4.Bölüm

2.5K 177 114
                                    

İyi okumalar

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Asaf
Otoparkta, arabamın yanında Ezrak şerefsizinin gelmesini bekliyordum. Geçenlerde tesadüfen bahçede arabasını görmüştüm. Şimdi de onun arabasını gözetliyordum.

Görüş alanıma girdiğinde, sallana sallana arabasına gidiyordu. O arabasına ilerlerken, ben de ona doğru ilerledim ve omuzundan tuttum. Arkasını döner dönmez beni görünce yüzü değişti. Habersiz dövmeyecektim elbette.

"A-Asaf..." dedi kekeleyerek. Şaşkın görünüyordu. Beni beklemediği belliydi.

"Hayır, Asaf değil." dedim ve yakasına yapıştım. "Azrailin." diye ekledim. Ellerini, yakasından tuttuğum ellerimin üstüne koydu ve çekiştirdi.

"Bıraksana lan yakamı!" dedi. Daha da öfkelendim ve kafamı gömdüm suratına. Acımıştı amına koyayım.

"Kafan taştan mı lan it?" dedim kafamı tutarken. Yerden kalkıp sinirle yüzüme baktı. Bir yumruk salladı ama geri çekildim. Ama ikinci yumrukran kurtulamadım. Tam elmacık kemiğime gelmişti. Yumruğun geldiği yeri tutarak öfkeyle yüzüne baktım ve karnına yumruk salladım. Benim bu hamlemle birbirimize girdik.

"Lan bir dur amına koyayım!" dedi. Yakasına yapıştım yine.

"Ne var lan puşt? Yalvarsan da durmayacağım." dedim sinirle.

"Ne yalvarması yavşak? Ceketimi çıkaracağım. Rahat değilim." dedi. Yakasını bıraktım, ceketleri ve kravatlarımızı çıkardık. Herif dövüşte bile rahatlık arıyordu.

Ceketlerle kravatları arabasının üstüne attık. Benim arabam geride kalmıştı. Gömleklerimizin de düğmelerini çözüyorduk. Sanki dövüşe değil sevişmeye hazırlanıyorduk. Gömleğimizin ilk birkaç düğmesini çözüp, gömleklerimizin kollarını da sıyırdık, birbirimize sinirli bakışlar atarak.

Tam yakasına yapışmış, yumruk atacakken, adımı söyleyen bir ses yankılandı otoparkta.

"Asaf!" dediğinde kim olduğuna baktım. Evet, beni yakıştırdıkları patronumuzdu bu. Alkın bey. Ona bakınca, gözlerini benden çekip, Ezrak'a baktı. "Ezrak!" dedi ve yanımıza yaklaştı. Ben de elimi çekmiştim bu süre zarfında, Ezrak'ın yakasından.

Alkın bey yanımıza iyice yaklaştı ve ikimizi süzdü bir süre.

"Kavga mı ediyordunuz siz?" dedi. Ezrak'a fırsat vermeden ben atıldım hemen.

"Ufak bir sürtüşme yaşadık sadece." dedim. Elini yüzüme getirdi. Elmacık kemiğimin üstüne dokununca, kısık sesle inledim acıyla. Yanağımdan kayıp, dudağıma getirdi bu kez. Dudağımda acımıştı. Demek ki oradan da yaralanmıştım. Ezrak itine fena manzara veriyorduk şu an.

"Ufak bir sürtüşme gibi durmuyor yüzlerinize bakılırsa." dedi ve Ezrak'ın çenesinden tutup yüzüne baktı sadece. "Sen biraz daha iyi durumdasın." dedi bana. Ezrak'ın, kaşı ve dudağı patlamıştı. "Şimdi gidin beyler. Bir daha böyle bir şey istemiyorum. Kocaman adamlarsınız. Aranızda ne varsa, konuşarak halletmelisiniz. Eh, bunu da ben öğretecek değilim değil mi?" dedi ve arabasına gitti.

"Bu neydi şimdi?" dedi Ezrak. Sıkıntıyla nefes alıp verdim.

"Bilmiyorum ya kavga da yarım kaldı." diye söylendim. O sırada başka sesler gelmeye başladı. Bizimkiler geliyordu. Bizi görür görmez, koşar adım yanımıza geldiler. Sefer, Ezrak'a baktıktan sonra bana döndü.

"Ne bu hâl lan?" dedi yüzüme bakarken. Sıkıntılı bir şekilde saçlarımı karıştırıp cevap verdim.

"Kavga ediyorduk Alkın bey geldi. Yarım kaldı." dedim. Aklıma gelince, Ezrak'a baktım. Arabasına yaslanmış duruyordu. "Bu iş burada bitmedi. Kurtuldun sanma." dedim sinirli bir şekilde. Yüzünde, yamuk bir gülüş belirdi ve cevap verdi.

"Hay hay. Her zaman beklerim." dedi ve arabasının üstündeki ceketimle kravatımı üstüme attı.

"İnsan ol lan!" diye bağırdım ama beni takmadan arabasına bindi. Çalıştırıp camı açtı.

"Görüşürüz Asafcığım." deyip öpücük attıktan sonra gaza bastı.

"O öpücüğü al da münasip bir yerine monte et it herif!" diye bağırdım. Beni duydu ve camdan elini çıkarıp orta parmağını gösterdi. Aptal cesur hareketleri beni çileden çıkarıyordu resmen. Ama onunla daha işim bitmemişti.

Nasıl gidiyor?

Yorumlarınızı bekliyorum

Kocaman öpüyorum 💋

AŞK OYUNU (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin