AZRA’DAN
İnsanın en büyük korkuları, ondan ne kadar kaçarsan kaç seni bulup yüzüne bir tokat gibi çarparmış. Ben şu ana kadar daha büyük acılar yaşamam sanıyordum. Korkularım, yüzüme tokat değil yumruk olarak çarpıyordu. Ben duyduğum sözlerin etkisi ile salona kendimi attım. Korkudan titriyordum. Gözlerimden akan her damla korkularımın netliğini gösteriyordu. Beni fark edince herkes endişe ile birbirine baktı. Mert koşup bana sarıldığında titremem durmuyordu.
‘’Korkma canım. Hadi gel yukarı çıkalım.’’dedi. Ben hiçbir şey diyemiyordum. Yerimden kıpırdayamadığım için Mert beni kucağına aldı. Merdivenleri çıkarken ben iki yıl önce olanları düşünüyordum.
İKİ YIL ÖNCE
Okula gitmek için evden çıkmıştım. Mert beni arayınca heyecanla telefonumu açtım.
‘’Canım nerdesin?’’deyince gülümsememe mani olamıyordum.
‘’Yoldayım okula geliyorum. Sen nerdesin?’’
‘’Ben okula varmak üzereyim. Hadi çabuk gel. Derse geç kalmayalım.’’dediğinde yüzüm asılmıştı. Hep de ders derdindeydi bu çocuk. Bende sürpriz hazırlayacak sandım. Ha neden biliyor musunuz? Bugün benim doğum günüm.
‘’Ta… Tamam, geliyorum.’’deyip telefonu kapadım. Moralim bozulmuştu. Demek ki doğum günümü bilmiyor. Acaba bir ay önce hatırlatmamış mıydım? Ben bu düşüncelerle uğraşırken yanıma siyah bir minibüs durdu. Daha ben ne olduğunu anlamadan ağzıma tutulan bir bezle gözlerim kararmaya başladı. Son gördüğüm yüz Efe’ydi.
ŞİMDİKİ ZAMAN
YAĞMUR’DAN
Mert ile Azra yukarı çıkınca çocukları Sinem ile Nazlı yukarı çıkardı. Bizde gizli odamıza geçip silahlarımızı hazırlamaya başladık. Uzun zamandan sonra ilk kez silah tutuyordum. Bu çok karışık bir histi. Sanki unutmak istediğim tüm anılar beynime doluşuyordu. Bora yanıma geldiğinde endişeliydi. Onun bakışlarını uzun zamandan sonra hiç böyle görmemiştim. Yanıma yaklaşıp yüzümü avuçları arasına aldı.
‘’Meleğim, sende yukarı çık. ‘’deyince sinirlenmiştim. Kesinlikle Bora uzun zamandan sonra bakışlarımın bu kadar soğuk olduğunu görmemişti. Ellerini yüzümden çekince silahımın şarşcürünü doldurdum. Ona hala soğuk bakışlarımı gönderirken ‘’Bir daha duymamış olayım. Bu durumda kimse beni oturtturamaz Bora. Hele de konu kardeşimiz hayatıysa.’’deyip yanından omzuna vurup geçtim. Babam silahını alıp koşar adım ön bahçeye çıktı. Bizde silahlarımızla yanında yerimizi almıştık. Bütün adamlar hazır ola geçmişti. Büyük kapımız büyük bir gürültüyle yerle bir olunca silahlarımızı o yöne doğrulttuk. Hayatımda uzun zamandan sonra ilk kez korkuyordum. Kapıya bir sürü adam silahları ile doluşup bize doğru yürümeye başlayınca babamda o yöne doğru yürümeye başladı. Bizde hemen onu takip ediyorduk. Bir metre kadar mesafede karşılıklı durduğumuzda kırk yaşlarında kır saçlı ama atletik vücuda sahip olan adam önümüzde dikildi.
‘’Oğlumu tanınmaz hale getiren o çocuğu istiyorum.’’diye bağırınca ben birkaç adımda babamın yanına geçip karşısına dikildim. Adam ukalaca gülümseyip bana baktı. Babam koluma elini koyup sakin olmamı isteyince kendimi sakin tutmaya çalışıyordum. Babam derin bir nefes alıp ‘’Kadir, bu işi konuşarak halledelim.’’dedi. Kadir denen o adam ukalaca kahkahasını atıp ‘’Buna benim karnım tok Murat. Mert’i bana verin bu iş bitsin. Yok, vermem derseniz bütün aileni yok ederim.’’dedi. Ben silahımın arkasını çekip ateşe hazır olunca herkes bana baktı. Adam yeniden gözlerini bana çevirdi.
