NİHAYET HEYECANLA BEKLEDİĞİM O BÖLÜM GELDİ. BİLİYORUM ÇOK UZUN SÜRDÜ. YAĞMURUN KARDEŞİNİ BULMA SÜRESİ MECBUREN UZAMIŞTI. ÇÜNKÜ AKLIMA GELEN YENİ FİKİRLERLE AKSATMAK ZORUNDA KALMIŞTIM. ŞİMDİ BU O BÖLÜM. YAĞMURUN KARDEŞİNE KAVUŞTUĞU BÖLÜM. UMARIM SEVEREK OKURSUNUZ. ARKADAŞALAR HEPİNİZDEN BİR RİCAM VAR. LÜTFEN BU BÖLÜMÜ OKUYAN BÜTÜN OKUYUCALARIM ELEŞTRİDE OLSA ( TABİ KIRMADAN VE SAYGI SINIRINI GEÇMEDEN) MUTLAKA YORUM YAPIN LÜTFEN. BU BÖLÜM BENİMDE HEYECANLA BEKLEDİĞİM BİR BÖLÜMDÜ. UMARIM RİCAMI KIRMAZSINIZ. İYİ OKUMALAR :))) MEİADA Kİ SAVAŞ( MERT :D)
Bora’dan
Yağmur u kırmıştım. İsteyerek yapmıyordum aslında. Korkuyordum onun için. Hele de Şevket in bir psikopat olduğunu anladıktan sonra daha çok korkuyordum. Onun saçının teline bir şey olsa kalbim kanardı benim. Bana son sözleriyle içimi daha da yaraladı. Acı çekiyordu. Başlarda bunu belli etmiyordu ama artık duygularını saklayamaz haldeydi. Yağmur patlamak üzereydi. Kardeşini bulmak için Rıza yı aradım. Bir araştırma başlattım. Ne olursa olsun Mert i bulacaktım. Artık Yağmur un daha fazla acı çekmesine dayanamıyordum. Onun mutluluğu için hayatımı vermeye bile razıydım. Bu yüzden babamın yerine geçtiğim zamanlarda bana yardım eden sağ kolum olan Rızayı arayıp her şeyi anlattım. Şevket e inanmıyordum. Mutlaka yine sinsi bir plan peşindeydi. Bu yüzden o kutuyu bırakmıştı bize. Yağmur un acı çekip hata yapmasını istiyordu. Ama ben onun bu oyununa asla izin vermeyecektim. Kutuyu odamda ki çekmeceye sakladım. Boyutu büyüktü ama sığmıştı. Üstüne de birkaç havlu koydum. Yağmur bulamazdı. çünkü odama pek girmiyordu.
‘’ağabey aşağı gel’’ diyen Savaş in sesiyle düşünmeyi bırakıp aşağı indim. Bahçede oturmuş okey oynuyorlardı. Bende aralarına katıldım. Kızlarda yukarıdaydılar. Erkek erkeğe takılmayı istemişti bizim kiler bugün. Kızlarda kendi aralarında Nazlının odasında takılıyorlardı.
‘’hadi be oğlum at şu taşı’’ dedi Ali sinirle Emir e. Onların bu didişmeleri beni gülmekten öldürüyordu.
‘’yaw bir dur ağabey ya hata yaptıracaksın’’ deyince Emir kahkaha attık.
‘’oğlum Allah aşkına alt tarafı bir taş atacaksın neyin hatasından bahsediyorsun. Manyak bu Bora ya iyice dünya meselesine döndürdü.’’ Diye sinirle bana döndü. Gülümsedim.
‘’kızma hadi ağabey. Emir oğlum at sende artık’’ dedim.
‘’üf al al oldu mu’’ diye Âlinin önüne bir taş attı. Kafamı sallayarak güldüm. Ali Emir in boğazına yapıştı.
‘’vallahi bu kez günah benden gitti oğlum. Ne lan bu her gün seni çekiyorum.’’ Diye söylenirken bizde Savaşla onları durdurmaya çalışıyorduk.
Yağmur’dan
‘’haaahaha ya dur maymunum ya. Gülmekten dikişlerim açılacak’’ dedim. Nazlı Emirin yaptığı şapşallıkları anlatıyordu.
‘’gülme kızım ya vallahi deli ediyor beni. Bazen diyorum ben bu çocuğu nasıl sevmişim’’ dedi sinirle. Sinemle ben birbirimizin omzuna dokunarak gülmeye başladık.
‘’eee sonra ne oldu.’’ Dedim merakla.
‘’sonra işte yolda yürüyoruz. Yaşlı bir teyzenin yanına oturduk. Bu hala bana saçma lakaplar takıp bir şeyler anlatıyor. Teyze demesin mi ‘yavrum ben o yemeği yapmayı biliyorum gel anlatım sana’ tabi ben hala salak salak bakıyorum ne oldu diye. Bizim salak da dönmüş kadına diyor ki ‘ yok teyze ben yapılmışını buldum. Bak yanımda ‘ kadında dönmüş bana bakıp ‘oğlum bundan sığara böreği olmaz olsa olsa dolma olur’ kriz geçirdim Yağmur. Acilen bu Emir i hastaneye götürmeliyiz. Delireceğim yoksa’’ dedi üzgün ifadeyle. Durup düşündüm haklıydı. Ay düşünemiyorum boranın bana dolmam dediğini dolma yemekten soğurdum vallahi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZIM
ActionYağmur ailesini yedi yaşındayken kaybetmiş bir kızdı. Mavi gözleri acıya tutsak, aşka yabancıydı. Onun hayatı yılların verdiği acılarla beraber bir olmuş koca bir karanlığa hapsolmuştu. Çocukluğunun ona getirdiği nefret ve kayıplarla bir bütün olmu...