10.Bölüm

1.8K 147 106
                                    

İyi okumalar

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Kapının çalmasıyla, koşar adımlarla kapıya gitti Akay. Beklediği kişinin gelmesini umuyordu. Kapının dürbününden baktıktan sonra, gülümsedi ve üstüne çeki düzen verdi. Saçlarını da düzeltti ve derin bir nefes alarak kapıyı açtı. Sevgilisi tüm şirinliğiyle gülümsüyordu.

"Hoş geldin." dedi Akay ve içeri davet etti sevgilisini. Genç çocuk, elindeki çiçeği Akay'a verip eve girdi. Akay, sevgilisini salona yönlendirdi ve kendisi de onunla birlikte salona geçti. Çiçekleri salondaki masanın üstüne koyup, sevgilisinin yanına oturdu.

"Bir şeyler içer misin?" diye sordu sevgilisine. Genç çocuk gülümseyip cevap verdi.

"Soğuk su varsa çok iyi olur. Dışarısı çok sıcak yandım." dedi. Akay, kalkıp mutfağa geçti ve su getirdi büyük bardakla.

"Al bakalım." dedi. Genç çocuk suyu içerken, gözü ünitedeki fotoğrafa çarpınca, içtiği suyu, istemsizce püskürttü ve öksürmeye başladı.

Akay, aceleyle sırtına vurmaya başladı genç çocuğun. Sevgilisi kendine gelince ayağa kalktı ve fotoğrafa doğru gitti. Doğru görüyordu. Asaf'dı bu!

"Bu kim? Neyin oluyor?" diye sordu yanına gelen çocuğa. Akay gülümseyerek cevap verdi sevgilisi Ezrak'a.

"Abim. Adı Asaf." dedi. Ezrak, başından aşağı kaynar sular dökülüyor gibi hissediyordu.

"Siktiiiir!" dedi elini alnına vurarak. Akay, sevgilisinin yüzünü yakından görünce, kaşındaki ufak yarayı farketti.

"Senin yüzüne ne oldu?" diye sordu merakla. Ezrak çuvalladığını hissediyordu. Ne diyecekti? Doğruları olduğu gibi anlatmalıyım diye geçirdi içinden ve Akay'ı koltuğa doğru çekiştirdi.

"Gel bebeğim. Anlatacağım her şeyi." dedi ve koltuğa oturdu sevgilisiyle beraber. Akay, merakla bakıyordu Ezrak'a. Ne anlatacağını merak ediyordu. Ezrak konuşmayınca, Akay sabırsızca konuştu.

"Hadi ama anlat artık." dedi. Ezrak, Akay'ın elini, elleri arasına alıp öptü önce. Daha bir aydır çıkıyorlardı ve birbirlerinden ciddi anlamda hoşlanıyorlardı.

"Bak şimdi. Sakince dinle beni. Bizim şirkette biri var. Biz bu kişiyle pek anlaşamıyoruz aslında. Sürekli bir tartışma, sürtüşme içerisindeyiz. Yani aslında nedeni bile yok. Ben kimseye düşman falan da değilim ama..." derken, sözü Akay tarafından kesildi.

"Ezrak doğrudan anlatsana kafam çorba oldu. Öyle bir dolandırdın ki konudan koptum." dedi. Ezrak, ağır ağır başıyla onayladı.

"Bu kavgalı olduğum kişi Asaf. Yüzümdeki ufak yaraların sebebi de o." deyince, Akay'ın güzel yüzü şaşkınlıkla büründü.

"Benim abim Asaf? O mu yaptı bunları?" diye sordu. Ezrak başıyla onayladı.

"Evet. Ama ciddi bir şekilde düşman değiliz." dedi. Akay, elini Ezrak'ın çenesine atıp yüzünü inceledi ve ardından konuştu.

"Hı hı evet. Yüzünün şu halini görünce ikna oldum cidden." dedi.

"Ufak birkaç şey işte önemi yok." dedi Ezrak. Asaf'la, aralarında olan sorunu, ufak bir sorun gibi aksetmeye çalışıyordu.

Ezrak, başını öne eğmiş, tam anlamıyla, süt dökmüş kedi gibi dururken, Akay'ın eli çenesini sardı. Sevgilisine baktı. Gözlerindeki şefkatli ifadeyi görünce, içi sıcacık oldu.

"Acıyor mu?" diye sordu Akay. Ezrak, başını olumsuz bir şekilde salladı.

"Senin yanında hissettiğim tek şey, sana olan aşkım. Acıyı hissetmiyorum bile." dedi. Akay gülümseyerek sevgilisinin dudağının kenarını öptü. Daha sonra, yara olan diğer yeri.

"Seni seviyorum deli." dedi fısıldayarak. Ezrak, yüzüne güzel bir tebessüm takınarak cevap verdi sevgilisine.

"Bu deli de seni seviyor." dedi ve sevgilisinin dudaklarına uzandı. Tam dudakları birleşmek üzereyken, bu hamle Akay tarafından engellendi. Ezrak, anlamsız bir şekilde, sevgilisine baktı. "Ne oldu yavrum?" diye sordu.

"Abimle barışmalısın. Kavga istemiyorum." dedi. Ezrak, Akay'ın çenesinden öptükten sonra cevap verdi.

"Öğle yemeğini birlikte yiyelim diye tutturdu zaten. Ben de zar zor sıyrıldım. Bir de dün yine ufak bir sürtüşme oldu işte." dedi. Akay, umutsuz bir şekilde omuzlarını düşürdü.

"Siz abimle baya baya kavga ediyorsunuz. Abimin de yüzünde ufak tefek yara vardı akşam." dedi. Ezrak, sevgilisini rahatlatmak istiyordu. Elini, elleri arasına aldı ve konuşmaya başladı.

"Bu sorunu halledeceğim. Abinle, can ciğer olacağım göreceksin sevgilim." dedi. Akay, gülümseyerek sevgilisine sarıldı.

"Umarım halledersin." dedi. Ezrak'ın da kolları Akay'ın bedenini sardı ve oturdular bir süre daha öylece. Artık Ezrak, Asaf'dan gelecek bir dostluk girişimi daha olursa, geri çevirmeyecek, belki de kendisi aynı girişimde bulunacaktı.

Çok yoğun ve yorucu bir gündü ama yine de bölüm atıyorum değerimi bilin ve yorum yapın lütfen 🥺

Bu arada, Ezrak ve Akay'ı tahmin eden var mıydı🤭

Sizleri seviyorum 💙

AŞK OYUNU (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin