YENİ HAYAT- 32. Bölüm

1K 50 0
                                    

mediadaki- Melih 

:D İYİ OKUMALAR 

SİNAN

Yaşamak, neydi cidden? Her an acı içinde kıvranıyordu kalbim. Yağmur’u görmemek, onunla konuşamamak delirmeme sebep oluyordu. Aklım karışmış, gözlerim şişmiş, bitmiş bir halde hastane koridorunda yürüyordum. Güçlü olmaya çalıştıkça hayata küser olmuştum. Sesini duymak istiyordum, yanımda olsun yine bana gülümsesin istiyordum. Ama kader kıymıştı bize. Yağmur bacakları gibi gülüşünü de hayata dair tüm hayallerini de kaybetmişti.  Suat ile karşılaştığımda selamlaştık.

‘’Nasılsın?’’ dediğinde sıkıntı ile omzumu silktim. Suat, omzuma dokunup ‘’İyi olacak. Bazı araştırmalar yapıyorum. Türkiye de bazı hastanelerde omurga kırılmış olsa da iyileştirilen hastalar var. Bu hastaların bazıları hastaneden yürüyerek çıkmış. Bende o uzmanlarla iletişime geçtim. En kısa zamanda buraya gelecekler. Yağmur’u muayene edip durumuna bakmak istiyorlar.’’ Dediğinde heyecanla boynuna sarıldım.

‘’Gerçekten mi? Suat bana dünyaları verirsin.’’ Dediğimde o da bana sarıldı. Ayrılınca gülümsemesini gördüm. Ben bu adamı yanlış tanımışım.

‘’Önemli değil. Yağmur başarılı, zeki bir öğrencim... Onu çok seviyorum. İyi olması için elimden gelen her şeyi yaparım.’’ Dediğinde gülümsedim.

‘’Başhekimlik adaylığımı geri almaya karar verdim. Sen olmalısın.’’ Dediğimde kaşlarını çattı.

‘’Ne o çekilince benim kazanacağımı mı düşünüyordun. Sinan adaylığını çekemezsin. Ben seninle sahamızda kapışmak istiyorum. Hak edenin o mevki'yi almasını istiyorum. Lütfen bir daha duymamayayım böyle şeyler.’’ Dediğinde şok geçirmiş ona bakıyordum.

‘’Sen iyi misin?’’ dediğimde omzumu sıkıp kahkaha atarak gitti. Yok, bence hiç iyi değil.

YAĞMUR(EMİR’İN KIZI)

Zaman geçtikçe yalnızlığımı daha da içimde hissediyordum. Her gün aynıydı. Her gün boşluktu. Her gün güçsüzlüğümü görüyordum ayna da. Rüyalarımda kazayı tekrar tekrar görüp çıldırarak uyanıyordum. Her defasında hıçkırıklarımla baş başa kalıyordum.  Sinan’ı her defasında özlüyordum. Her defasında içimde onu buluyordum. Yine uykumdan kaza kâbusu ile uyandım. Perdelerim kapalı, karanlıkta ki odamda yatağımda ağlamaya başladım. Nefes alamıyordum bazen. Bazen kalbimi sökmek istiyordum içimden. Kaybolmak istiyordum.  Ama yapamıyordum. Sadece kayıptım. Gözlerimi kapatıp yeniden yatağıma uzandım. Gözlerimi kapatıp uykuya daldım. Zaten son günlerde sürekli uyuyordum. Psikiyatriste göre bir çeşit depresyonmuş. Sanki ben bilmiyorum. Yaşamak istemiyorum işte. Bunu anlamayacak ne var?

GÜNEŞ

Rüya bu. Kesin öyle.  Aşk, tıpkı kulaklarımda çalan güzel bir melodi gibiydi. Kendimi cennetin en güzel yerine gitmiş gibi hissediyordum. Sanırım yaralarımız iyileşiyordu. Dudaklarımız ayrılınca gözlerimiz hiç ayrılmadan birbirine sevgi ile dokunuyordu. Bakışları kalbime rüzgârını vurdukça içim titriyordu.

‘’Karşıma düşman gibi çıktın. Hatırlamıyorum seni ama yine kalbimin kapılarını araladın Güneş…’’ dediğinde çıplak göğsüne başımı yasladım. İnanmakta zorluk çekiyordum. Gerçekti değil mi? Tıpkı sevginin kanat çırpan renkli kelebekleriydi kalbinin atışı. Gülümsemem, kıkırdamaya dönünce gözlerimi hala başım göğsündeyken ona çevirdim. Bana bakarken gülümsüyordu.

‘’Hatırlayacağım mutlaka…’’ dediğinde ‘’Hatırlamasan da sorun değil. Ben biliyorum sen yine beni seveceksin.’’ Dediğimde dudağını yukarı kıvırıp sırıttı. Uyuz demiş miydim? Bu adam tamamen uyuz! Nedeni şu an beni kendi ile beraber suyum altına soktu.  Bana sıkıca sarılmış suda dans etmeye çalışıyordu. Ay boğulacağım şimdi ben. Onu itip hemen suyun üzerine çıktım. Derin derin nefes alırken ben Melih tam karşıma çıkıp gülümsedi.

İMKANSIZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin