10-Ahon Ve İstekler 1

11.2K 974 146
                                    

Bölüm biraz kısa bunun sebebi tam bitmemiş olması. Çok istediğiniz için paylaşıyorum. Devamı en kısa zamanda gelecek. Keyifli okumalar 💜🌼

***

Şifa yüzünü yavaşça okşayan rüzgarla derin bir nefes aldı. Şu anda istediği tek şey her şeyden uzakta sadece Oniks'le beraber tıpkı eskisi gibi yaşamaktı. Daha üç gün önceye kadar huzurla yaşadıkları o günler ona o kadar uzak geliyordu ki, sanki her zaman bu kaosun içindeymiş gibi hissediyordu. Bunun nedeni uzun zaman önce cevabını aramayı bıraktığı sorular yüzünden miydi? Bilmiyordu. Bildiği tek şey, Oniks'e sahip olduğu için pişman hissetmemesiydi. Ona, Oniks'e sahip olduktan sonra bunların olacağını söyleselerdi, yine de kararından vazgeçmezdi. Oniks'i tekrar ve tekrar sevip aynı şekilde korurdu. Karşısında duran bu adamın ise canı cehennemeydi. Oniks'i sahiplenmesinden nefret ediyordu. Sonuçta onu bakıp büyüten oydu. Onu bir anne çocuğuna nasıl bakarsa öyle bakmış, öyle sevmişti. Şimdi bir adam çıkıp onu öylece alabileceğini sanıyorsa yanılıyordu. 

Şifa karşısında oturan kişilere tek tek baktı. Hepsi onun konuşmasını ve anlatmasını bekliyordu. Şifa da tamamen yalansız anlatacaktı. Zaten yalan söylemesine ihtiyacı yoktu. Sonuçta o bir şey çalmamıştı. Her şeyi anlatacak ve o da kendi sorularını soracaktı. Derin bir nefes aldı ve anılarında dolunayın parladığı o geceye gitti. Herkesin kaderinin değiştiği geceye.

''Ben, Oniks'i karanlık bir gecede, ormanda bir ağacın altında buldum. Yaşadığım yer küçük bir köydü, benim evimde köyün sınırlarına, ormana yakın bir yerdeydi. Ben, yani siz ne diyorsunuz bilmiyorum ama, ben şifacıyım.'' Şifa, şifacı olduğunu söylediğinde şüphesiz hepsi çok şaşırmıştı. Genelde şifacılar yaşlı ve kadim insanlar olurdu. Yani en azından onların bildiği öyleydi. Ahon, kadına biraz daha dikkatli baktı. Demek şifacıydı. Bu kız gittikçe ilginçleşiyordu.

''O gece de bitki toplamak için ormana gitmiştim. Şifacıyım ama genelde insanlar bana gelmez daha çok ben yaptığım ilaçları, kokuları, yağları pazar yerinde satarım. İnsanları üst düzey tedavi edecek kadar bilgili değilim açıkçası. Her neyse o günde benden kekik baharatı istemişlerdi ve benim elimde yoktu. O gün bu yüzden ormana gittim. Tek amacım kekik bulmaktı fakat kekiği ararken zamanın geçtiğini fark etmedim. Fark edip dönmek üzereyken ise son anda ağacın altında olan kekikleri gördüm. Onları toplarken elime sıcak bir şey değdi, ilk başta bir hayvan olduğunu düşündüm ama değildi. Dokunduğum o şey Oniks'ti. Fakat ejderha değildi bir yumurtaydı.'' 

Şifa anlatmaya devam ederken herkes onu can kulağı ile dinliyordu. Böyle bir hikaye beklemedikleri kesindi. Fakat Şifa'nın en son anlattıkları ise tamamen hayret vericiydi.

''İnsanlardan kaçarken Oniks beni onu bulduğum ağaca getirdi ve sonra çok değişik bir şey oldu. Ağacın gövdesinden çok parlak bir ışık çıktı ve bizi içine çekti.'' Şifa, sessizce ona bakan Ahon'un gözlerine baktı ve devam etti.

''Sonra gözlerimizi burada açtık. Burası bizim yaşadığımız yerden çok farklı. Benim yaşadığım dünyada, ejderhalar sadece efsaneden ibarettir. Gerçek değildir.'' Şifa anlatacaklarını bititrdiğinde nefesini tuttu. Ona inancaklar mıydı? Şu anda hiç biri yorum yapmamış öylece ona bakıyorlardı. Şifa gergin bir şekilde daha ne kadar bekleyeceğini düşünürken Ahon dizlerine vurarak ayağa kalktı.

"Doğruyu söylemeliyim ki başlarda çok inandırıcı bir hikayeydi ta ki son kısma kadar." Ahon kollarını göğsünde kavuşturmuş Şifa'ya bakıyordu. Böyle bir saçmalığa inanacak değildi herhalde.

"Ne demek istiyorsun? Yalan söylemiyorum." Şifa kaşlarını çatarak öfkeyle karşısındaki adama baktı.

"Ben yalan söylediğini söylemedim." Ahon'un tok sesiyle söylediklerinden sonra Şifa hızla ayağa kalktı. Bu pislik adam ona resmen yalancı demişti.

EJDERHA ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin