Bölümü yazarken dinliyordum çok hoşuma gitti. Şimdiden keyifli okumalar...
***
Karanlık çökmüş, dolunay tüm ihtişamıyla parlarken yorucu bir gün daha bitmişti. Herkes yorgunluktan uyuşmuş bedenlerini yataklarına atmış ve sessizliğe çekilmişti. Fakat iki adam yorgunluklarına rağmen hala mücadele peşindeydi.
''Bileğini büküyorsun.'' Umur karşısındaki adama sinirle baktı. Hileci pislik.
''Hayır bükmüyorum, böyle yaparak dikkatimi dağıtıyorsun.'' Sahn sırıtarak, Umur'a karşılık verdi. Onlar mücadelelerine devam ederken Dora onlara doğru yaklaştı.
''Siz ne yapıyorsunuz bu saatte?'' önüne dökülen kısa örgülü saçlarını geriye atıp, kaşlarını çatarak iki adama baktı.
''Bilek güreşi yapıyoruz.'' dedi Sahn, Dora'ya hiç bakmadan. Dora alayla gülerek,
''Onu anladım da, neden olduğunu anlamadım. Hem de bu saatte.'' dedi. Güneş çoktan batmıştı hatta neredeyse geri doğacaktı. Bu iki adamın ne işi vardı? Umur dikkatini verdikleri mücadelen çekmeden Dora'ya kısaca açıkladı.
''İddiaya girdik. Kim kaybederse Ahon'un karşısına çıkacak. Asıl sen ne yapıyorsun bu saatte?'' Dora tek kaşını kaldırarak anlamaya çalıştı.
''Yatmaya gidiyordum zaten, sesinizi duyunca geldim. Hem siz, neden Ahon'un karşısına çıkacaksınız? Ayrıca bunda ne var? Lider sizi öldürecek değil ya?'' Sahn oflayarak Dora'yı başlarından atmak için daha uzun bir açıklama yaptı.
''İnsanlar arsında söylenti dolaşıyor. Ahon'un güçlerini kaybettiğine dair. Ayrıca ejderhanın da hala bulunamaması bu söylentileri haklı çıkarıyor. Durum böyle olunca, Ahon'u devirmek için diğer düşmanlarda harekete geçmiş ve birlik toplamaya başlamışlar. Şimdi ikimizin de bir tarafları yemediği için bizde aramızda kimin harcanacağına karar vermek için bu yolu seçtik.'' Dora nefesini tuttu ve fısıldadı.
''Bu felaket.''
''Evet, evet öyle. Şimdi bizi bırakta şu işi halledelim. Dikkatimizi dağıtıyorsun.'' Sahn kısa bir an Dora'ya bakmak için başını kaldırdığında arkadan gelen Liya'yı gördü ve aklına gelenle dudakları sinsice kıvrıldı. Bu maçı kazanmıştı.
''Umur baksana, buraya gelen Liya mı?'' Umur ilk başta Shan'nın dediklerini kavrayamasa da sonradan hızla başını kaldırdı ve gözleri Liya'yı bulmak için etrafı taradı. Liya'yı gördüğü anda tüm dikkati dağılırken bileği hızla masaya çarptı.
''İşte bu! Kazandım.'' Sahn kazanmanın verdiği rahatlıkla nefes aldı ve bileğini oynattı. Zor dayanmıştı. Liya gelmeseydi kesin kaybederdi.
''Hile yaptın.'' Umur öfkeyle ayağa kalktı.
''Ne hilesi? Liya buraya gelmiyor mu? Nereden bileyim Liya'nın senin dikkatini dağıtacağını.'' Shan sırıtarak arkasına yaslandı ve karşısındaki öfkeli aşık adama baktı. Umur tam bir şey demek için ağzını açmıştı ki Liya yanlarına geldi.
''Ne oluyor burada?'' Liya konuştuğunda Umur öfkeyle bir kere daha Sahn'a baktı. Sonra da söylenerek Ahon'un karşısına çıkmak için uzaklaştı. Umur'un arkasından bakarlarken Dora sinirle Sahn'a çıkıştı.
''Bu yaptığın hiç hoş değildi.'' Sahn omuzlarını silkerek ayağa kalktı. Başka bir sırıtmayla Dora'ya baktı. Anlaşılan sıra ondaydı.
''Bu dediğini bana biri daha demişti. Kimdi acaba? Ah hatırladım. Khan.'' Dora'nın yüzü öfkeyle gerildi. Shan hiç umursamadan devam etti.
''Ne tesadüf! Siz niye Khan ile bir çift olmuyorsunuz. Bak aynı şeyleri de söylemeye başladınız. Çok yakışırsınız.'' Dora sinirle dudaklarını sıktı ve bir şey söylemeden arkasını dönüp Umur'un peşinden gidecekken onlara da doğru gelen Khan'la karşılaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDERHA ATEŞİ
FantasiaSimsiyah dağılmış saçları, vahşi duran yüzü ve Onikse benzeyen gözleriyle Şifa'ya bakıyordu. Sanki onun insana dönüşmüş haliydi. Şifa'yı inceleyen gözleri yavaş yavaş öfkeyle dolmaya başladı. ''Sen onu benden çaldın. Şimdi bedelini ödeyeceksin.'' Şi...