19.Bölüm

1.3K 113 48
                                    

İyi okumalar

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Yemek bitiminde, Alkın ve Asaf müşterileri uğurladılar restorandan. Tam gitmeye karar vermişlerdi ki Alkın, Asaf'a döndü.

"İşin var mı Asaf?" diye sordu. Asaf başını olumsuz bir şekilde sallayarak cevap verdi.

"Yok Alkın bey." dedi. Alkın, elini Asaf'ın omuzuna atıp konuştu.

"Pekii o zaman. Gel de bar kısmında bir şeyler içelim. Bu akşam içmek istiyorum. Sen de bana eşlik et hadi." dedi ve içeri girdi. Asaf da peşinden girdi.

Alkın, yüksek tabureye oturdu ve viski istedi iki tane. Asaf da yanına gelip yerleşti. Barmen, viskileri tezgaha bıraktı. Alkın, birini Asaf'a verdi ve birini havaya kaldırdı.

"Aldığımız işin şerefine." dedi gülümseyerek. Asaf da gülümsedi ve bardakları tokuşturup içmeye başladılar. Soğuk sıvı, Asaf'ın boğazını yakınca, yüzünü buruşturdu. Bir süredir içmediği için ilk bardakta böyle olması normaldi.

Alkın, viski bardağını tezgaha bırakıp, tezgahı silen barmene seslendi. Barmen, yanına gelince, bardağı eliyle hafifçe iterek cevap verdi.

"Votka. Sek olsun." dedi. Barmen, siyah ve önüne düşen düz saçlarını geriye atıp başıyla onayladı Alkın'ı ve votka doldurdu bardağa. Asaf, votkayı duyunca, hemen müdahale etti.

"Aman Alkın bey, sek dokunmasın sonra?" dedi biraz endişeli bir şekilde. Alkın gülümseyip cevap verdi.

"Bana bir şey olmaz Asafcığım. Rahat ol." dedi ve bardağını, Asaf'ın elindeki bardakla tokuşturdu. Asaf, daha fazla içmeyecekti. Hem alışkın değildi hem de bu gece şoförlük yapacaktı, belliydi.

1 saat sonra

Barda epeyce kalmışlardı ve bu süre boyunca Asaf sadece soda ve kolayla geçiştirmişti ama Alkın, baya baya içmiş ve sarhoş olmuştu bile. 'Bana bir şey olmaz.' demişti ama ikinci votkada kafayı bulmaya başlamıştı çünkü komik olmayan şeyler anlatıp gülüyordu kendi kendine.

Sonunda mekandan çıktıklarında, serin havanın, biraz olsun Alkın'ı kendine getirmesini umuyordu Asaf. Şu an, Alkın'ın bir kolu omuzunda, bedenini kendi bedenine yaslayıp, tüm ağırlığı üstüne almıştı. Alkın, ona kıyasla biraz daha ince yapılı sayılırdı. Bu yüzden çok zorlanmadı Asaf.

Vale, kısa sürede arabayı getirince, Alkın'ı, valenin yardımıyla arabaya bindirdi Asaf. Arabaya bindirdikten sonra, valeye bahşiş verdi ve tekrar Alkın'a döndü. Emniyet kemerini takmak için üstüne doğru eğildi. O kadar içki içmişti ama parfümünün kokusunu kamufle edememişti.

Asaf, emniyet kemerini takarken, sevdiği kokuyu içine çekti birkaç kez. Kemeri taktıktan sonra derin bir nefes alıp direksiyona geçti. Başı dönüyor gibiydi. Teslim olduğu duygular, ona hiç tatmadığı şeyleri yaşatıyordu.

Arabayı çalıştırdı ve Alkın'a baktı. Tamamen sızmak üzereydi. Eğer uyursa, Asaf adresi öğrenemezdi. Anayola çıktığında, tekrar Alkın'a baktı. Sızmıştı bile. Bir iki kez seslendi ama sonuç alamayınca, mecburen kendi evine sürdü arabayı.

***

"Ben gideyim artık güzelim. Abin falan gelir yakalar bizi. Aramız yeni düzelmişken yine bozulmasını istemem." dedi Ezrak, dizinde yatan sevgilisinin saçlarını okşarken. Akay, Ezrak'a bakarak cevap verdi.

"Abim iş yemeğinde. Daha gelmez." dedi. Ezrak başıyla onayladı.

"Biliyorum da. Yine de tedirginim işte. Sanki her an, kapı çalacakmış da, Asaf gelecekmiş gibi hissediyorum." dediği sırada kapı çaldı. İki sevgili, donup kaldılar öylece. "Siktiiiiir!" diye mırıldandı Ezrak. Akay, hızla dizlerinden kalktı sevgilisinin.

AŞK OYUNU (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin