Özel Bölüm-14

1.3K 71 3
                                    

AZRA’DAN

Gözlerimi açtığımda normalden çok daha soğuk olan bir odadaydım. Yaz günü üşüyordum. Belki de içimdeki ateşin tam tersi bir reaksiyon gösteriyordum. Yorgun bakışlarım beyaz odada dolaşmaya başladığında izlendiğimi hissediyordum.  Sonra bu odanın tanıdık gelmesi ile olduğum yatağın başlığına sırtımı dayadım. Dizlerimi büküp kendime çektiğimde titremeye başlamıştım. Titrek dudaklarımdan güçlükle ‘’E…Efe’’dedim. Gözlerimden sicim gibi yaşlar dökülürken beyaz gelinliğimi gözyaşlarım suluyordu. Şimdi ne olmuştu? Şimdi ben Mert’ten ayrılmış mıydım? Yine bu pis adamın mı eline düştüm? Dağınık topuz olan saçlarımı avuçladığımda bağırmaya başlamıştım. Ne dediğimi bile bilmiyordum. Sanırım kriz geçiriyordum. Bulanık görüntümde birileri beni tutuyordu. Ama bedenimde ellerini hissetmiyordum. Çok korkuyordum. Beni koruyacaklarını düşündüğüm insanlar neredeydi? Mert neredeydi? Yağmur ablam neredeydi? Ben neredeydim?

MERT’TEN

Ablamlar gittikten sonra biz bahçedeki son işleri de halletmiştik. Her şey hazırdı. Yarın hayatımın en tatlı kızı ile evlenecektim. Karım olacaktı. Hayatım olacaktı. Umudum olacaktı. Heyecandan yerimde duramıyordum. Birden damatlık kıyafetleri aklıma gelince Bora abime döndüm.

‘’Abi yarın ben ne giyeceğim?’’dedim. abim gülümseyip beni kolumdan çekiştirdi. Odasına geldiğimizde dolabından kendi damatlık takımını çıkardı.

‘’Ben bunu giydiğimde çok mutluydum kardeşim. Bu kez de sen giymek ister misin?’’ dediğinde gülümseyip abime sarıldım.

‘’Mutlulukla giyerim abi. Çok teşekkür ederim.’’dedim. Damatlığı elime aldığımda gülümsüyordum. Benim için çok değerliydi. Sonuçta onu abim giymişti. Hem de öz ablamla evlenirken…

Aşağı indiğimizde ablamlar içeri girdi. Heyecanla gözlerim Azra’yı geziyordu. Ama gördüğüm sadece Ablam, Nazlı ve Sinemdi. Merakla kaşlarım çatılırken ‘’Azra nerede?’’dedim. Ablam elindeki not kâğıdını verdiğinde delirmiştim. Kâğıdı elimde sinirle tutarken fark ettiğim şey daha da delirtmişti beni. Ama ablamın sözleri dikkatimi ona vermemi sağladı.

‘’Bir daha o kızı affetmem Mert. Ne bu? Oyuncak mıyız bi…’’derken sözlerimle onu susturdum.

‘’Bu Azra’nın yazısı değil abla. Bunu o yazmamış.’’dedim. Ablam endişe ile bana bakarken ‘’O yazmamış mı?’’ dedi. O an Sinem endişe ile ablamın kolunu tuttu.

‘’Doğru Yağmur. O yazsa kıyafetlerini niye çıkarıp gelinliği giysin?’’ dedi. Nazlı’da söz endişe ile girdi.

‘’Azra kaçırılmış demek ki. Ama kim yaptı bunu?’’dediğinde ben bir şey demeden abim söze girdi.

‘’Efe kaçırdı. Çünkü o ölmemişti. Ve intikam istiyor belli.’’dedi. Hepimiz endişenin vücut halini bulmuştuk.  Araştırmalara başladığımızda benim gözlerim bahçedeki süslü alandaydı…

AZRA’DAN

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Pencerenin olmadığı, beyaz bir odada hapsolmuştum. Karanlıktan korkan ben bu kez de beyazlıktan korkuyordum. Bu beyazlık soğukluk hissettiriyordu bana. Üşüyordum. Hem de şimdiye kadar hiç üşümediğim kadar çok. Mert’siz ne kadar zaman geçti bilmiyordum. Zaten bu zamanın acısına da dayanamıyordum. Tek bildiğim bu korkunç yerde yalnız kaldığım. Ve izlendiğimdi.  Kapı açıldığında görmeyi beklemediğim kişiydi karşımdaki. Tedirgin sesimle ‘’Baba?’’dedim. Babamın gözlerindeki nefret korkutmuştu beni. Onu iki yıldır görmüyordum. Efe’den kaçtıktan sonra gizlendiğimdendi görememem. Yanıma yaklaştığında korkum artmıştı.

İMKANSIZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin