YB geldi. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur. arkadaşlar bu bölümü yeni olaylara girş bölümü olarak düşüne bilirsiniz. yeni kişilerden biri bu bölümde girdi. İkinci yeni kişi de geleceek bölümde girecek.bu arada karekterlerin fotoğraflarını bir arada mediada vermek istiyorum ama yapamıyorum. bilen arkadaşlar benimle özelden iletişime geçip yardımcı olursa çok sevinirim. vote ve yorum yapmayı unutmayın arkadaşlar. mediadaki Yağmur. şimdiden teşekkür ederim :D
Ali’den
Yağmur bana âşık değildi. O kadar içim yanıyor ki. Gözümün önünde başka birini seviyor, onu öpüyor, ona sarılıyor. Gözleri beni değil o adamı görüyor. İçimde ki her şey enkaza döndü. Biliyordum eninde sonunda Boranın yanında olacağını. Ne çok isterdim Boranın yerinde olmayı. Yağmur un benim olmasını ne çok isterdim. Kızgınım ama sadece kendime. Daha önce ona aşkımı göstermeliydim. O 17 yaşındayken gittiğimde ‘hayır’ dedi.’ben seni kardeşim olarak seviyorum Ali’’dedi masmavi gözlerini üzgün bir şekilde benim gözlerime dikerek. Ben öldüm o an. Kayboldum bu dünyadan. O günden sonra bir daha hiç ona söylemedim onu sevdiğimi ta ki onu öptüğüm zamana kadar. O gün o kadar farklı hissetim ki. Sımsıcak dudakları beni ona çekmişti ama hata etmiştim. Beni istemiyordu sevmiyordu. Durdurmam gerekirdi kendimi. Pişman mısın? Derseniz değilim. Hata yaptım biliyorum ama değilim en azından bende sadece o bir iki saniyelik dudaklarının izi kaldı. Gerçekten onu ne çok sevdiğimi hissettim o an. Neyse asıl konumuza geri dönelim bana hayır dediği gün bahçede bulunan göle gittim. O zamanlar kaldığımız ev saray gibiydi. Arazisi o kadar büyüktü ki. İçinde göl bile vardı. Etrafı ağaçlarla çevriliydi. Şevket özel olarak öyle bir yer alıp yaptırmıştı. Eğitimimiz için çok iyi bir alandı. Ev desen saraydı nerdeyse. Neyse işte o gölün başına gittim saatlerce ağladım. ‘Neden ‘dedim’ neden beni sevmiyor’.
Şimdi anladım nedenini. Ben onun kaderi değildim. Yağmur Boraya ait, Bora da ona. Bunu kabullenmek o kadar zor ki. Ben artık ne yapacağım. Nasıl dayanacağım onu başkasıyla görmeye. Çekip gidim desem nereye gideceğim. Hadi gittim desem Yağmur un hayatı tehlikede ona bir şey olursa yanında olmazsam kendimi öldürürüm. Gidemem.
Deminden bu yana yaslandığım kapıdan ayrılıp yatağıma sırt üstü uzandım. Dayanmalıyım bunu onun mutluluğu için yapmalıyım. Ondan vazgeçmeliyim. Zorda olsa karşısında mutlu gibi durmalıyım onu unuttuğumu sanması lazım yoksa hayatı kendine zehir eder. Zaten bunca yıl öyle etmedi mi? Kendini öldüre sine çalışıp durdu. Kendine acı çektirdi. Altı yıl önce odasından çığlık sesi geldi. O kadar korkmuştum ki. Hemen odasına gittim. Banyodaydı. Kapıyı çaldım açmadı.
‘Giriyorum yağmur’ dedim sadece hıçkırarak ağlama sesi geldi.
Dayanamayıp kapıyı kırıp içeri girdim. Gördüğüm manzara beni dehşete düşürmüştü. O soğuk havada buz gibi suyun altında küvetin içinde ağlayarak oturuyordu. Dudakları, vücudu mosmor olmuştu. Sadece sayıklıyordu.
‘’anne, Baba, mert ne olur gitmeyin.’’diye ağlıyordu.
Derin iç çekerek ‘ne olur gitmeyin. Çok korkuyorum. Çok üzgünümmmm’’ diye bağıra bağıra ağlıyordu. Onu o halde görünce olduğum yere çivilenip kaldım. Büyümüş gözlerimden yaşlar akıp gidiyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ömrümde ilk defa onu öyle görmüştüm. Hep dimdik ayakta duran, hiç ağlamayan kız karşımda kendine işkence ediyordu. Bende öylece durup ona bakıyordum. Yanına ürkek adımlarla ilerledim.
Çıplaktı o yüzden gözlerine bakmaya özen gösterip suyu kapattım. Hala sayıklıyordu ‘üzgünümmmm’ deyip ağlıyordu.
O ağlaması o kadar derinden geliyordu ki kalbim acıyordu, nefes alamıyordum. Sanki sevdiğim insanı uçurumdan atıyorlar ve ben elim kolum bağlı onu izliyordum. ‘geçti canım geçti’ dedim bir şey demedi. Şoka girmişti. Ne olmuştu, niye o haldeydi? Bu soru işaretleri kafamda iken sarstım onu. Duymadı beni ne yapacağım hiçbir fikrim yoktu. Çocuklarda Şevketle beraber çıkmışlardı sadece ikimiz vardık koca evde. Titreyen vücudunu sarstım ama beni duymadı. Tekrar yağmur u sarstım ama hala şoktaydı hala sayıklayıp ağlıyordu. Yüzüne bir tokat attım. Hissetmedi hala aynıydı. Canım acıyarak bir tane daha tokat attım. Ağlama sesini durdurdu. Gözlerini kırpıştırarak bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZIM
ActionYağmur ailesini yedi yaşındayken kaybetmiş bir kızdı. Mavi gözleri acıya tutsak, aşka yabancıydı. Onun hayatı yılların verdiği acılarla beraber bir olmuş koca bir karanlığa hapsolmuştu. Çocukluğunun ona getirdiği nefret ve kayıplarla bir bütün olmu...