YB GELDİ. ARKADAŞLAR BEN YAZARKEN SEKSENDÖRT TEN ÖLÜRÜM HASRETİNLEYİ DİNLEDİM. İSTERSENİZ OKURKEN SİZDE DİNLEYİN…
Yağmur’dan
Her şeyin tam yoluna gireceğini düşünürken yine sarpa sardı. Neden korktuğum başıma gelir ki… Kötü hissediyorum, hissettiğim şey o kadar yoğun ki her an kötülükler ensemde duracakmış gibi. Ki öyle artık ölüm tüm soğukluğuyla ensemde duruyor. Büyük bir tehlike ile baş başa yım. Biliyordum beni bulacaklarını ve buldular da. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Bunu da çok derinden hissediyorum. Çatı katına çıktım. Arkamdan da Ali, Emir ve Nazlı geldiler. Hepimizin elinde de silah vardı. Silahımı masaya koyup onlara döndüm.
Adamın beni arayıp söylediklerini anlattım. Üçü de sinirle beni dinliyorlardı.
‘’ne demek kavuşacağız?’’ diye kükredi adeta Ali
‘’bilmiyorum. Sanırım beni istiyor.’’ Dedim sesimi ifadesiz tutmaya çalışarak. Korkuyorum hem de çok benim yüzümden onlara zarar gelirse yaşayamam.
‘’o biraz zor işte kimse seni bizden koparamaz Yağmur’’ dedi Emir.
‘’öyle’’ dedim.
‘’Yağmur iyi ol tamam mı hallederiz bunu da bir tanem’’ dedi Nazlı.
‘’biliyorum canım. Ali adam bul evin önüne dik. Yedi yirmi dört kapıdan ayrılmasınlar. Ayrıca bir araba da bizi bütün gün takip etsin malum okula falan gideriz.’’ Dedim.
‘’tamam, canım hemen hallederim ben.’’
‘’ha bu arada hiç kimse tek başına korumasız dışarı adımını bile atmayacak anlaşıldı mı?’’
‘’tamam, canım merak etme.’’ Deyip odalarına gittiler. Yaklaşık on dakika sonra dışarı bir sürü adam geldi. Ali de hepsiyle konuşuyordu. Aşağı indim. Adamlar hepsi silahlıydı evin etrafını sarmış etrafı inceliyorlardı.
‘’tamam, Yağmur hallettim. Evin çevresinde ki duvar da yüksek olduğundan güvenlik bakımından sıkıntımız olmaz.’’
‘’tamam’’
‘’Ali bey bu kameraları nereye takalım.’’
‘’beni takip edin. Yağmur sende git dinlen biraz ben hallederim ‘’ dedi.
‘’tamam, görüşürüz’’ deyip eve girdim. Boranın odasına girdim. Yalnız kalmak istemiyorum. Canım benim mışıl mışıl uyuyordu. Belimde ki silahı yatağın başucundaki çekmecenin üstüne koydum. Sessizce yanına kıvrılıp yüzünü seyretmeye başladım. Sol elimi sağ yanağını koydum. Hafif kıpırdasa da uyanmadı kısık sesle konuşmaya başladım.
‘’korkuyorum aşkım. Sana da bir şey olur diye. Seni de benden alırlar diye. Çok korkuyorum. O kadar zor ki kimsesiz yaşamak, hiçbir yere ait olamamak. Tam buldum derken yeniden kaybetmek. Bu benim mi kaderim hep acı çekmek, hep kaybetmek. Artık çok zor sana alışmış ken sensiz yaşamak çok zor. Ben senin kokunu, yüzünü, gülüşünü, sesini özlerim. Sana da, arkadaşlarıma da bir şey olursa yaşayamam ölürüm.’’ Dedim gözlerimden akan yaşları umursamayarak. Eğilip dudağından öptüm. ‘’Sen de sakın beni bırakma aşkım.’’ Dedim. Biraz kıpırdandı. Of dudağını garip şekilde yukarı kıvırdı. Gözlerini açmadan ‘’ sen istesen de seni bırakmam aşkım’’deyip gözlerini açtı. Gözlerimdeki yaşı görünce gülümsemesi soldu. Elliyle gözyaşlarımı sildi’’ ne oldu aşkım? Neden ağlıyorsun’’
‘’Mutluluktan aşkım’’
‘’mutluluktan da olsa asla ağlama tamam mı?’’
‘’tamam’’ dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZIM
ActionYağmur ailesini yedi yaşındayken kaybetmiş bir kızdı. Mavi gözleri acıya tutsak, aşka yabancıydı. Onun hayatı yılların verdiği acılarla beraber bir olmuş koca bir karanlığa hapsolmuştu. Çocukluğunun ona getirdiği nefret ve kayıplarla bir bütün olmu...