Uzun zamandır yazmayı düşündüğüm kurgularımdan biri. Nihayet cesaret edebildim. Kalemim henüz çok güçlü değil. Bu yüzden hatalarım olabilir. Gördüğünüz hataları söylerseniz değiştirmeye çalışırım. Şimdiden okuduğunuz için teşekkür ederim.
NOT: İlk bir kaç bölüm geçiş gibi olacaktır. Karakter analizlerini birden değil zamanla anlatacağım.
***
Rüzgar tüm şiddetiyle eserken karanlık çöken ormanda tek ışık dolunayın yaydığı ışıktı. Hızlı birbiri ardına koşan adımlar ormanın sessizliğini bölüyordu. Adam elindeki yumurtaya hazineymiş gibi sarılmış, ölümden kaçmaya çalışıyordu.
''Biraz daha, az kaldı.'' kendi kendine mırıldandığı sözler bedenine dayanma gücü vermesi içindi. Bir an önce bu lanet yerden kurtulmalıydı. Ellerinin arasındaki bu yumurtayla tabi. Bu onun hayatını kurtaracaktı. Neden bu kadar değerliydi bilmiyordu ama sonuçta bu önemli değildi. Önemli olan karşılığında alacağı altınlardı. O ona verilen görevi yerine getirmiş ve yumurtayı almıştı. Artık tek yapması gereken yumurtayı teslim etmekti. Fakat hiçbir şey istediği gibi gitmemişti. Tamam kabul ediyordu, ilk başta her şey kusursuz gidiyordu ta ki fark edilene kadar. O lanet adam dedikleri kadar vardı. Onu nasıl fark etmişti. Bu imkansızdı. O büyücü fark edilmemesini garanti etmişti. Ona verdiği kolye işe yaramamıştı. Buradan kurtulduktan sonra o büyücüye hesabını soracaktı. Tabi kurtulabilirse.
Düşünceler dalmış kendi kendine tartışırken duyduğu sesle dikkatini tekrar bulunduğu duruma verdi. Şu anda bunları düşünmenin vakti değildi.
''İlerde yakalayın onu.'' artık sesler çok yakından gelmeye başlamıştı. Adam yakalanacağından korkmaya başlamış adımları karışıyordu. Bir çıkar yolu bulmalıydı. Ama nasıl? Onu kovalayanların ejderhaları vardı. Ejderha! Nasıl kaçacaktı? Etrafına kısa bir göz attı. Sol tarafta bir nehir vardı. Nehire girse şansı olur muydu? Denemekten başka şansı yoktu yoksa bu şekilde yakalanacaktı. Tam sol tarafta nehire doğru gidecekken yanından geçen alev topuyla son anda sağa doğru yöneldi. Lanet ejderhalar! Kaçmasaydı küle dönecekti.
''Nehire girmesin dikkat edin'' Sahn liderine baktı çok öfkeli duruyordu. Nasıl öfkeli olmayacaktı ki? Adamın bölgesinden yumurtasını çalmışlardı. Hemde Ejderha Lider'inin bölgesinden. Bu büyük bir felaketti. Sahn, liderinin emriyle hızla sol taraf yöneldi.
''Nehir kısmı bende, onu ben engellerim.'' Sahn, ejderhasına işaret verdi ve sol tarafa ateşten bir duvar ördü.
''Sağ tarafa gidiyor. Yakalayın artık onu. '' Ahon arkasına baktı ve tekrar emir verdi.
''Liya yüksekten uç, Khan sağ tarafa, Dora sol tarafa, Umur sende Liya ile beraber uç.'' liderlerinin emirleri ile herkes yerlerine dağıldı.
''O yumurta bana ait. Getirin onu bana.'' artık sinirleri son raddedeydi. O adamı ele geçirdiğinde ölmek için yalvaracaktı. Ona ait olan bir şeyi nasıl çalma cürretini gösterirdi.
Ormanda hızla kaçmaya çalışan adam artık bitmek üzereydi. Liderin sesini duyacak kadar yaklaşmışlardı ona. Nefes nefese daha sık ağaçların olduğu tarafa doğru yöneldi. Etrafı sarılmıştı bunun farkındaydı. Yanından geçen alev topuyla bir küfür savurdu. Kendisini bir ağacın altına attı. Sırtını ağacın gövdesine yasladı. Ne yapacaktı? Acaba yumurtayı saklasa kurtulduktan sonra gelip alsa olmaz mıydı? Bu yumurta oldukça ağırdı, taş gibiydi ve onu yavaşlatıyordu. Evet kesinlikle bunu yapmalıydı. Canından önemli değildi sonuçta. Altınların canı cehenneme!
Etrafına baktı az zamanı vardı. Nereye saklamalıydı bu yumurtayı. Yaslandığı ağaçtan bir kaç adım ileri adımladı. Karanlıkta görebildiği kadarıyla ağaçları taradı. İşte oradaki ağaç! Bu ağaç istediği gibiydi. Kalın gövdesi, uzun boyuyla hem diğerlerinden ayrılıyordu hem de gövdesindeki delik ile yumurtayı saklamak için imkan veriyordu. Eğer kurtulursa geri gelip yumurtayı bulması kolay olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDERHA ATEŞİ
FantasySimsiyah dağılmış saçları, vahşi duran yüzü ve Onikse benzeyen gözleriyle Şifa'ya bakıyordu. Sanki onun insana dönüşmüş haliydi. Şifa'yı inceleyen gözleri yavaş yavaş öfkeyle dolmaya başladı. ''Sen onu benden çaldın. Şimdi bedelini ödeyeceksin.'' Şi...