Anlaşma

207 19 4
                                        

     Tahta kapıyı ittirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

     Tahta kapıyı ittirdi. Kapı öyle gürültülü açılmıştı ki içerideki bütün insanların kafası San'a dönmüştü.

      Karanlık bir yapısı vardı binanın. İçide öyleydi. Dekorlar korku evlerinde olanlar gibiydi. Saçma. İnsanların masalarda oturup konuştuğunu fark etti. Yanlış yere gelmiş olabilir miydi?

     Yanına sarı saçlı uzun boylu ve güzel görünümlü bir adam geldi. Gülümsüyordu. Başıyla küçük bir selam verip masaların arasından geçerek uzaklaştı. San onu takip etmesi gerektiğini bir süre sonra anlamıştı.

     Etrafa bakarak giden adamı takip etti. Bir koridordan geçtiler. Bir süre sonra önlerine bir kapı çıktığında adam durdu. Kapının önüne geçip tıkladı ve içeri girdi.

      "Efendim. Konuğumuz geldi" dünyanın en güzel haberini verirmişçesine gülümsüyordu. San içerdekinin Adonis olduğunu anlamıştı tabii ki. Kalbi çarptı. Neden olduğunu bilmiyordu. Sadece aptal bir uyuşturucu alacaktı. Gerçi neyle alacağını da bilmiyordu ya. Cebinde tek kuruşu yoktu.

      Adam başını uzattığı kapıdan geri çekilip bir kez daha San'a selam verdikten sonra geldikleri yoldan geri ilerlemeye başladı. San arkasından bir süre baktı ve elini kapı kulpuna attı.

     Derin bir nefes alıp sonunda odaya girdi. Girmesiyle gözlerinin sonuna kadar açılması bir oldu. Karşısında çirkin, yaşlı ve aptal giyinimli bir cadı bekliyordu. Fakat karşısında gayet iyi giyinmiş, genç ve oldukça yakışıklı bir cadı vardı. San üstündeki şoku atmaya çalışarak odanın içine yürüdü.

     "San, sonunda gelebildin. Seni bekliyordum" San kaşlarını çattı. Geleceğini nereden biliyordu? İsmini nereden biliyordu?

    Adonis onun bu haline güldü. Oldukça sersemlemiş gözüküyordu. Fakat uyuşturucundan dolayı mı yoksa kendinden dolayı mı anlamak zordu. "Gel San. Otur"  eliyle masasının önündeki koltukları gösterdi.

     San adama bakarak yürüdü ve oturdu. Adonis'te onunla birlikte oturmuştu. "Söyle bakalım seni buraya kadar getiren şey ne? Şifa büyüsü? Aşk büyüsü? Şaka yapıyorum neden geldiğini biliyorum" San yutkundu.

     Onca şeyden gerilmeyen Choi San, bu adama baktığında bile tüylerinin diken diken olduğunu hissediyordu. Huzursuzca yerinde kıpırdandı.

     "... hapın sende olduğunu söylediler. Bilirsin satıcım cehennemin dibine gitti" Sinir bozukluğu ile gülümsediğinde Adonis'de gülümsedi.

     San'ın kanlanan gözlerini yeni yeni fark ediyordu. Cidden berbat haldeydi. Şimdi o adamın neden bu kadar yalvardığını anlıyordu. Kimse sevdiği insanın böyle göz göre göre acı çekerek ölmesine dayanamazdı.

Woosan/AdonisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin