İyi okumalar
Önceki bölümü atlamayın lütfen...
Asaf
Üç gündür hayatım rutin bir şekilde devam ediyordu. Ezrak'la kavga etmiyorduk, ateşkes yaptığımızdan beri. Evle iş arasında mekik dokuyordum sürekli. Bir de şey vardı tabii. Alkın... Bey...Asansör olayından sonra, bana çok garip davranmaya başlamıştı. Toplantılarda bana bakışlarını yakalıyordum bazen ve hemen gözlerini kaçırıyordu. Hâl böyle olunca da kafam karışıyordu. Ezrak'ın dedikleri geliyordu aklıma. 'Alkın bey sana karşı boş değil.' demişti. 'Acaba?' diyordum. Doğru olabilir miydi?
Bazen düşündüğümde, farklı bir duygu sarıyordu bedenimi. Bugüne kadar hiç yaşamadığım ama eksikliğini de hissetmediğim bir duygu. Ad koyamıyordum.
Mesai saati bitmiş, odamda toparlanırken kapıma vuruldu hafifçe. İçeri girmesini söyledim kapının ardındaki kişiye. Alkın'dı.
"Buyrun Alkın bey?" dedim şaşkın bir şekilde. Her zaman gelmezdi ve iş çıkışı olunca da şaşırmıştım doğal olarak.
"Yarın akşam işin yok değil mi?" diye sordu. Düşünmeden cevap verdim. Çünkü i işim yoktu. Evde, pijamalarımı giyip, kahvemi içecektim. Her akşamki gibi...
"Yok." dedim kısa ve öz bir şekilde. Başıyla onayladı.
"Güzel. Yarın akşam iş yemeği var ve sende orada olmalısın. Haberin olsun. Kendini ona göre hazırla." dedi. Başımla onayladım.
"Şüpheniz olmasın efendim." dedim. Gülümseyerek bana baktı ve elini kaldırdı hafifçe.
"Ben gideyim o zaman." dedi ve kapıya yöneldi. Kapıyı kapatırken de, "İyi akşamlar." dedi aynı şekilde gülümseyerek ve cevap bile veremeden gitti. Afallamış bir şekilde olduğum yerde kaldım. Hareketleri çok şeydi... Flörtöz... Ve ne yalan söyleyeyim, ona çok yakışıyordu bu tavırlar. Bir şey vardı ve yavaş yavaş içime işliyordu bunu hissediyordum ama durdurmaya gücüm yetmiyordu.
***
1 gün sonra
"Tek arabayla gidelim. İki araba gitmeye gerek yok. Dönüşte ben seni bırakırım." dedi Alkın, asansöre doğru giderken. Yemek akşamına gelmiştik çabucak. Başımla onayladım çünkü tamamen asansöre odaklıydım o sıra. Ya yine geçenki gibi olursa?
Asansörü beklerken, istemsizce kravatımı gevşettim. Alkın'ın eli, kolumu sarınca, ona baktım.
"Korkma. Ben yanındayım." dedi, sanki ne düşündüğümü bilircesine. Yüzümde gülümseme belirdi benden bağımsız bir şekilde.
"Teşekkür ederim." dedim. O sırada asansör geldi ve otomatik kapı açıldı. Üç kişi indi asansörden. Alkın, benden önce bindi ve benim çekindiğimi görünce, uzanıp kolumdan tutup asansör kabinine çekti. Yutkunup gözlerimi kapattım.
Elimde, bir sıcaklık hissettim ve bu sıcaklık bütün bedenimi kuşattı bir anda. Alkın, elimi tutuyordu. Kalbim hızlanırken, neler olduğunu kavrayamıyordum bile.
Asansör durunca indik hemen. Elim hâlâ elindeydi.
"Bak, korkacak bir şey yok. Hem ben yanındayım her zaman." dedi yumuşak sesiyle.
"Teşekkür ederim." dedim kısık çıkan sesimle. Eminim ki kıpkırmızıydı suratım. Bu adamın yanında hep süt dökmüş kediye dönüyordum nedense?
"Rica ederim." dedi gülümseyerek ve ellerimize kaydı gözleri. Daha sonra yüzüme baktı ve elini yavaşça çekti elimden. Gözlerini kaçırarak, arabasına doğru ilerledi. Bende peşinden gittim mecburen.
Arabaya binince kemerlerimizi taktık aynı anda. Kilit yerlerini takarken, anlık olarak temas etmişti ellerimiz. Bu temasla yüzüm yanmaya başlarken, ayvayı sapıyla yediğimi bir kez daha farketmiştim.
Artık esas çiftimize odaklanacağım çünkü Ezrak'la barıştılar. Gerçi ne kadar sürer bu barış bilmiyorum 🤭
Yorumlarınızı bekliyorum bebeklerim
Sizleri seviyorum 💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK OYUNU (BxB)
Romance*TAMAMLANDI* 05...: Duydum ki hakkımda konuşuyormuşsun sağda solda. O dilini koparır sana yediririm adam ol! Ezrak: Sen kimsin amk? Kim olduğunu bile bilmiyorum? 05...: Şu dakikadan sonra Azrailinim artık. *** Eşcinsel Hikaye. 05.09.2021 - 17.12.2021