35.Bölüm

1K 91 25
                                    

İyi okumalar

Bu bölümü, sevgili dostum ayazyusufmet e ithaf ediyorum. Her zaman yanımda olduğun için teşekkür ederim 💙💙

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Asaf'la Alkın, birbirlerinin yörüngelerinden zor da olsa ayrılmıştı ve sadece dolunayın aydınlattığı, ormanın içinde bulunan yürüme yolundan eve geçiyorlardı. El ele tutuşmuşlardı. Alkın önde, Asaf arkada ilerliyorlardı.

Birkaç dakika sonra, ormanın içinde, adeta saklanmış gibi duran iki katlı dubleks bir ev girdi görüş alanlarına. Asaf, bu güzel ev karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Demek ki her zenginin illa ki bir dağ evi veya ormanın içinde evi oluyordu.

"Nasıl buldun?" diye sordu Alkın gülümseyerek. Asaf, bakışlarını evden çekmeden cevap verdi.

"Hiç böyle bir şey beklemiyordum açıkçası. Şok oldum desem yalan olmaz." dedi. Alkın, Asaf'ın yanına gidip, kollarını Asaf'ın beline doladı ve başını da göğsüne yasladı.

"Birkaç gün burada kalalım mı? Haftasonu zaten yarın. Akay'ı düşünme. Ezrak onunla kalır." diye mırıldandı. Asaf, göğsünde duran sevgilisinin saçlarını okşadı ve o da cevap verdi mırıldanarak.

"Tamam. Sen iste yeter ki." dedi. Alkın gülümseyerek baktı sevgilisine ve doğrulup ayrıldı Asaf'ın bedeninden.

"Teşekkürler bitanem." dedi ve küçük bir öpücük bıraktı sevgilisinin dudaklarına. Ardından, elini tuttu ve eve doğru çekiştirdi. "Hadi gel bakalım." dedi ve eve doğru yöneldi.

Asaf, sevgilisinin kendini çekiştirmesine izin verdi ve eve girdiler birlikte. Eve girer girmez, Alkın girişteki düğmeyi çevirerek, evin loş ışıkla aydınlanmasını sağladı.

"İçerisi soğukmuş." dedi ve Asaf'a baktı. "Sen geç otur. Ben kombiyi açayım." dedi ve ayrıldı yanından.

Asaf, girişten ilerleyip salona yürüdü. Salon geniş ve büyüktü. Kocaman camları vardı. Uzun ve büyüktü. Yere kadar uzanan beyaz tül, kısmen kapatıyordu camları. Kenarda salınan uzun, bordo perdeler, evin mobilyasına uyum sağlıyordu.

Tamamen salona girip, kendini geniş, berjer koltuğa bıraktı ve başını geriye atıp gözlerini kapattı. Aklına, dışarıdaki anlar gelince, heyecanlandığını hissetti. Kalbi heyecanla atarken, kucağında hissettiği baskıyla açtı gözlerini.

Kucağına baktığında, Alkın'ın, kucağında oturduğunu gördü. Yutkunarak sevgilisine baktı. Alkın gülümseyerek elini Asaf'ın yüzüne çıkardı. Yavaşça yüzüne doğru eğilip, dudaklarına bir öpücük bıraktı ve geri çekilip yüzüne baktı.

"Sana doyamadım hâlâ." diye fısıldadı. Asaf, konuşmayı umarak, dudaklarını araladı.

"Ben de sana." diye fısıldadı. Alkın gülümseyerek Asaf'ın göğsüne doğru uzandı berjer koltukta. Asaf, göğsüne sokulan sevgisilini sardı.

"Ezrak'la konuştum. Pazartesiye kadar Akay'la kalacak. Her şey yolunda." dedi. Asaf, iç çekip cevap verdi.

"Teşekkür ederim bebeğim." dedi ve elini Alkın'ın saçlarına çıkarıp okşamaya başladı. Bu hareketle, Alkın iyice sokuldu sevgilisinin göğsüne kedi gibi.

"Sen böyle yapınca ben mayışıyorum." diye mırıldandı. Asaf gülümseyip, elini yanağına indirdi sevgilisinin.

"Daha iyi işte. Hem birlikte uyuruz. Olmaz mı?" deyince, Alkın hevesle başını kaldırıp, Asaf'ın yüzüne baktı.

"Olmaz olur mu hiç? Hadi gel." dedi ve ayaklanıp elini uzattı. Asaf, Alkın'ın bu tavırlarına gülüp elini tuttu ve birlikte üst kata yöneldiler.

Üst kata çıktıktan sonra, sağdan ikinci odaya girdiler. Oda büyük ve güzeldi. Büyük bir yatak, yatağın karşısında büyük ekran bir televizyon, büyük bir gardrop, şifonyer, baş ucu komodinleri, bir kitaplık, rahat ve geniş bir koltuk, koltuğun yanında yuvarlak, cam sehpa vardı. Uzun ve geniş cam kenarında da iki tane gri puf vardı. Diğer kısımdaki cam kapılıydı ve bu kapı, geniş bir balkona açılıyordu.

Asaf odayı kısaca süzdükten sonra içeri adımladı. Alkın ondan önce odaya girmiş ve sehpanın üstündeki laptoptan bir şarkı açmıştı. Romantik bir gece geçirmek istiyordu sevgilisiyle.

"İki yıldır bugünün hayalini kuruyordum." dedi Alkın, Asaf'a yaklaşarak. "Sen ve ben burada, bu odada..." diye anlatırken, bir yandan da Asaf'ın gömleğinin düğmelerini çözüyordu. Asaf, sadece Alkın'ı izliyordu. "Birbirimize bu kadar yakın..." dedi ve iyice yaklaşarak gömleği omuzlarından aşağı bıraktı. Gömlek, Asaf'ın bedeninden çıkıp yerle buluştu. "Artık hayal değil." diye fısıldadı Alkın, Asaf'ın kulağına doğru ve kulak memesinden öptü.

Asaf, sınıra dayanmıştı ve inlememek için zor tutuyordu kendini. Güçlükle cevap verdi Alkın'a.

"Gerçek olamayacak kadar güzelsin sen Alkın." dedi ve elini, Alkın'ın yüzüne çıkarıp, yanağına koydu. "Benim olduğuna inanamıyorum bazen." diye fısıldadı, sevgilisinin gözlerine bakarak. Alkın, kollarını Asaf'ın boynuna doladı ve gerdanına bir öpücük bıraktı.

"Hayalimdin, gerçeğim oldun. Geleceğim de olur musun?" diye sordu. Asaf'ın kalbi, duyduğu sözlerle daha da hızlanırken, sessizce derin bir nefes alıp verdi.

"Yeter ki sen iste. Gelecekte de oluruz bebeğim." dedi ve kollarını beline koyup kendine çekti, Alkın'ın bedenini. Saçlarını geriye atıp, yüzüne baktı ve gülümseyip, dudaklarını karşısındaki güzel dudaklara bastırdı.

Yorumlarınızı bekliyorum 🌸🌸

AŞK OYUNU (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin