YENİ HAYAT- 36. Bölüm

1K 47 0
                                    

mediadaki- Melih

***** 

''Artık tamamen benimsin...''

*****

''Ne?'' dediğimde sağ kolumu sol avuçlarında sıkmaya başladı. Endişe ile ben titrerken hiçbir şey demeden beni arabasına bindirdi. Tüm direnişlerime rağmen aldırmamıştı. Kendi de arabaya binip son sürat kullanırken korku ile onun delirmiş gözlerine baktım.

''Nereye gidiyoruz?'' dediğimde sırıttı.

''Seni kimsenin bulamayacağı yere. Dedim ya artık benimsin.''

Kalbim ne de çok titriyordu. Melih'i istiyordum ama yoktu. Beni koruyacak siyah gözler yoktu. Bana güven veren kolları yoktu. Yapayalnızdım. Her zaman olduğu gibi...

Bir dağ evine geldiğimizde hızla inip beni de çıkardı. Yine kollarımdan sürüklenirken ''Neden kaçırdın beni?'' dedim. Bir anda durup beni kendine çekti. Yüzlerimiz birbirine yakınken gülümseyip ''Çünkü artık seni başkasına veremem. Benimsin sen. '' dediğinde ''Hayır değilim. Ben Melih'i seviyorum.'' Dediğimde öfke ile döndü bana.

''Önce Umut'tu. Sonra Melih çıktı başıma. Ondan kurtulmam için öldürmem mi lazım?'' diye bağırdı. Endişelenmiştim. Bu çocuk beni çok fazla korkutuyordu. Beni eve götürüp koltuğa bıraktı.

''Zaten denedim bir kere. Ölmedi şerefsiz. Ama bu kez çok fena oyun oynadım. Aldatıldığını sanıyor. Sana güvenmiyor. Sen benimsin artık.'' Dediğinde gözlerinde ki ifadeden korktum. Hiçbir şey söylemedim. Söylemeye korkmuştum açıkçası.

MELİH

Maçtayken Taner bana yaklaştı.

''Güneş'e ne kadar güveniyorsun?'' dediğinde ''Çok güveniyorum.'' Dedim. Açıkçası ona güveniyordum. Taner ukalaca sırıttı.

''Umut onun neyi?'' dediğinde ''Kardeşi sayılır. Kardeşi diyelim.'' Dedim. Bu konuşmadan rahatsız olmuştum. İyice gülümsedi.

''Değil. Sana yalan söyledi. Umut'u kıskandırmak için seni kullandı. Hatırlamadan önce de bu yüzden ondan ayrıldın. Güneş'te buralardan gitti. Beş ayda dönmemişti. Şimdi hiçbir şeyi hatırlamaman onun işine yarıyor.'' Dedi. Öfke ile ona yaklaştım.

''Yalan söylüyorsun!'' dedim. Ukalaca gülümseyip bir flaş belleği bana uzattı.

''Bunda tüm gerçekler var. Ha bir de arabana bir defter bıraktım. Mutlaka okumalısın.'' Dediğinde flaşı alıp konuşmadım daha fazla. Maç bitmeden Güneş'i sırtıma atıp götürdüm. Kulübe eve gelince önceden bekçiye haber vermiştim. Adam yemek hazırlamıştı ama ben aklımdaki sorular yüzünden yemeye mecalim yoktu. Eve girdikten sonra flaşı televizyona takıp Güneş'in yanına çöktüm. Kumandayı elime alıp açtım. Ama gördüğüm her fotoğraf kıskançlıktan delirmeme neden olmuştu. Kandırılmak gururumu çok fazla kırmıştı. Sinirle kulübeden çıkıp arabama bindim. Son süratle uzaklaşırken dikiz aynasından ona baktım. Kafam karışmıştı. Kalbim bile ne söylüyorsa söylesin inanamaz durumdaydım. Zaten hiçbir şeyi hatırlamamak delirtiyordu beni. Bir süre sonra arabayı hızla durdurdum. Nefes almak zorlaşırken kendimi hızla attım araçtan. Arabamın önüne gidip çöktüğümde sırtımı da yaslayıp toprak yola ve doğaya baktım.

Eşsiz güzelliği gözümün önüne gelince içimdeki garip sızlamaya isyan ettim. Başımı arabaya yaslayıp gökyüzüne baktım. Masmaviydi tıpkı onun gözleri gibi. Uçsuz bucaksız gözlerinde kaybolurdum. Ne zaman göz göze gelsek içimde ki volkanik patlamalara engel olamazdım. Sanki onunla yeniden doğmuş gibiydi acılı ruhum. Ne olursa olsun ben bu kızdan uzak duramıyordum. Belli ki beni büyüsü altına çoktan almıştı. Keşke hatırlayabilseydim olanları. İlk tanışmamızı, ilk ona sarılışımı, ilk öpüşmemizi her şeyi...

İMKANSIZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin