arkadaşlar hastalığıma geldiği için nasıl oldu algılayamıyorum. Umarı mgüzel bir bölüm olmuştur. Lütfen görüşleriniz bildirin. İyi okumalar.
mediadaki-Güneş
mediadaki bölüm şarkımız
UMUT’TAN
Aptalım ben cidden! Neden hep her şeyi kaybedince anlarım ki? O lanet kapıdan çıkmadan tutabilirdim onu. Gitme diyebilirdim. Ama demedim. Ve kaçırıldı. Lanet olsun bana! Bana da onu kaçıranlara da. İçimde ki sıkıntıyı atamazken üç tane depoya bakmıştık. Ama yoktu. Maalesef Natalia hiç birinde yoktu. En son depodan çıkınca tamamen delirmiştim. Hele o fotoğrafları da görmüştüm ya tamamen bitmiştim artık. Arabanın camına öfke ile yumruk attım. Melih’in camı yerle bir olurken hala hırsımı alamıyordum. Kafamı vurmak istiyordum bir yerlere. Biri beni tutunca ona öfke dolu gözlerle baktım.
‘’Dursana abi! Çıldırdın mı?’’ diyen çocuğu tanımıyordum. Burnumu çekip ‘’Kimsin sen?’’ dedim. Çocuk hala beni tutarken ‘’Ben Emre, Nazım’ın oğluyum.’’ Dedi.
MELİH
Zaman mıydı her şeyi geçirecek olan? Ya da zamanla mı unutacaktım acılarımı? Ya mavi gözleri? Onları da mı zamanla unutacaktım? Mümkün müydü? Aklımda ki karışıklığa rağmen kardeşimi arıyordum. Son bir yer kalmıştı bakacağımız depo olarak. Adamlardan birinin arabasına binince Umut’ta yanıma bindi. Sargılı olan eline bir bakış attım. Bu çocukta benden deliydi. Arabamın da içine etmişti. Bir şey demedim. Gaza yüklenip en sona kalan depoya hareketlendim. Arkamda da Nazım abiler vardı. Umarım bulacaktım kardeşimi. Bulup ona sımsıkı sarılacaktım. Sevgimi gösterecektim bu kez. Bu kez abisiyim ben diye bağıracaktım.
NATALİA
Hay Allah tiplere gel iyi mi? Tepesi kel olan, gözlüklü doktor beni muayene ediyordu. Bende bu durumdan faydalanıp iyice dalga geçmeye karar verdim.
‘’Ay abi bu pörtlek gözlü kim?’’ dedim bana vuran adama. O hala şaşkınca bana bakarken işaret parmağı ile kendini gösterip ‘’Bana mı dedin?’’ dedi. Bende gülümseyip ‘’Tabi abiciğim. Burada ki abim olarak bir sen varsın. Ha bu arada anneme söyle de zeytinyağlı dolma yapsın. Canım çekti.’’ Dediğimde adam hepten krizi geçirmişti.
‘’Abi diyor ya, zeytinyağlı dondurma diyor ya. Hay ben böyle işin. Neyi var doktor söylesene?’’ diye bağırdı. Eli titreyen doktor bana bakıp sonra yeniden adama döndü.
‘’Travma geçiriyor. Durumu ciddi. Uzun süreli hafıza kaybı.’’ Maşallah doktor baya yetenekliymiş ha. Gülümseyip bana vurana döndüm.
‘’Travma geçiriyor muşum abi. Uzun süreli hafıza kaybetmişim. Tüh! E iyileşeceğim değil mi doktor.’’ Dediğimde adam öfke ile yanında ki bana şaşkınca bakan adama tokat attı. Üf baya fena vurdu ha. Adam yere yıkıldı.
‘’Oğlum bu doktoru nereden buldunuz?’’ diye bağırdığında aldığı cevaba bende kahkaha atmadan duramamıştım.
‘’Ba… Bakırköy’den abi. ‘’
‘’Ahahaha … ben deli miyim ki?’’ dediğimde bana vuran abi delirmişti. Önüne geleni dövüyordu. Doktoru da yaka paça depodan fırlattı.
UMUT
En son depoya gelmiştik. Deponun önündeki iki adam biz buradayız diye neredeyse bağırıyorlardı. Melih silahını hazırlarken bende kanlar içinde kalan sağ elimi umursamadan silahı elime aldım. Melih bana kısa bakış atıp ‘’Şimdi başlıyoruz.’’ Dedi. Onu başımla onaylarken Nazım abilerde geldi. Nazım abinin iki adamı kapıdakileri halledince biz Melih ile içeri daldık. Ama karşımda gördüğüm manzaraya inanamamıştım. Natalia bir adamın arkasına saklanmıştı. Hala şaşkınken konuşmalara gülmemi sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZIM
ActionYağmur ailesini yedi yaşındayken kaybetmiş bir kızdı. Mavi gözleri acıya tutsak, aşka yabancıydı. Onun hayatı yılların verdiği acılarla beraber bir olmuş koca bir karanlığa hapsolmuştu. Çocukluğunun ona getirdiği nefret ve kayıplarla bir bütün olmu...