58. Bölüm

1.1K 57 3
                                    


         "İsmi dışında hiçbir şey bilmiyoruz ki Sude, nasıl bulacaksın öyle?" Sorduğum soruya karşın kıstığı gözlerini yüzüme dikti. "Her kadının içinde bir dedektif yatar bebeğim, yeter ki ortaya çıkartacak gücü olsun."

     "Söyleyeceğim şeye ben bile inanamıyorum ama bu deli doğru söylüyor, internete bakmaktan zarar gelmez. Sude sen magazin geçmişine bak, ben de Ekim'le ilgili çıkan normal  haberlere bakacağım." Gökçe'nin de ona destek çıkmasıyla ikiye karşı bir kalınca mecburen sustum ve onları izlemeye koyuldum.

    Zira Ekim ve adının Cansu olduğunu bildiğim o kızla ilgili öğreneceğim herhangi bir şey karşısında ne hissederdim, bilmiyordum.

   Dakikalar geçmesine rağmen ikisinden de en ufak bir ses çıkmayınca pes edip onları beklerken ortalığı toplamaya karar verdim. Düşündükçe kafayı yiyordum çünkü, kafamda dönüp duran şeylere dayanabilecek gücüm kalmamıştı.

   "Ay vallahi delireceğim şimdi! Adamın ilkokuldaki aşkına kadar buldum ama adı Cansu olan bir tane bile kız yok!" Sude'nin söylenmesine karşın gözlerimi devirdim. Magazin dedikleri meret dipsiz bir kuyudan beterdi. Dolayısıyla oradan bir ipucu çıkması epey zor bir şeydi.

   "Ya o değil de burada bir cenaze haberi var, iki yıl öncesinden." Gökçe'nin söyledikleri dikkatimi çekerken elimdeki tabakları bırakıp yanına gittim. İki yıl mı demişti o?

   "Sana hiç bir yakınını kaybettiğinden falan bahsetmiş miydi?" Sorduğu soruya karşın başımı iki yana salladım. "Hayır. Ama annesiyle babası sağ, çok yakını değildir büyük bir ihtimalle."

    O an aklıma gelen detayla kaşlarımı çattım. Lale ve Ekim'in ayrılığı da aşağı yukarı iki yıl öncesine tekabül ediyordu. Ve Ekim bir defa laf arasında neredeyse iki yıldır kendi hayatını yaşayamadığına, kendisini iyi hissetmediğine dair bir şeyler anlatmıştı.

   "Valla o kadarını bilemeyeceğim ama fotoğraflarda Ekim baya üzgün görünüyor, hatta yanında da bir kız var." Gökçe, düşüncelerimden kopmamı sağlarken gözlerimi kırpıştırıp bana doğru çevirdiği ekrana baktım.

   Ekim'in hali darmadağındı. Göz altları morarmış, yüzü solmuştu. Cenaze her kiminse onu epey üzmüştü. Buradan bile anlaşılıyordu. Fotoğraflarda tam yanında duran kızı tanımıyordum gerçi, kardeşi değildi. Bildiğim kadarıyla bütün kuzenleri de erkekti.

   "Ay haberini buldum o fotoğrafların! Ölen Ekim'in kuzeniymiş!" Sude'nin çığırtısı kulaklarıma dolarken kafamı ondan tarafa çevirdim. "Motor kazası geçirmiş sanırım." Bir şey söylemek yerine devam etmesini işaret ettim.

   "Bolu yolu üzerinde geçirdiği motor kazası sonucu ağır yaralanan H.G. on gündür hastanede verdiği yaşam savaşını kaybetti. Kaza sonucu komaya girdiği bilinen H.G. dün gece saatlerinde hayatını kaybetti, bugün ise ailesi tarafından son yolculuğuna uğurlandı. Kazada yaralanan sevgilisi C.A. ise tedavisinin ardından üç gün önce taburcu edildi, sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi."

     Ekranda yazanları okurken içime çöken sıkıntıyla titrek bir nefes aldım. İsimler verilmemişti ama her iki kişinin de soyadlarının baş harfleri Ekim'inki ile aynı değildi. Bildiğim kadarıyla teyzesi yoktu, yani halasının oğlu olmalıydı vefat eden kişi.

   Kaza diyordu haberde, yani beklenen bir ölüm değilmiş. Kim bilir ne kadar üzülmüştür Ekim, ne kadar acı çekmiştir...

   "Aha vallahi de kaza geçiren diğer kişinin adının baş harfi C!" Gökçe'nin bağırtısı ile irkilirken kırpıştırdığım gözlerimi ona çevirdim. "Bu C, Cansu'nun baş harfi olmasın sakın?" Hipotezi alan Sude ise fotoğrafları daha ayrıntılı incelemeye başlarken çığlığı bastı. "Ay doğru vallahi! Bak, fotoğrafların birinde Ekim'e sarılıyor o kız. Dudağında ve kaşında da yara var hatta!"

   Kafamdaki soru işaretleri birbirine girerken kaşlarımı çattım. Ne yani? Cansu, Ekim'in ölen kuzeninin sevgilisi miydi? İyi de, öyle olsa neden anlatmamıştı ki? Neden saklıyordu yani?

Ya da Lale neden öyle demişti?

🌸🌸🌸
   Bölüm bitimindeki notları kaçınız okuyor bilemiyorum ama sizlerle paylaşmak istediğim bir nokta var.
   Okunma oranlarıyla oy ve yorumlar çok orantısız. Biliyorum, wattpadde hayalet okuyucu oranı maalesef ki çok fazla ama belli bir raddeden sonra emeğimin karşılığında bir şey görememek motivasyonumu kırıyor.
   Hiçbir zaman oy veya yorum sınırı koyan yazarlardan olmadım, olmak da istemiyorum ama sizlerden ricam lütfen bir oy vermeyi ya da okuduğunuz şeyle ilgili düşüncenizi belirtmeyi çok görmeyin. Sonuçta bizler de bu bölümleri yazmak için zaman ve emek harcıyoruz.
   Okuyucumun düşüncesi ve yorumu benim için her zaman değerli oldu. Lütfen gidişatla ilgili yorumlarınızı belirtmeden geçmeyin olur mu?

TARİHİ GEÇMİŞ AŞK (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin