İyi okumalar
Önceki bölümü atlamayın lütfen...
Asaf
Ezrak, otoparktaki manzaradan sonra, Alkın beyle aramda bir şeyler olduğunu söylemişti. Buna inanıyordu. Neredeyse ben bile inanacaktım. Öyle şeyler anlatıyordu ki...Evde oturmuş, yorgunluk kahvesi içerken, Akay geldi yanıma. Benden dört yaş küçük olan kardeşim. Hayatta değer verdiğim tek insan. Babam öldükten sonra annem başka biriyle evlendi. Ben okulu bitirince, babamdan bize kalan parayla eve çıkmıştım. Akay, üvey babadan rahatsız oluyordu çünkü gözü göz değildi adamın. O da, ben ayrı eve çıkınca benim yanıma yerleşti. Böylesi daha iyi olmuştu. Kardeşim, 23 yaşında olsa da gözümün önünde, yanımda olması daha iyiydi.
"Abicim nasılmış?" diyerek yanıma oturdu Akay. Kesin bir şey isteyecekti.
"Söyle ne kadar lazım?" dedim. Gözleri büyüyerek bana baktı.
"Ay abi sen beni cidden hiç tanımamışsın. Para için değil, içimden geldiği için güzel davranıyorum. Hiç yakıştıramadım." dedi kollarını göğsünde bağlayarak.
"Yüz lira yeter mi?" diye baktım bıkkın gözlerle. Kollarını çözüp dizlerinin üstünde oturdu koltuğa.
"Gel şunu ikiyüz yapalım." dedi. Başımı sağa sola salladım.
"Aynen seni hiç tanıyamamışım." dedim alayla. Kahvemden bir yudum alıp cevap verdim. "Sabah gitmeden önce odana bırakırım. Şimdi kalkamam odaya kadar." dedim.
"Ya abi eğer bırakacaksan portmantoya bırak. Başucu komodinine bırakınca kendimi şey gibi hissediyorum." dedi. Dediği şeyle kısaca kıkırdadım.
"Salak." deyip telefonumu aldım elime. Birkaç saniye içinde elini çenemde hissettim. Yüzümü kendine çevirdi.
"Kavga mı ettin şu suratına bak?" dedi. Eve geleli yarım saat olmuştu ama sevgili kardeşim yeni farkediyordu yüzümdeki ufak yaraları.
"Ne dikkatlisin sen ya maşallah nazar değmesin." deyip yüzümü çevirdim önüme.
"Niye kavga ettin? Ne oldu? Keyfin de yok gibi zaten. Somurtup oturuyorsun akşamdan beri. Şiştim valla." dedi.
"Önemli bir şey değil. Takılma." dedim ve kalktım koltuktan. "Bir şeyler yedin mi? Ben acıkmaya başladım." dedim. Başını iki yana salladı olumsuz bir şekilde.
"Yemedim. Sen gelmeden yemiyorum bilmiyor musun?" dedi. Gülümseyip saçlarının arasına öpücük kondurdum.
"Şimdi bir şeyler hazırlarım." dedim ve elimdeki kahve kupasıyla mutfağa geçtim. Çay suyu koyup, dolaba yöneldiğim sırada Akay geldi mutfağa. "Ne oldu niye geldin?" diye sordum. Omuzlarını silkip cevap verdi.
"Yardım edeceğim sana. Zaten bütün gün çalışıyorsun. Bir de yemek yapmakla tek başına uğraşma." dedi ve dolaptaki eti çıkardı. "Bunu gündüz çıkardım. Buzları çözülsün diye. Akşam bir şeyler yaparız bununla diye düşündüm." dedi. Elimi çeneme götürdüm düşünür gibi. Parmağımı şıklatarak cevap verdiğimde, Akay da benimle aynı anda aynı şeyi söyledi.
"Tavuk sote!" deyip gülüştük. "Hadi o zaman başlayalım." dedim ve birlikte yemek yapmaya giriştik.
Kardeşimle zaman geçirince, Ezrak'a olan sinirimi bile unutmuştum.
Satır aralarına yorum serpiştirirseniz çok mutlu olurumm
Sizleri seviyorum 🌈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK OYUNU (BxB)
Romance*TAMAMLANDI* 05...: Duydum ki hakkımda konuşuyormuşsun sağda solda. O dilini koparır sana yediririm adam ol! Ezrak: Sen kimsin amk? Kim olduğunu bile bilmiyorum? 05...: Şu dakikadan sonra Azrailinim artık. *** Eşcinsel Hikaye. 05.09.2021 - 17.12.2021