İyi okumalar
Bu bölümü, Mrs_35 bebeğime ithaf ediyorum. Her daim yanımda olduğun için teşekkürler güzelim 💜
Önceki bölümü atlamayın lütfen..
Dört genç, kahvaltıya geçmişlerdi. Asaf, Akay'ın yanında, Alkın da Ezrak'ın yanında oturuyordu. Sevgililer de karşılıklı oturuyorlardı. Kahvaltıda sessizlik hüküm sürerken, Ezrak bozdu sessizliği.
"Biz kahvaltıdan sonra gidelim diyoruz. Bizim evde kalalım diyoruz." dedi. Asaf'a bakıyordu bunları söylerken. Çünkü artık durumlar değişmişti. Asaf, üstündeki bakışları farkederek konuştu.
"İyi gidin. Ama dikkat edin. Tamam mı abim?" dedi, son cümlesinde Akay'a bakarak. Akay, başıyla onayladı.
"Merak etme abi. Ezrak yanımdayken bana bir şey olmaz." dedi ve gülümseyerek baktı sevgilisine. Ezrak da aynı bakışlarla karşılık verdi Akay'a ve kahvaltıya devam ettiler.
Ezrak, hâlâ anlam veremiyordu Asaf'ın, Akay'ın üstüne bu kadar düşmesine. Bilmediği bir şeyler vardı. Buna emindi.
Kahvaltı sonrası, gençler masayı birlikte topladılar. Masayı topladıktan sonra, Asaf bahçeye çıkmış, temiz havanın tadını çıkarıyordu. Alkın, üstüne rahat bir şeyler giymek için odaya çıkmıştı. Akay lavabodaydı. Ezrak da, etrafta kimsenin olmadığından yararlanarak, Asaf'ın yanına çıktı.
Lafı dolandırmayı düşünmüyordu. Doğrudan soracaktı sorunun ne olduğunu.
"Asaf?" diye seslendi ve dikkatini çekti Asaf'ın. Asaf, elleri eşofmanının cebinde, yemyeşil güzelliği izliyordu. Ezrak'ın sesiyle, ona doğru baktı. Ezrak, karşısına geçmişti.
"Efendim?" diye karşılık verdi Ezrak'a. Ezrak, dudaklarını ısırıyordu. Sormak istiyordu ama az önceki cesaretinden eser yoktu. Belki özel bir şeyse, tersleyebilirdi. Asaf, Ezrak'ın gerildiğini anlamış olacak ki, dudaklarını aralayıp, çıkmak için bekleyen kelimeleri azad etti. "Ne diyeceksin Ezrak? Belli ki bir sıkıntın var." dedi. Ezrak, hafifçe salladı başını onaylar şekilde.
"Evet, şey... Asaf..." dedi ve sessizce derin bir nefes alıp yutkundu. "Akay'ın üstüne bu kadar düşmenin nedeni ne?" diye sordu. Asaf'ın bedeni gerilirken, çenesi kasılmıştı. Bu nasıl anlatılırdı ki? Birkaç dakika sessiz kaldıktan sonra cevap verdi karşısındaki oğlana.
"Bunun cevabını ben veremem. Akay'a sor. İsterse anlatır. Ben bir şey diyemem bu konuda sana. Konu onunla alakalı. Benim konuşmam doğru olmaz." dedi. Ezrak, umutsuzca düşürdü omuzlarını.
"Eğer kötü bir şeyse, canını sıkmamak için sana sordum. Onu üzmek istemiyorum." dedi. Ezrak da, Alkın gibi çok düşünceliydi. Asaf, Ezrak'ın cevabına gülümseyip, dudaklarını araladı.
"Kötü bir şey yaşadı evet. Talihsiz bir olay. Ama sen onun sevgilisisin. Belki sana anlatmak ister. Belki, bu onu biraz da olsa rahatlatır. Ona sormayı dene. Hazır hissettiği zaman anlatacaktır, eminim." dedi ve omuzuna vurdu hafifçe. Ezrak, başıyla onaylayıp, ellerini üstündeki hoodienin cebine soktu.
