43.Bölüm

799 73 22
                                    

İyi okumalar

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

"Daha iyi misin bebeğim?" dedi Alkın. Asaf'ı ilk kez böyle görüyordu. Ne olduğunu çok merak ediyordu ama şu an onu üzmek, asla istemediği bir şey olduğu için sustu. Asaf, Alkın'ın göğsünde dinlenirken, anlatmaya başladı.

"Annem aradı." dedi Asaf. Alkın, sessiz kalarak, Asaf'ı dinlemeye başladı. "Aramız bozuktu. Kocası yüzünden." dedi. Alkın, kaşlarını çattı. Asaf hakkında bir şey bilmediğini farketti. "Babam öldükten sonra, annem biriyle evlendi. Adam bizim eve yerleşti. Birlikte yaşamaya başladık. Ben o sıralar evden ayrılmak durumunda kaldım. Şirket eve çok uzaktı. Şirkete yakın bir ev tuttum ve ayrıldım evden. Akay, orada kaldı." dedi. Sonlara doğru sesi titreyince, Akay'la ilgili bir durum olduğunu anladı.

"Anlatmak zorunda değilsin hayatım." dedi Alkın. Asaf, sadece anlatıyordu. Belki Alkın'ı duymuyordu bile.

"Ben yine de sık sık gidiyordum annemlere. Akay için." dedi. Ağlamamak için kendini sıkıyordu ama pek işe yaramıyordu. "O adama güvenmiyordum bir türlü. İçimden bir ses sürekli fısıldıyordu bana. O gün... O gün içim hiç rahat değildi. İşten erken çıktım. Direkt annemlere gittim. Bir saatlik yolu yarım saatte gittim. Biraz, birkaç dakika geç kalsaydım o şerefsiz..." dedi ve hıçkırık koptu boğazından. Alkın, durumu anlamış ve gözleri dolu bir şekilde, Asaf'ın bedenini sarmıştı tekrar.

"Anlatma. Lütfen. İyi gelmiyor sana da." dedi fısıldar gibi. Asaf, kollarını Alkın'ın beline sardı. Şu an bir çocuk gibiydi. En savunmasız halindeydi belki de.

"Özür dilerim. Bugünü güzel geçirecektik. Ama ben batırdım. Özür dilerim." dedi kırık çıkan sesiyle. Alkın da, gözlerinden yaşlar süzülerek cevap verdi titrek sesiyle.

"Özür dileme. Özür dilenecek bir şey yapmadın sen." dedi. Asaf, hâlâ ağlıyordu ama içinde tutmak istemediği şeyler vardı.

"Bizi görmek istiyormuş. Hiçbir şey olmamış gibi, o adamı bize tercih etmemiş gibi, Akay'ı suçlamamış gibi, bizi görmek istediğini söyledi. Akay'a inanmadı." diye anlatıyordu.

"Bazıları böyledir. Gördükleri halde, inanmak istemezler. Gerçeklere gözlerini kapatırlar. Ta ki o gerçek yakalarına yapışıp, onları boğana kadar. Gerçekleri görmeye başlarlar ama o zaman da çok geç olur." dedi. Tam da böyle olmuştu aslında. Asaf'ın annesi Zeliha, her şeyi görmüş olsa da, inanmak istememişti. Sonra da pişmanlık, ruhuna kadar işlemişti. Tabi ki bir şey vardı. Son pişmanlık fayda etmiyordu. Oğullarına büyük yanlış yapmıştı ve o yanlışla yüzleşiyordu artık.

"Pişman olmuş. Sesinden belliydi. Ama onu affedemem. Ben affetsem, Akay affetmez. Akay'ı çok kırdı." dedi ve doğruldu sevgilisinin göğsünden. Alkın'ın yüzüne bakıp, yanağına süzülen yaşları sildi. Alkın da onun gözlerindeki yaşları sildi. Bir süre Alkın'ın yüzüne baktı ve dudaklarına kısa ve durgun bir öpücük bıraktı. "Her zaman yanımda olduğun için teşekkür ederim." dedi ve boynuna bıraktı başını. Alkın, Asaf'ın saçlarını okşarken cevap verdi.

"Her zaman yanında olacağım sevgilim."

Yok canım ağlamıyorum tabi ki de 🥺

Yorumlarınızı bekliyorum 🦋

AŞK OYUNU (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin