldırarak Oniks'e baktı. Açıkçası bu kadar erken kabulleneceğini düşünmüyordu. Üstelik dün yaşananlar aklına gelince, imkansıza yakındı. Fakat etkilendiğini itiraf etmeliydi. Düşündüğünden daha olgun davranmıştı. Yavaş yavaş gerçek bir lider olmaya başlıyordu.
İki fırtınalı göz birbirine dikkatle bakıyordu. Kazananın da kaybedeninde olmadığı bir rekabete girmişlerdi. Ahon, Oniks'e doğru bir adım attı. Ona bir o kadar tanıdık ama bir o kadar da yabancıydı. Bu duruma gelmelerinin nedenlerini sorgulamayı bırakmıştı. Sadece kaderdi. Kader.
Ahon sağ elini yavaşça kaldırarak Oniks'e yaklaştırdı. Şifa nefesini tutmuş, diğerleri de pür dikkat bu sahneyi izliyordu. Ahon ve Kara Ejderha'nın gerçek anlamda ilk buluşmasıydı. Ahon'un sıcak avuçları, ondan daha da sıcak olan pullu deriye değdi. Oniks bu temasla irkilse de geri çekilmedi. Merak ediyordu. Bağı gerçek anlamda hissedip hissetmeyeceğini. Gri gözleri kapanırken, içinde akan sıcaklığı ve tanıdıklığı hissetti. Çok yoğun değildi ama hissediyordu. Tüm nefretini, ön yargılarını kenara bırakmıştı. Sadece bağa odaklanmıştı. Bu topraklara ayak bastığından itibaren hissettiği tüm duygulardan daha fazlasını hissediyordu şimdi. Bedeninde akan sıcaklığın güven olduğunu, tanıdıklığın vermiş olduğu hissiyatın da dostluk ve bağlılık olduğunu fark etti.
Sanki en başından beri hissetmesi gereken duygulardı bunlar. içinde sürekli saklamaya çalıştığı canavar sakinleşmişti. Ait olduğu yerde, ait olduğu insanlarla beraberdi. En başından beri yaptığı tüm davranışları tekrar sorguluyordu. Asilikleri, kabullenmeyişi, isteksizliği nedendi? Öfkeli olduğu aslında kimdi? Hep yalnız olduğunu düşünürken bir den kendini bir ailede bulması mıydı, onu kızdıran? Yoksa tek ailesi olarak gördüğü annesinin elinden alınacak olması mıydı? Belki de ikisi de. Yine de her şeyden soyutlanmış hisleri ona gerçeği göstermesine yetmişti. O bir Kara Ejderhaydı. Herkesin güvendiği, liderleri ve en güçlü liderin en güçlü dostu. Aralarında ki bağ saf bir sevgi değildi. Saf bir dostluk ve güvendi. Oniks'in tüm ruhu bu adama koşulsuzca güveniyor ve inanıyordu. Tıpkı bundan önceki ataları gibi. Bunun düşündüğü kadar kötü olmadığını fark etti.
Gözlerini büyük bir kararlılıkla açarak, kendi gözlerinin yansıması olan gözlere baktı. Eğer Kara Ejderha olmak onun kaderiyse buna layık olacaktı. Tüm tarihin anlattığı tüm Kara Ejderhalardan daha güçlü ve daha iyi bir lider olacaktı.
Ahon, Oniks'in gözlerinde ki kararlılığın verdiği güçle ejderhanın sırtına doğru ilerledi. Tek hamlede Oniks'in sırtına bindiğinde, Oniks hafifçe dikildi. İkisinin de başı dik ve gururluydu. Ahon, Oniks'in ensesini severken,
''Sen çok güçlü bir ejderhasın.'' dedi.
Şifa burnunu çekerek karşısında ki tabloya bakıyordu. Biri oğlu gibi büyüttüğü bir ejderha, diğeri ise nefretinden büyüttüğü bir aşktı. İkisi öyle güzeldi. Bir bütünün ayrılmaz iki parçası gibiydiler. Sanki hep bu şekildeydiler de, Şifa sonradan aralarına katılmıştı.
''Ağlıyor musun?'' Liya'nın hafif gülen sesiyle gözlerini kırpıştırdı.
''Ne ağlaması? Sadece biraz duygulandım.'' Liya gülerek başını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDERHA ATEŞİ
FantasíaSimsiyah dağılmış saçları, vahşi duran yüzü ve Onikse benzeyen gözleriyle Şifa'ya bakıyordu. Sanki onun insana dönüşmüş haliydi. Şifa'yı inceleyen gözleri yavaş yavaş öfkeyle dolmaya başladı. ''Sen onu benden çaldın. Şimdi bedelini ödeyeceksin.'' Şi...