"Soracağım ve yanında olacağım." dedi. Asaf, Ezrak'ın duygularının ne kadar gerçek olduğunu görebiliyordu artık. Ezrak'a karşı ön yargılarını yıkmış, ona bir şans vermişti ve Ezrak bu şansı çok güzel kullanmıştı.
"Kardeşime iyi bak Ezrak. Sana emanet ediyorum. Tabii ki gözüm hâlâ üstünüzde olacak. Ama bir abi olarak." dedi ve sessizce iç çekti. "Kardeşimin senin yüzünden üzüldüğünü görürsem ben de seni üzerim. O benim tek ailem." dedi. Son cümlede gözleri dolmuş, sesi titremişti. Ezrak'ın da gözleri dolmuştu ister istemez. Başıyla onayladı ve sesinin titrek çıkmamasına özen göstererek konuştu.
"Merak etme. O benim her şeyim. Asla üzmeyeceğim." dedi ve başını çevirip, buğulanan gözlerini sildi. Asaf da buğulanan gözlerini silip, arkasından gelen sesle arkasına döndü.
"Ben hazırım." dedi Akay ve abisiyle, sevgilisine baktı. "Neyiniz var?" diye sordu. Ezrak, Akay'ın elini tutup, bedenini çekti hafifçe.
"Bir şey yok bebeğim. Hadi gidelim hazırsan." dedi. Akay, başıyla onaylayıp abisine hafifçe el salladı.
"Görüşürüz abi." dedi. Asaf da gülümseyip cevap verdi.
"Görüşürüz abim." dedi ve ikilinin arkasından baktı bir süre. Hava iyiden iyiye serinlemeye başladığını yeni hissediyordu. Biraz üşüdüğünü hissedince içeri girdi ve sürgülü kapıyı kapattı. Tam arkasına döndüğü sırada, gri eşofman ve siyah uzun kollu, rahat, bol bir penye giymiş Alkın giriş yaptı salona.
"Gittiler mi?" diye sordu. Asaf başıyla onaylayıp, koltuğa geçti.
"Gittiler." dedi ve başını koltuğun arkasına yasladı ve gözlerini kapattı. Alkın da kendini sevgilisinin yanına attı. Koltuğa yatıp, başını Asaf'ın kucağına bıraktı. Asaf, kucağındaki baskıyla, gözlerini açıp, başını kaldırıp kucağına baktı. Alkın, öylece Asaf'a bakıyordu. Asaf gülümseyip, elini Alkın'ın saçlarına attı. Yavaş yavaş okşuyordu siyah tutamları.
"İpek gibi saçların var. Yumuşacık." dedi fısıldar gibi. Alkın gülümseyerek baktı Asaf'a.
"Senin ellerin değdi ya, daha da güzel oldu." dedi. Asaf'ın, duyduğu şeyle, gülümsemesi büyüdü. Kalbi, bu adamla dolup taşıyordu.
"Seni çok seviyorum. Biliyorsun değil mi?" dedi Asaf. Alkın, başıyla onayladı.
"Biliyorum. Ben de seni çok seviyorum." dedi ve sevgilisinin yanağına masum, küçük bir öpücük bıraktı. İkisi de gülümseyip, birbirlerine bakmaya devam ettiler. Asaf, kucağına yatan Alkın'ın saçlarını okşarken, birbirlerini izlediler usulca...
Yorumlarınızı bekliyorum 🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK OYUNU (BxB)
Romance*TAMAMLANDI* 05...: Duydum ki hakkımda konuşuyormuşsun sağda solda. O dilini koparır sana yediririm adam ol! Ezrak: Sen kimsin amk? Kim olduğunu bile bilmiyorum? 05...: Şu dakikadan sonra Azrailinim artık. *** Eşcinsel Hikaye. 05.09.2021 - 17.12.2021