‘’Ne o küçük hanım ölmeye mi hazırlanıyorsun?’’deyince bu kez ukalaca gülümseyen bendim. Babamın bir adım daha ilerisine geçip adama yaklaştım. Bora endişe ile ‘’Yağmur?’’dedi. Ona dönmedim. Şu an bütün dikkatim bu adamdaydı.
‘’Ölmeye değil, öldürmeye hazırlanıyorum.’’dediğimde adam kahkahasını derinleştirdi.
‘’Aptal mısın sen?’’deyince bu kez gülen bendim. Ona ne kadar iyi olduğumu ispatlamak için duvarın üstüne yerleştirdiği keskin nişancıyı alnından vurdum. Herkes endişelenirken adam yere düşen adamını görünce sinirli gözlerini bana dikti. Ben yine sırıttım.
‘’Aptal olan sensin. O adamı göremeyeceğimizi sanıp hepimizi öldürmeyi düşünecek kadar aptalsın hem de.’’dedim. Adam şaşkınlığını atamayıp yanındaki adama sinirle baktı. Silahını alnıma tutunca Bora yine bağırdı. Adam bora’ya bakıp sırıttı.
‘’Demek bu kız sizin için çok önemli. Tamam, o zaman ilk bunu öldürürüm.’’Deyince babam havaya ateş edip silahı yeniden adama doğrulttu. Yanıma geldiğinde beni kolumdan tutup arkasına itti.
‘’Önce konuşalım dedim sana. Ama yok ben konuşmak istemiyorum. Ölmek istiyorum dersen orası ayrı.’’dedi babam. Kadir gözlerindeki canavarı ortaya çıkardı. Silahını babamın alnına tutup ‘’Bunu sen istedin Murat.’’dedi. Babama ateş edecekken Mert’in sesi tüm bahçeyi inletti.
‘’Ben yaptım. Oğlunu o hale ben getirdim. Benimi istiyorsunuz? O halde geliyorum.’’deyince korku ile babam bağırdı.
‘’Mert içeri gir.’’dedi. Mert dinlemeyip yaklaşırken korkunç ses evi inletmişti.
AZRA’DAN
Mert beni koltuğa oturduğun da ellerine sımsıkı sarıldım.
‘’Azra, aşağı inmem lazım.’’deyince korkuyordum. Ellerini bırakmayıp ‘’Gitme… Gitme.’’dedim. Mert üzgün gözleri ile bana bakıp alnıma öpücüğünü bıraktı.
‘’Gitmem lazım. Bu işi onların başına ben açtım. Bir korkak gibi saklanamam. Aşağıda ablam var. Abim var. Babam var. Can kardeşlerim var. Azra onları kaybedemem. ‘’dedi. Ben hala ağlarken beni orada öylece bırakıp koşar adım aşağı indi. Birkaç dakika sonra duyduğum o korkunç ses kalbimi acıtmıştı. Koltuktan kalkıp koşarak aşağı indim. Tam kapıdan çıkarken Yağmur ablanın çığlığı kulaklarımı doldurmuştu.
‘’MERTTTTTTTTT’’ diye ağlarken yeniden duyduğum art arda gelen silah sesleri ile olduğum yere çöküp başımı ellerim arasına aldım. Gözlerimden süzülen her damla ile bende âşık olduğum adamın ismini haykırıyordum.
‘’Mert… Mert…’’
UMARIM BEĞENECEĞİNİZ BOL HEYECANLI BİR BÖLÜM OLMUŞTUR. ARKADAŞLAR YORUM VE VOTE SAYIMIZ ÇOK AZ BÖYLE GİDERSE ÖZEL BÖLÜMLERİ DE FİNAL ETMEYİ DÜŞÜNÜYORUM. LÜTFEN BU KONUDA BİRAZ DAHA HASSAS OLUR MUSUNUZ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZIM
AcţiuneYağmur ailesini yedi yaşındayken kaybetmiş bir kızdı. Mavi gözleri acıya tutsak, aşka yabancıydı. Onun hayatı yılların verdiği acılarla beraber bir olmuş koca bir karanlığa hapsolmuştu. Çocukluğunun ona getirdiği nefret ve kayıplarla bir bütün olmu...