AŞK OYUNU (BxB)

36.Bölüm

İyi okumalar

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Alkın
Sabah, birtakım seslere uyandım. Tıkırtılar geliyordu. Asaf'ın göğsünden kalkıp, hırsız mı geldi, yoksa bir yerlerden kedi mi girdi diye kontrol etmek için aşağıya inmek için odadan çıkmaya karar verdim. Üstüme bir tişört geçirip odadan çıktım ve alt kata inmeye başladım yavaşça. Merdivenden inerken, duvardaki raflardan birinden, vazo aldım. Ne olur ne olmaz?

Elimdeki vazoyu sıkıca tutarak, başımı salona uzattım. Sesler biraz daha netleşince, kedi olmadığının bilincine varıp, mutfak tarafına doğru yürüdüm yavaşça ve gördüğüm şeyle şaşkınlıkla baka kalmıştım. Ezrak ve Akay gelmişlerdi!

Birkaç kez derin nefes alıp salona giriş yaptım. Ezrak ve Akay'a baktım. Ezrak bir şeyler hazırlıyor, Akay'da yüksek taburede oturmuş, onu izliyordu. Beni görmemişlerdi. Salonla mutfak bitişikti. Amerikan mutfak tarzıydı. Beni ilk gören Akay oldu. Korkudan içtiği suyu yutamadı ve öksürmeye başladı. Ezrak, sevgilisine dönünce, o da beni görmüş oldu. Bir an irkilse de hemen Akay'ın yanına gitti. Bir yandan Akay'ın sırtına vururken, bir yandan da bana söyleniyordu.

"Abi sabah sabah ne geziyorsun öyle hayalet gibi?!" diyordu. Vazoyu, kenardaki sehpanın üstüne bırakıp cevap verdim Ezrak'a.

"Siz ne arıyorsunuz burada? Seslere kalktım. Hırsız girdi sandım." dedim. Akay'ın öksürüğü kesilmiş, kendine gelmiş gibiydi. Ezrak, tezgahın üstündeki torbaları karıştırıp, kaşar peyniri çıkarırken konuşuyordu bir yandan da.

"Sizin burada olduğunuzu bilmiyordum. Söylemedin de. Eğer söyleseydin gelmezdik buraya." dedi ve kaşarı doğramaya başladı. Tam cevap vereceğim sırada, Akay devraldı sözü.

"Abim yukarıda mı?" diye sordu. Başımla onayladım.

"Evet. Dün gece direkt buraya geldik. Birlikte zaman geçirecektik biraz." dedim. Ezrak, elindeki bıçağı bırakıp cevap verdi.

"Tamam tamam ağlama. Biz kahvaltıdan sonra gideriz. Bize geçeriz. Orası da sakin." dedi ve bakışlarını, Akay'a çevirdi. "Olur mu bebeğim?" diye sordu. Akay, gülümseyerek onayladı.

"Olur tabii." diye cevap verdiği sırada, Asaf geldi yanımıza. Hâlâ uykulu gibiydi.

"Günaydın hayatım." diyerek dudağıma öpücük bıraktığı sırada, Ezrak sahte bir şekilde öksürdü. İkisi de bıyık altından sırıtıyordu. Asaf, Ezrak ve Akay'ı görünce, birkaç saniye alık alık baktı yüzlerine. Daha sonra bakışlarını bana çevirdi. "Ben doğru mu görüyorum? Ezrak ve Akay burada mı?" diye sorunca, gülümseyerek saçlarını karıştırdım.

"Buradalar. Sabah gelmişler." diye cevap verdim. Kaşları çatıldı hafifçe. Bir arıza çıkacak gibi hissederek, konuşmaya devam ettim. "Hadi git elini yüzünü yıka da açıl, kendine gel biraz." dedim ve ekledim. "Hatta ben de geleyim seninle." dedim ve kolundan tutup banyoya çekiştirdim.

Alt kattaki banyoya girip, kapıyı kapatıp, sırtımı kapıya dayadım.

"Birlikte zaman geçirecektik ama birden gelmişler." dedim. Asaf, bir şey demeden lavaboya yönelip yüzünü yıkamaya başladı. "Ortak ev olduğu için, anahtar hepimizde var." diye konuşuyordum bir yandan da. Hâlâ sessiz kalırken, yüzünü kuruladı ve havluyu yerine asıp, bana baktı.

"Sakin ol Alkın. Ezrak buraya geldi diye surat asacak değilim. Kızacak da değilim ki zaten buna hakkım yok. Onun da evi. Tabi ki gelecek. Ben sadece şaşırdım birden, kardeşimi de görünce. Beklemiyordum yani." diye bir açıklama yaptı. Duyduklarımla rahatlayarak, derin bir nefes aldım.

"Kahvaltıdan sonra gideceklermiş. Ezrak öyle dedi." dedim. Ellerini belime atıp, kendine çekti bedenimi.

"Mmm öyle mi? Başbaşa mı kalacağız yani?" diye fısıldadı ve yüzüme yaklaştırdı yüzünü. Boylarımız aynı olduğu için, nefesini dudaklarımda hissedebiliyordum.

"Hı hım." diye mırıldandım. Asaf, ne zaman böyle yaklaşsa bana, düşünemiyordum sanki.

"Gökkuşağım." dedi fısıldayarak. Bu kez dudaklarını, dudaklarımda hissettim. Cevap veremeyip, yutkundum sadece. Dudaklarımdan minik bir öpücük çalıp, dudaklarını dudaklarıma sürttü. Ben de daha fazla dayanamayıp, ensesinden tuttum ve kendime çekerek dudaklarına bastırdım dudaklarımı.

Final is coming...

Yorumlarınızı bekliyorum 🌸🌸