34.Bölüm

1K 86 34
                                    

İyi okumalar

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Asaf
"İşte geldiiik." dedi Alkın ve arabayı park etti. Camdan dışarı baktığımda, pek bir ev yoktu. Çünkü burası orman yolundaydı. Orman girişine az bir mesafe kalmıştı.

Alkın arabadan inince, bende peşinden indim ve etrafa bakınmaya başladım olduğum yerde. Sık ağaçlar vardı sadece. Biraz ürkütücü bir yerdi. Karanlıktan oldum olası korkmuşumdur zaten. Eh, burası da pek aydınlık sayılmazdı.

Birden omuzumdaki baskıyla irkilip, sağıma baktım. Alkın, elini omuzuma koymuştu. İrkildiğimi farkedince, elini yüzüme çıkardı.

"Korkuttum mu? Özür dilerim amacım korkutmak değildi." dedi yumuşak bir tonda. Gülümseyip cevapladım.

"Boş bulundum sadece. Burası biraz..." dedim ve gözlerimi kısaca etrafta gezdirip, tekrar Alkın'a baktım. "Issız ve karanlık." diye devam ettim.

"Eh, biraz öyle." dedi ve tamamen yaklaştı bana. Aramızda hiç mesafe kalmamıştı ve ben ilk kez biriyle bu kadar yakın duruyordum. Ortam o kadar sessizdi ki, kalbimin atışını duyuyordum.

Yutkunup, dibimdeki adama baktım. Öylece bana bakıyordu. Gözleri bile koyulaşmış, bakışları bir farklıydı. Tekrar yutkunurken, dudaklarını, boynuma bastırdı. Tam yutkunurken, dudaklarını boynumda hissetmek, neredeyse nefesimin kesilmesine neden olacaktı.

"Bunu hep yapmak istemiştim." dedi fısıldayarak. Gülümseyip, zor da olsa cevap verdim.

"Hep yap. Çünkü dudakların tenime çok yakışıyor." dedim bende. Öyle bir haldeydik ki, aramızdaki sexual tension, bin kilometre öteden bile farkedilebilirdi.

"Öyle mi dersin?" dedi ve dudaklarıma minik bir öpücük bıraktı. Başımla onayladım sadece. Konuşacak mecalim yoktu. "Bence senin dudakların da benim tenime yakışır. Test edelim mi sevgilim?" deyince, yerlerimizi değiştirdim ve arabaya yasladım.

"Zevkle sevgilim." diye fısıldadım ve dudaklarına bastırdım dudaklarımı. Anında karşılık alırken, ellerim, boyundaki kravata gitti. Kravatı çözdüm ve boynunda bıraktım.

Gömleğinin birkaç düğmesini daha açıp, boynunu açığa çıkardım ve dudaklarından ayrıldım yavaşça. Dudaklarımı teninden ayırmadan, küçük öpücükler bırakarak, boynuna indim ve boynunu öpüp, emmeye başladım.

Alkın'ın inlemesi kulağıma doldukça, daha bir aşkla öpüp, emiyordum boynunu. Hazdan gözlerimi kapatmıştım. Muhtemelen yarın burada benim bıraktığım izler olacaktı. Güzel tenine çok yakışacaktı eminim ki.

Saçlarımda gezinen elleri hissederken, boynundan derin bir nefes çektim içime. Gömleğini biraz daha kenara açtırarak, çıkık köprücük kemiğine öpücük bıraktım ve derin bir şekilde inlediğini duydum. Alkın'ın inlemesi, hayatımda duyduğum en mükemmel sesti sanırım.

"A... Asaf..." dedi nefes nefese. Alnımı, açıkta kalan gerdanına dayadım ve öpücük bırakıp cevap verdim mırıldanır gibi. "Sen bana neler yapıyorsun böyle? Kalbim yerinden çıkacak sanki." dediğinde, görmese de gülümsedim ve dudaklarımı, tam kalbinin olduğu yere bastırdım. Ağzından tekrar ufak bir inleme kaçınca, gülümsemem büyüdü. Ardından yine öptüm aynı yerden. Alnımı tekrar gerdanına koydum ve cevap verdim.

"Senin kalbine kurban olsun Asaf."

Geç kalan bir bölüm oldu ama ilham sorunum hâlâ çözülmedi. Arada bir geliyor ben de fırsattan istifade yazabiliyorum işte.

Bu arada, 10k olmuşuz. Bunun için hepinize teşekkür ederim 💜

Yorumlarınızı esirgemezseniz mutlu olurum 🌸

AŞK OYUNU (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin